Afgan Konferansı ülkede 'barışın ilkelerini belirleyecek'

Abone ol

Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen Afgan Konferansı'nda, ülkede barış sağlanmasının ilkeleri belirlenecek.

Afganistan Konferansı, Afgan sivil toplum temsilcilerinin bir araya geldiği Sivil Toplum Konferansı’yla dün Bonn’da başladı. Bu toplantıda Afgan sivil toplum örgütleri, geleceğe yönelik siyasi taleplerini açıklayacak ve uluslararası topluluğa ve Afganistan hükümetine bir dizi politika tavsiyesinde bulunacak.

2014 yılında, bazı danışman ve eğitmenler haricinde, yabancı askerlerin Afganistan’dan çekilmesine karar verildiği ve ülkeden gelen haberler genellikle olumsuz olduğu için resmi kısmı Pazartesi günü 80 ülkenin dışişleri bakanının katılımıyla başlayacak konferansın daha çok sembolik önemi olduğu kanısı kamuoyunda yaygın. Toplantıyı düzenleyen Alman diplomatlar, bunun yanlış bir kanı olduğu uyarısında bulunuyor ve Bonn’da, 2014 yılından sonraki sürecin temellerinin atılacağına dikkat çekiyor.

Sivil Toplum Konferansı’nda konuşan Almanya’nın Afganistan Özel Temsilcisi Michael Steiner, uluslararası topluluğun Afganistan’da on yıl boyunca “hatalar yaptığını, sorunların boyutunu küçümsediğini ve yeterli sayıda asker ve para ile sorunu çözebileceğini düşündüğünü” söyledi. Steiner, siyasi bir çözümün, barış görüşmeleri gerektirdiğini belirtti. “Ancak barış görüşmeleri ‘ne pahasına olursa olsun’ mantığıyla yapılamaz” diyen Alman diplomat, Bonn Konferansı’nda barış görüşmelerinin temel ilkelerinin saptanacağını açıkladı.

Afganistan Konferansı’nda, özellikle Batı ülkelerinin temsilcileri barış görüşmelerine Afganistan’ın önderlik yapmasını savunacak. Öte yandan da, geçtiğimiz on yıl içinde, özellikle Batı ülkelerinin finansmanı ve çalışmalarıyla filizlenen sivil toplum kuruluşlarının da barış sürecine doğrudan katılmasını talep edecek. Afganistan’da bulunan tüm siyasi ve etnik gruplarla kadınların da barış sürecine katılımı Batı ülkelerinin önemli bir talebi.

Steiner: siyasi çözüm için barış görüşmeleri gerekli

Michael Steiner’e göre, “herkesin şiddete son vermesi, terör örgütleriyle ilişkilerin koparılması ve Afganistan Anayasası’nın, şartlarından biri. Michael Steiner, barış görüşmelerinin ancak bölgedeki tüm devletlerin varılacak bir anlaşmaya sahip çıkmasıyla sağlanabileceğinin de altını çizdi.

Pazartesi günü 80 ülkenin dışişleri bakanlarının katılımıyla yapılacak toplantının önündeki en büyük sorun da bu. Pakistan’ın desteklemediği bir çözümün Afganistan’a sürekli bir barış getiremeyeceğini herkes kabul ediyor. Ancak geçtiğimiz hafta Amerikan askerlerinin Pakistan topraklarındaki bir sınır karakolunu vurarak, 24 Pakistan askerini öldürmesi nedeniyle, Pakistan Dışişleri Bakanı Sina Rabbani Khar, Bonn Konferansı’nı boykot edeceğini açıkladı. Alman hükümetinin müdahalesiyle Pakistan’ın, Berlin Büyükelçisi’nin konferansa katılması olasılığı doğmuş olsa da, sürecin daha en başında yaşanan bu sorun, Bonn’da alınacak kararların ne kadar hayata geçirilebileceği sorusunu da gündeme getirdi.

Bonn Konferansı’nda, 2014’ten sonra uluslararası toplumun ülkeye vereceği desteğin biçim ve boyutları da ele alınacak. Özellikle Batı ülkelerinden gelen askerlerin çekilmesiyle Batı kamuoyunun ülkeye ilgisinin tamamen kaybetmesi ve bu nedenle planlanan projelerin finansmanında sorunlar yaşanmasından korkuluyor.

Sivil Toplum Konferansı’na katılan bazı delegeler de, Batılı askerlerin çekilmesiyle tekrar bir iç savaş başlamasından ya da son on yılda elde edilen demokratik kazanımların ve insan haklarının ortadan kalkabileceğini düşünüyor.

Altı aylık bir tartışma ve seçim süreciyle belirlenen ve muhtarlardan, sendikalara, kadın ve gençlik örgütlerine kadar yüzlerce örgütü ve çatı örgütünü temsil eden 34 Afgan delegenin sözcüsü Barry Salaam, “terörün en önemli nedeninin ağır ekonomik ve sosyal sorunların hâlâ çözülmemiş olmasından kaynaklandığı unutulmamalı” diyor ve 2014 yılından sonra sivil toplum kuruluşlarına desteğin sürmesini talep ediyor.

Afgan delegeler, bu toplantıyı hazırlayan ve Karzai hükümetine eleştirel bakışı bilinen Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu yöneticisi Fahim Hakim’in delege olmasının Kabil hükümeti tarafından engellenmiş olmasının, kendilerine hükümetten destek gelmeyeceğinin kanıtı olarak görüyor.

Günün Önemli Haberleri