Adnan Selçuk Mızraklı Diyarbakır belediyesine geldi tebligatı imzalamayıp bunu yazdı
Abone olDİYARBAKIR'ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan belediye başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, belediyede kendisine verilen tebligatı imzalamadı. Mızraklı, belgeye 'bana bu iradeyi veren halk adına imzalamayı bir onursuzluk addederim' yazdı.
Yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı, belediye meclis üyeleri ve partililerle birlikte belediye binasına geldi. Belediye binasına girişleri engellenen Mızraklı ve beraberindeki heyete, polisin “Mesai başlamadı” demesi dikkat çekti. Uzun süreli bekleyiş ardından Mızraklı, Diyarbakır Vali Yardımcısı’yla beraber belediye binasına girdi.
Tebligatı imzalamadı bu notu yazdı
Mızraklı, içeride yaptığı incelemeler ardından HDP’lilerle birlikte belediye binası önünde açıklamada bulundu. Diyarbakır Vali Yardımcısı ile birlikte belediye binasına girdikten sonra görevden uzaklaştırıldığına dair İçişleri Bakanlığı belgesinin kendisine imzalatılmak istendiğini söyleyen Mızraklı, şunları söyledi:
“Belgeye ‘bana bu iradeyi veren halk adına imzalamayı bir onursuzluk addederim’ yazdım. İmza koymadım. Çünkü benim inandığım anayasa ve hukuk değerleri, hepsinin en üstünde olan halk iradesine rağmen bir işlem tesis edilmişti. Bu işlemi hukuk normları dahilinde kabul etmem mümkün değil”.
19 Ağustos demokrasi depremi
17 Ağustos 1999 depremi nasıl Türkiye tarihi açısından bir not düştüyse, bu da Türkiye siyaseti ve demokrasi değerleri açısından 19 Ağustos depremidir. Birikmiş küçük yapıları bile yerle yeksan etmiştir. Bu anlamda biz inandığımız demokrasi ve hukuk değerlerinde, buna karşı durmaya, hukuk çerçevesinde buna ilişkin reddiyemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu halkın nezdinde halkın seçilmişleri bellidir. Bundan sonra bu kurumun içinde yer alacak olanlar, halk iradesine rağmen sadece o makamlara atanmışlar olacaktır. Seçmen iradesinin tezahürü olmayacaktır.”
19 Ağustos vesilesiyle Türkiye demokrasi güçleri, hukuka inananlar bir imtihandan geçeceklerdir, bir sınavdan geçeceklerdir. Önümüzde uzun günler var ama bu kararı verenler, Türkiye yurttaşların iyiliğini düşünmeyenlerdir.
Halk nezdinde meşru değiller
“Her taraf adeta bir polis ordusu tarafından girilmişti. Vali yardımcısı bana refakat etti. Her yer soğumuştu. Her yer küskünleşmişti. Eğer siz toprak ile bitkiyi bir birinden ayırdığınız zaman, bitki solmaya başlarsa, duvarlar solmuş gibi görünecektir. Halk iradesine yaslanmadığı sürece atanmışların kuracağı hiç bir sistem halk nezdinde meşru olmayacaktır. Bundan sonra oradaki varlık halk nezdinde meşru değildir.”
Ateş çemberinden geçiyoruz
Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini kaydeden Mızraklı, “Herkes bir ateş çemberinden geçtiğini ve Türkiye’de iyice ısınan siyasi iklimin soğutulmasına ilişkin bir takım adımların atılması gerektiğini ifade ediyordu. Bu süreç soğutmaya değil, iyice ısıtmaya, adeta dibini yakmaya, haşlamaya dönük bir sürece tetiklenmiştir. Özellikle umudu büyütmek isteyen bütün siyasi çevrelere bunun bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Ellerindeki bütün hayırsızlıkları kullanarak, bu umudun önüne geçme yaklaşımıdır” diye noktaladı.