Adli Tıptan Güler Zere açıklaması
Abone olAdli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce, NTV'de konuştu ve kararın nasıl alındığını anlattı.
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce, Elbistan
Cezaevi'nde yatan terör örgütü üyesi kanser hastası Güler Zere'ye
ilişkin değerlendirmede, hastalığın süreğen olduğunu ve iyileşme
şansının bulanmadığına karar verildiğini söyledi. İnce kararda
siyasi bir etkinin bulunmadığını da ifade etti.
hastalığının süreğen olduğu ve iyileşme şansının olmadığına
karar verildiğini belirterek, ''Bu rapor, 'Cumhurbaşkanlığı affı
kapsamında değerlendirilebileceği' kanaatiyle, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e, bakanlığımız kanalıyla gönderilecektir'' dedi.
NTV'de yayınlanan ''Canlı Gaste'' programına telefonla katılan
İnce, Adli Tıp Kurumunun süreci yakından takip ettiğini belirterek,
Zere'ye 12 ekimde yapılan operasyonun ardından, problemin tanısı
konulduktan sonra evrakın kendilerine bugün ulaştığını
belirtti.
İnce, ''Bugün yapılan değerlendirmede, hastalığının süreğen olduğu
ve iyileşme şansının olmadığına karar verildi. Bu rapor,
'Cumhurbaşkanlığı affı kapsamında değerlendirilebileceği'
kanaatiyle, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bakanlığımız kanalıyla
gönderilecektir'' diye konuştu.
Her konuda karar oluştururken bilimsel ölçekleri kıstas aldıklarını
ifade eden İnce, Zere'nin hastalığından dolayı herhangi bir
mağduriyet yaşamaması için hem Adli Tıp Kurumu'nun hem de Çukurova
Üniversitesi'nin elinden geleni yaptığını söyledi.
İnce, tutuklu olsun olmasın, kanserli olgunun alacağı tedavide bir
değişiklik olmadığını belirterek, ''Bu hasta için de her aşamada
bütün her şey yapılmış ve her türlü tedavide öncelik Çukurova
Üniversitesi tarafından sağlanmıştır. Hastanede istihdam
edilmiştir. Hiçbir şekilde ceza evi koşullarına geri
gönderilmemiştir'' diye konuştu.
Çocuk olgulara ve tutuklu olgulara öncelik tanındığını ifade eden
İnce, hastaların buna göre değerlendirildiğini kaydetti.
''RAPORU HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇIKARDIK''
Güler Zere konusunda kurumun hak etmediği bir baskıyla
karşılaştığını savunan İnce, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hastalığın seyri, hastanın hastalığıyla ilgili aldığı tedavinin
sonuçlarının hastalığı geriletmediği, iyileştirmediği bugün elimize
gelen raporlarla çıktı. Burada yaptığımız tek bir şey vardı; Bu
raporu bugün çok hızlı bir şekilde hocalarımıza imzalatıp,
çıkardık. Yoksa siyasi bir baskı ya da bir endişeyle bu rapora
öncelik tanınması söz konusu değildir. Yani bu hastanın bir
önceliği var mıydı? Bu tür hastaların önceliği gibi önceliği vardı.
Bu hastayla ilgili vereceğimiz kararda, hastanın yararını
düşündüğümüz kadar, toplumun bazı kesimlerinin düşüncelerini de
düşünmek zorundayız. Kurumumuzun önüne yaklaşık 85 gün boyunca
çadır kuruldu ve tüm çalışanlarımız bir şekilde taciz edildi. Biz
her çadır kurana rapor vereceksek, bizim burada bilimsel
kimliğimizin ne anlamı kalır.''