Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimini yönettiği ve örgütün Hava Kuvvetleri imamı olduğu öne sürülen firari Adil Öksüz ile sivil imamlar Hakan Çiçek, Nurettin Oruç, Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in yakalandıktan sonra jandarma karakoluna getirildikleri ana ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 481 kişi hakkında hazırlanıp Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamenin eklerinde yer alan görüntülere göre, kaçmaya çalışırken yakalanan Adil Öksüz'ün içinde bulunduğu jandarma aracı, 16 Temmuz 2016'da saat 12.11'de karakolun nizamiyesinden içeri girdi. Adil Öksüz, saat 12.12'de aracın sol arka kapısından kelepçesiz olarak indi. Üzerinde açık mavi gömlek olduğu anlaşılan Öksüz'ün elindeki siyah çantası da görüntülere yansıdı. Öksüz ile karakola getirilen Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç da jandarmaya ait hafif ticari aracın arka kapısından kelepçesiz halde indirildiler. Beyaz gömlek giyen Hakan Çiçek'in sol elinde siyah renkli bir malzeme taşıdığı, sağ elindeki ceketini, sol elindeki malzemenin üzerini kapatacak şekilde koyduğu görüldü. Nurettin Oruç'un ise koyu mavi bir gömlek giydiği görüldü. Aracın arka kısmında bir araya gelen Adil Öksüz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç, silahlı jandarma personeli eşliğinde karakola alındı. Saat 12.32'de aralarında Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in de bulunduğu şüphelileri taşıyan iki binek araç, jandarma nizamiyesi önüne geldi. Araçlardan indirilen şüpheliler, yürüyerek karakola alındı. Biniş, üzerinde siyah tişört ve sırtında çanta ile kelepçesiz olarak kameraya yansıdı. Jandarma görevlileri, saat 12.42'de Harun Biniş ve Kemal Batmaz'ı birbirine kelepçeledi. Adil Öksüz'ün serbest kalmasına ilişkin 28 kamu görevlisi hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianameye göre, darbe girişiminin başarısız olduğu anlaşılınca, Akıncı Hava Üssü'ndeki asker ve sivil darbeciler kaçmaya başladı. Darbecileri yakalamak için Kazan Jandarma Komutanlığınca oluşturulan ekip, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'i, Fethiye Mahallesi'ne doğru kaçarken Akıncı Üssü istikametinde kalan tarla yolunda yakaladı. Oruç, jandarma ekibine film çekmeye geldiğini söyledi, Çiçek de Ankara Anafartalar Koleji’nin sahibi olduğunu belirtti. Jandarma ekibi, 600 metre ileride Adil Öksüz'ü gördü. Patika yolda valizi ve el çantasıyla yürüyen Öksüz, silah çekilerek durduruldu. Öksüz, kendisini durduran jandarma ekibine tarla bakmaya geldiğini söyledi. Şüpheliler, Kazan İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı Kışla Jandarma Karakoluna götürüldü. Akıncı iddianamesine göre, örgütün sözde "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz, darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında 34 SIR 49 plakalı aracıyla 27 Aralık 2015, 9 Ocak, 16 Ocak, 30 Ocak, 20 Şubat, 29 Şubat,14 Mart, 30 Mart, 5 Mayıs, 27 Mayıs, 4 Haziran ve 15 Haziran 2016 tarihlerinde Ankara'ya geldi. Başkentte örgüte bağlı rütbeli askerlerin de katıldığı darbeye hazırlık toplantıları gerçekleştiren Öksüz'ün seyahat verilerini inceleyen polis, şüphelinin, darbe planlaması yaptıkları her toplantıdan sonra sivil imamlarla birlikte ABD'ye gittiğini tespit etti. Sivil imamlardan Kemal Batmaz, Adil Öksüz'ü tanımadığını öne sürüp, aynı tarihlerde yurt dışına çıkmasını "tesadüf" olarak nitelendirdi. Nurettin Oruç ise darbe günü Akıncı'ya köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gittiğini, Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'ı tanımadığını iddia etti. Oruç, "Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek ile seyahatlerimde aynı tarihte ABD'de bulunmam tesadüftür. Ben 31 Aralık 2015 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Kemal Batmaz ve Adil Öksüz ile aynı anda bulunmuş olabilirim. Bu, bir tesadüftür, farklı uçaklarla gitmişiz ancak bu şahıslarla havalimanında buluşup herhangi bir toplantı yapmış değilim." şeklinde savunma yaptı. Harun Biniş de 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'nde olduğunu kabul etmeyerek, "Adil Öksüz'ü, Hakan Çiçek'i, Nurettin Oruç'u tanımam. ABD'ye sürekli konferansa gidiyordum ancak Adil Öksüz'ü tanımıyorum." diye konuştu. Anafartalar Koleji Sahibi Hakan Çiçek de üsse sosyal ekinlik için geldiğini savundu.