Af anketinden çarpıcı sonuçlar çıktı
Abone olAf konusunda yapılan bir anketten çarpıcı sonuçlar çıktı. Milletvekillerinin de aralarında bulunduğu katılımcılar, af konusunda ilginç açıklamalarda bulundu.
Af konusunda yapılan bir anketten çarpıcı sonuçlar çıktı.
Milletvekillerinin de aralarında bulunduğu katılımcılar, yolsuzluk
ve devlet aleyhine işlenen suçların affedilmesine karşı çıkarken,
düşüncenin ifade edilmesinden kaynaklanan suçların affedilmesinden
yana olduklarını bildirdiler. Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi
Enstitüsü'nde yüksek lisans öğrenimi gören, Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nde Emniyet Amiri olarak görev yapan İbrahim Hakkı
Seydioğulları, ''Türkiye'de Ceza Afları ve Afların Toplum
Üzerindeki Etkileri: Ankara'da Af Konulu Anket Çalışması ve
Analizi'' adı altında bir tez hazırladı. Ankete dayalı tezin
danışmanlığını Prof. Dr. Mesut Gülmez yaptı. Ankete Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nde görev yapan çeşitli rütbede polisler, Ankara
Adliyesi'nde görev yapan savcı ve hakimler, Ankara Barosu'nda görev
yapan avukatlar, 3 Kasım 2002'de seçilen 22. dönem milletvekilleri,
Ankara Ulucanlar Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler ile
vatandaşlardan oluşan bin 300 kişi katıldı. Ankete katılanların
yüzde 48'i yüksek öğrenim, yüzde 29.6'sı lise, yüzde 12'si orta ve
yüzde 10.4'ü ilkokul mezunu kişilerden oluştu. POLİSLERDE DE SOKAĞA
ÇIKARKEN SUÇUN MAĞDURU OLMA ENDİŞESİ... Afla ilgili sorulardan önce
ankete katılanların düşüncelerini irdelemek amacıyla bazı sorular
yöneltildi. Bunlardan ''Sokağa çıkarken, herhangi bir suçun mağduru
olma endişesi yaşıyor musunuz?'' sorusuna katılımcıların yüzde
26.9'u ''hiçbir zaman'', yüzde 51.7'si ''nadiren'', yüzde 13.4'ü
''genellikle'', yüzde 8'i ise ''her zaman'' yanıtını verdi.
Polislerin ise yüzde 53.8'i ''nadiren'', yüzde 10.7'si
''genellikle'', yüzde 9.5'i ''her zaman'' sokağa çıkarken suçun
mağduru olmaktan endişe ettiklerini bildirdi. TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLER
ÇIKINCA İŞ BULMAKTA UMUTLU... ''Bireylerin ekonomik güçlükler
içerisinde yaşaması suça neden olur'' varsayımına, ankete
katılanların yüzde 1.4'ü ''hiç katılmıyorum'', yüzde 6.5'i
''katılmıyorum'', yüzde 2.9'u ''fikrim yok'' derken, yüzde 35.9'u
''katılıyorum'', yüzde 53.4'ü ''tamamıyla katılıyorum'' diye yanıt
verdi. Ankete katılan 208 tutuklu ve hükümlünün yüzde 53.4'ü,
''cezaevinden çıktıktan sonra iş bulup bulamayacağı'' sorusuna
''Evet'' yanıtı verirken, yüzde 46.6'sı ise iş bulamayacağını
bildirdi. Bu kişilerden yüzde 36.2'si İŞKUR'un iş bulmada yardımcı
olabileceğine inanırken, yüzde 63.8'i buna inanmıyor. ''NASIL OLSA
BEN DE AFFEDİLİRİM'' DİYE SUÇ İŞLENİYOR... Suç işleyenlerin ''Nasıl
olsa ben de affedilirim'' güvencesi ile hareket edip etmediklerine
ise anket formu dolduranların yüzde 66.4'ünün katıldığı belirlendi.
Tutuklu ve hükümlülerin yüzde 51.6'sı bu düşünceye katılmadığını
ifade etti. ''Suçlara öngörülen cezaların caydırıcı olmamasının
suça neden olduğu'' varsayımına katılımcıların geneli yüzde 72.7
ile onay verdi. Hakimlerde bu oran yüzde 76.3, savcılarda yüzde
78.2, milletvekillerinde yüzde 77.5, polislerde ise yüzde 93.6
oldu. ''KADER MAHKUMU'' KAVRAMI İNANDIRICI DEĞİL.... Ankete
katılanların yüzde 68.9'u cezaların uygulama biçiminin caydırıcı
olmadığına inanırken, polis, hakim, savcı ve avukatlarda bu oran
yüzde 90'a kadar yükseliyor. Katılımcıların yüzde 66.8'i ''İnsanın
kaderine karşı gelememesi, suça neden olur'' önermesine
inanmadıklarını belirtirken, yüzde 24.6'sı buna inandığını
bildirdi. Yüzde 8.6'sı ise fikirlerini açıklamadı. CEZAEVLERİNİN
DURUMU? ''Ülkemizde birçok cezaevi suç işleme yöntem, biçim ve
tekniklerinin öğrenildiği 'suç okulları' haline gelmiştir''
şeklindeki düşünceye ankete katılanların yüzde 73.3'ü iştirak etti.
Hakimlerin yüzde 70.4'ü, savcıların yüzde 75'i, avukatların yüzde
92.5'i, polislerin yüzde 86.8'i, vatandaşların yüzde 66.6'sı,
tutuklu ve hükümlülerin yüzde 50.7'si bu düşünceye katıldıklarını
bildirdi. Ankete katılanların yüzde 68.5'i şartla salıverme ve
ertelemenin de af niteliği taşıdığını belirtti. YENİ BİR AFFA TEPKİ
''Yeni bir af yasasına göstereceğiniz ilk tepki ne olur?''
şeklindeki soruya katılımcıların yüzde 36.7'si ''öfke duyarım'',
yüzde 11.6'sı ''onaylarım'', yüzde 37.9'u ''onaylamam'', yüzde
7.9'u ''sevinç duyarım'', yüzde 5.9'u ise ''umursamam'' yanıtını
verdi. Milletvekillerinde ''öfke duyarım'' ve ''onaylamam''
diyenlerin oranı yüzde 97.3 oldu. Tutuklu ve hükümlülerden yüzde
44'ü ''onaylarım'', yüzde 38.2'si ''sevinç duyarım'' dedi. Ankete
katılanların yüzde 65.2'si düşüncenin ifade edilmesinden
kaynaklanan suçların affedilmesinden yana tavır koyarken,
polislerde bu oran yüzde 50.8, hakimlerde yüzde 79.5, savcılarda
yüzde 80.6, milletvekillerinde yüzde 90.9, avukatlarda yüzde 85.2,
tutuklu ve hükümlülerde yüzde 44.1, vatandaşlarda ise yüzde 79.9
olarak gerçekleşti. Hafif hapis veya hafif para cezalarının
affedilmesine ankete katılanların yüzde 57.3'ü, kasıt olmaksızın,
kazayla işlenen suçların affedilmesine ise yüzde 84.1'i ''evet''
dedi. Devlet kuvvetleri aleyhine işlenen suçların affedilmesine
katılımcılar yüzde 90.7 ile karşı çıkarken, devletin uluslararası
şahsiyetine yönelik suçların da affına yüzde 95.2 ile ''hayır''
denildi. Rüşvet, zimmet, ve benzeri suçların affedilmesine yüzde
93.6 oranında karşı çıkıldı. Katılımcıların yüzde 95.1'i devletin
ekonomik varlığına yönelik, yolsuzluk türü suçların affına
''hayır'' dedi. Milletvekillerinin tamamı rüşvet, zimmet ve benzeri
suçlar ile yolsuzlukların affına karşı çıktı. Ankete katılanların
yüzde 70.7'si adi suçlar için af çıkarılmasına engel olunmasını
istedi. CEZA AFLARI İNSAN HAKLARINA AYKIRI... Ankete katılanların
yüzde 78.1 aftan yararlananların yeniden suç işleyeceğini
belirtirken, affın cezaların caydırıcılığını önlediğini
düşünenlerin oranı yüzde 84.5 oldu. Ayrıca katılımcıların yüzde
64.5'i bazı suçların mahkemeler tarafından affının engellenmesi ya
da bazı suçların affedilmesinde yetkili olmasını istediler.
Hakimlerin yüzde 68.4'ü bu düşünceyi onaylarken, avukatlar ve
milletvekillerinde bu oran yüzde 50'lere düştü. Ankete katılanların
çoğunluğu siyasetçilerin af yasalarıyla kuvvetler ayrılığına
müdahale ettiğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 78.8'i ise, ceza
aflarını, bireylerin haklarını ihlal eden suç ve suçluları
kapsadığı için insan hakları kavramına aykırı buldu. Affın amacının
bozulan toplumsal barışı yeniden tesis etmek, cezaevlerinin yükünü
azaltmak olduğu görüşüne katılanlar çoğunluğu oluştururken, ankete
katılanlar affın toplumsal kin duygularını ortadan kaldırmadığı,
adli hataları ise ortadan kaldırdığı düşüncesinde olduklarını
belirttiler. Anket sonuçları, Türkiye'de afların cezaevlerini
boşaltmak, suçlu yakınlarının mağduriyetini önlemek, yargının iş
yükünü hafifletmek için değil, siyasi partilerin oy oranlarını
artırmak için başvurulan bir yöntem olduğuna inananların büyük
çoğunlukta olduğunu ortaya çıkardı. Af konusunda tek yetkilinin
Cumhurbaşkanı olmasına yüzde 88 ile karşı çıkılırken, TBMM'nin bu
yetkiyi referanduma sunarak halkla kullanmasına katılımcıların
yüzde 55.6'sı ''evet'' dedi. AFFIN TANIMI YENİDEN YAPILMALI...
Emniyet Amiri Seydioğulları'nın tezinin sonunda affın tanımının
yeniden yapılmasına ihtiyaç duyulduğu vurgulanarak, ''Önemli olan,
yetkinin kötü niyet taşımadan, hukuka ve etiğe uygun, toplumsal
gerekleri karşılayabilecek şekilde kullanılmasıdır. Bu beklenti,
toplumun her kesiminde vardır'' deniliyor. Sonuç bölümünde ayrıca
Türkiye'de adi suçlara yönelik af yasalarının seçimler öncesi
döneme denk geldiğine dikkat çekilerek, şu görüşe yer veriliyor:
''Suç ve suçlulukla etkili mücadele edilebilmesi, toplumsal barış
ve güvenliğin sağlanabilmesi için, günü kurtarıcı önlemlerde ısrar
etmek yerine, daha köklü mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi
gerekir. Bunun için en başta yapılması gereken, ceza adalet
sistemini oluşturan tüm birimleri eksiksiz bir eşgüdümle
çalıştırmaktır. Ceza adalet sisteminin içinde bulunan tüm birimler
merkezi bir bilgisayar ağında çalışmalarını sürdürmelidir. Hukuku,
gücü elinde tutanların tekelinden çıkararak tüm toplumun hizmetine
sunmak, hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Toplumsal barış,
güvenlik ve beraberlik, ancak hukuk devleti çatısı altında
gerçekleşebilir.''