Ceylan Özgül, Adnan Oktar Örgütü'nün çökertilmesine yardım eden ve Oktar ve yardımcılarının tutuklanmasını sağlayan isim olmasına rağmen üzerindeki kedicik yaftasından bir türlü kurtulamadı. Özgül, yaşadığı kabusu tüm detaylarıyla katıldığı Katarsis programında anlattı.Küçüklükten itibaren çok iyi yetiştirilen ve anne babasının üzerine titrediği belirten Özgül, bilgiye olan aşkından dolayı İstanbul Üniversitesi'ne gitmeyi tercih ettiğini söyledi.Üniversitede tanıştı: Özgül, sürekli kendini geliştirmek, aynı anda bir çok şey öğrenmek ve bilmek isteyen bir genç kız olarak arayışları üniversite yıllarında da devam ettiğini belirtti. Özgül tam bu dönemde Adnan Oktar'ın cemaatinden biriyle tanıştığını ve bu dönemde Oktar'ı öğrendiğini belirtti. Örgüte dahil etmek istediler: Özgül, görüştüğü kişinin bir süre sonra onu da bu oluşumun içine dahil etmek istediğini belirtti. Zamanla Adnan Oktar'la da tanışan Özgül onunla bir ay boyunca her gün görüştü.Geçmişiyle bağı kesildi: Özgül, olan biteni fark ettiklerinde her şey için artık çok geç olduğunun farkına vardı. Cemaatle yaşamaya başladıktan sonra geçmişiyle tüm bağı kesildi ve kendi ayaklarının üzerinde durmasına bile olanak vermediler.Cinsel sömürü: Artık oranın bir parçası haline getirildiğini ve her ihtiyacını onlar tarafından karşılandığını açıklayan Özgül, kendisinin dışında cinsel sömürü, ekrana çıkma vaatleri gibi yollarla da getirilen birçok genç kızın varlığından da bahsetti.Düşman gibi sokuldu: Ailesiyle görüşmesine izin verilmediğini belirten Özgül "ailem, cemaatte kalmamı kabul etmediği için gözümde düşman gibi sokuldu" dedi. Tehdit edildi: Özgül, evden çıkmalarına izin verilmediği, dışardan haber alamadığı, çevresinde hep cemaatten kişiler olduğu için bu dönemde çıkmaza girdiğini söyledi. Ne yapması gerektiğini bilmediği gibi bir de bu cemaate karşı gelenlerin başına çok kötü şeyler geldiği tehdidiyle karşı karşıya geldi. Hücre sistemi: Özgül zamanla hücre sistemi denilen bu oluşumun tam anlamıyla tutsağı haline geldiğinden bahsetti.Kaçmaya çalıştı: Özgül, 11 yılının bu örgüt yüzünden baskı, mutsuzluk, hayal kırıklığı ve manipülasyonlarla geçip gittiğini açıkladı. 2017'de artık her şeyi bitirmek isteyerek hastane bahanesiyle kaçmaya çalışan Özgül, asıl kabusun bundan sonra başladığını açıkladı. Bacılar örgütü: Özgül yakalandıktan sonra kabus günlerinin başladığı ve daha zor günler geçirdiğini itiraf etti. Özgül "bacılar" denilen ve örgütün ana yönetimi olarak adlandırılan evinden alınıp sıkı güvenliğe sahip, kameralı ve pencerelerinde demir parmaklıları olan bir eve götürüldüğünü söyledi.İzin alamadan bir şey yapamadı: Bir süre sonra cemaat içerisindeki insanlar korkudan Adnan Oktar'dan ya da bacılardan izin almadan hiçbir şey yapamaz hale geldiklerinden bahsetti.Cinsel istismar: Fiziksel ve psikolojik şiddetse had safhada olduğunu belirten Özgül, öte yandan cinsel istismarında söz konusu olduğunu belirtti.İstediği şekilde giyindik: A9 TV'ye zırhlı araçlarla götürüldüğünü belirten Özgül, Adnan Oktar'ın istediği şekilde giydirilip, süslendirildiğini ve yine o ne derse öyle davranması beklenildiğini söyledi. Özgül "tüm bu olanlar sırasında asla o anın içinde değildim, sürekli kaçmak için planlar kuruyordum." dedi.Geri dönmek zorunda kaldı: Özgül, ailesi tarafından bir defa da olsa kaçmayı başardığını ama sevdiklerinin hayatını tehlikeye atmaktansa zindan adasına geri dönmek zorunda kaldığını belirtti. Her şey bitti: Özgül, örgüt yüzünden annesinin cenazesine katılmadığını itiraf etti. Kaçtığı gün olan biteni hatırlamak istemeyen Özgül, babasının arabasına bindiği an "her şey bitti" dediğini söyledi. Aşk hayatında yüzü güldü: 11 yılı tutsak bir şekilde geçiren Özgül örgütten kaçtıktan sonra aşk hayatında yüzünün güldüğünü söyledi. Sosyal becerilerini ve maddi özgürlüğünü yeniden kazandıktan sonra Ümit Kuruca'yla tanıştı. Tehdit alıyor: Annesini kaybetmiş olsa da babası ve abisiyle de arasını düzelten Özgül, hala daha tehditler aldığını ama artık hiçbir şeyden korkmadığını dile getirdi.