Adli Tıpta muayene rezaleti
Abone olAdli Tıp, ölen kişiyi muayene için hastaneye davet etti. Ne olduysa işte bundan sonra oldu.
Adli Tıp Kurumu, pankreas kanserine yakalandığı için
bağlanan malul maaşının kesilmesi üzerine SSK’yı dava eden ve 23
Temmuz 2007’de hayatını kaybeden TIR şoförü Osman Görener’i
muayeneye çağırdı. Kurum Başkanı Keramettin Kurt ve Uz. Dr. Nur
Birgen imzalarıyla mahkemeye gönderilen yazıda, Görener’in
’muayeneye gönderilmesi’ istendi.
Tır şoförü Osman Görener, 2003 yılında pankreas
kanseri olduğunu öğrendi. Aynı yıl yapılan ameliyatla pankreası ve
oniki parmak bağırsağının bir bölümü alındı. Ameliyatın ardından
SSK’ya malulen emeklilik başvurusu yaptı ve 2004’te maaşı bağlandı.
2006’da SSK, "kontrol raporu" istedi. Okmeydanı
Hastanesi’nden alınan raporda kanserde yayılma olmadığı bildirildi.
SSK 4 Temmuz 2007’de hastanın çalışma gücünü üçte iki oranında
kaybetmediği gerekçesiyle maaşını kesti. Görener, tedavisinin
sürdüğünü belirtip Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz etti ama sonuç
değişmedi. 2007 başında Kartal İş Mahkemesi’nde dava açarak,
birikmiş maaşlarını istedi ve 5 bini maddi, 50 bini manevi 55 bin
YTL’lik tazminat talep etti.
Dava dilekçesinde, pankreas kanserinin insanlarda görülen en ağır
ve en az yaşam süresi biçilen kanser türü olduğu vurgulandı.
Osman Görener davayı açtıktan dört ay sonra 49 yaşında hastanede
hayatını kaybetti. Aile, açılan davayı devam ettirdi, yazışmalar
bir yıl sürdü. Son olarak dosya, bilirkişi incelemesi için Adli Tıp
Kurumu’na gönderildi. Adli Tıp’tan gelen ve 14 ay önce ölmüş
davacıyı muayeneye çağrı yazıda aynen şöyle denildi:
"Kişinin, Kurulumuz muayene günleri olan Pazartesi,
Çarşamba, Cuma günlerinden birinde kimlik belgesi ve tüm tıbbi
belgeleriyle birlikte saat 08.30’da Kurumumuzda hazır bulunacak
şekilde muayeneye gönderilmesi." Adli Tıp Kurumu, Hüseyin
Üzmez hakkında verdiği skandal raporla da günlerce gündemde
kalmıştı.
TIP DOKTORU VE HUKUKÇU YILDIZ ERTUĞ ÜNDER
Adalet duygusu zedeleniyor
Adli Tıp Kurumu’nda gündeme gelen bilim dışı ve usule aykırı
işlemler yeni değil, tıp ve hukuk çevrelerinde bilinen ve çokça
yakınılan bir konu. Usulsüz işlemlerin son dönemde sıkça kamuoyuna
yansıyor olması vahametin arttığını gösteriyor. Türkiye’de alanında
tek resmi bilirkişi kurumu olan Adli Tıp Kurumu, denetimini de
kendisinin yaptığı sağlıklı olmayan bir işleyişe sahip. Bu olayda
da bilirkişiliğin en önemli koşulu olan güvenilirliğin ve adalet
duygusunun zedelendiğini görüyoruz.
Hürriyet