Adil Gür'den 'referandum' anketi
Abone olAraştırmacı Adil Gür, anayasa ile ilgili referandum sonucunu değerlendirdi. Gür'e göre, referandum çekişmeli olacak...
1995'ten bu yana tüm seçim sonuçlarını 0 hata ile bilen
kamuoyu araştırmacısı Adil Gür, anayasa değişikliklerinin gündeme
geldiği günden bu yana seçmenlere 'referandumdaki tavrının ne
olacağını' 4 kez sordu.
2 araştırmada az farkla 'hayır', diğer 2'sinde ise
az farkla 'evet' çıktı. Gür, 'Bu
verilerden hareketle bugün şunu söyleyebilirim; oldukça zorlu bir
referandum süreci olacak, yani az farkla evet veya hayır
çıkabilir' diyor.
Türkiye'nin önde gelen güvenilir kamuoyu araştırmacılarından Adil
Gür'e 12 Eylül'de yapılacak anayasa paketiyle ilgili 12 Eylül'de
yapılacak referandum sonucu soruldu.
Hem iktidar hem de muhalefet açısından çok zorlu bir süreç
yaşanacağını belirten Adil Gür'e göre, referanduma kadar geçecek
süreçte iktidar ve muhalefet partilerinin tavrı ve çalışmaları
referandumun sonucunu belirleyecek. Yani, evet veya hayır'cılardan
hangisi neden böyle düşündüklerini halka ne kadar iyi
anlatabilirse, bir adım öne geçecek.
- Anayasa Mahkemesi 111 milletvekilinin iptal ve yürürlüğü
durdurma başvurusunu, 2 maddede kısmi iptal dışında reddetti ve
referandumun önünü açtı. Sizce bundan sonra ne olur, referandumda
nasıl bir sonuç çıkar?
İşleyen takvime göre 12 Eylül Pazar günü referandum var. Anayasa
değişikliklerinin gündeme geldiği günden bu yana yaptığımız
araştırmalarda, seçmenlere 'referandumdaki tavrının ne olacağını'
tam 4 kez sorduk.
2 araştırmada az farkla 'hayır', diğer 2 araştırmada ise az farkla
'evet' çıktı. Oldukça zorlu bir referandum süreci olacak, açıkçası
1987'deki rahmetli Özal'ın siyasi yasakların kalkıp kalkmaması
yönündeki referandumu gibi bir sonuç bekliyorum. Yani az farkla
'evet' veya 'hayır' çıkabilir.
Referanduma kadar geçecek süreçte iktidar ve muhalefet partilerinin
tavrı ve çalışmaları referandumun sonucunu belirleyecek, diye
tahmin ediyorum. Yani, evet veya hayır'cılardan hangisi neden böyle
düşündüklerini halka çok iyi anlatabilirse bir adım öne
geçeceklerdir.
PARTİ TAVRI ÇOK ÖNEMLİ
- İktidar, anayasa değişikliklerinin daha fazla özgürlük ve
demokrasi getirdiğini söylüyor. Seçmen nasıl olur da, kendisine
daha fazla özgürlük getirecek bir değişikliğe 'hayır' der anlatır
mısınız?
Yapılacak referandumda tüm seçmenlerin anasayasa değişikliklerinin
içeriğine bakarak mı karar vereceğini sanıyorsunuz, açıkçası ben
sanmıyorum. Seçmenin belki % 20-25'i bu tip konulara kafa yoran,
tartışan, gazete okuyan, haber programlarını izleyen, özetle
anayasa değişiklikleri konusunda bilinçli seçmen. Bu seçmenler,
değişikliklerin neler getirdiğine, içeriğine bakacak, ona göre
oyunun rengini belirleyecektir. Bunun dışındaki seçmenlerin büyük
çoğunluğu ise, her ne kadar araştırmalarda 'ben değişikliklerin
içeriğine bakarım' dese de, oy vereceği partinin referandumdaki
tavrı yönünde hareket edecektir.
SEÇMEN DAVRANIŞLARI
- Anayasa Mahkemesi, iktidarın ve birtakım hukukçuların
yorumlarına göre millet iradesinin üzerine çıktı, yani şekil
yönünden incelemesi gerekirken esasa girdi ve karar verdi. AK Parti
bunu kullanarak bir erken seçim kararı alır mı, alırsa bu karar
seçmende bir mağduriyet algısı yaratır AK Parti'ye oy kazandırır
mı?
Anayasa Mahkemesi'nin kararı siyasi miydi, yoksa hukuki miydi, bunu
tartışmak biz araştırmacıların işi değil, bunu anayasa hukukçuları
tartışacaktır. Seçmen tercihleri bakımından siyasi sonuçları ne
olur, ben bunu söyleyebilirim. Neye göre söyleyebilirim, Anayasa
Mahkemesi'nin 2007'deki 367 kararında seçmen davranışları nasıl
değiştiyse, şimdi de öyle değişecektir.
OY ORANLARINI GÖSTERİR Mİ?
-12 Eylül 2010'da tarihinde yapılacak referandumun sonucu,
daha sonra yapılacak Milletvekili genel seçimlerinde iktidar ve
muhalefetin alacağı oy oranını gösterir mi ?
Kesinlikle göstermez çünkü, başta da söylediğim gibi referandumda
oy vereceği partinin tavrından farklı hareket edecek seçmenler
olacaktır. Referandumlarda seçmenler farklı reflekslerle hareket
eder, geçmişte bunun örnekleri çoktur. Örneğin 1982 Anayasası'na %
90'ın üzerinde 'evet' oyu çıkarken, 1 yıl sonra yapılan
milletvekili genel seçimlerinde anayasayı yaptıranların işaret
ettiği parti MDP % 23,3 oy alabilmiştir.
1987'de rahmetli Özal'ın 'hayır' oyu istediği referandumda % 49,5
'hayır' oyu çıkarken yapılan milletvekili genel seçimlerinde ANAP'a
% 36,3 oranında oy çıkmıştır. Yine son dönemde 2007 milletvekili
genel seçimlerinde AK Parti'nin aldığı oy oranı ve referandum
sonucu ortada. Dolayısıyla görülüyor ki, seçmen, referandum ile
milletvekili genel seçimlerinde aynı reflekslerle hareket etmiyor.
Bu nedenle 12 Eylül'de çıkacak sonucu seçim sonuçlarıyla
karşılaştırmak doğru değildir. Kuvvetle muhtemeldir ki,
referandumda AK Parti'nin 29 Mart genel seçimlerinde il genel
meclisinde aldığı oyun üzerinde bir 'evet' oyu çıkacaktır. Bu
nedenle 'evet'lerin tamamını AK Parti'ye veya 'hayır'ları
muhalefete mal etmek ve geçmiş veya gelecek seçim sonuçlarıyla
karşılaştırmak, doğru bir analiz olmayacaktır.
AYM'ye bağlı seçim kararı yanlış olur
Özetle; mağduriyet algısıyla veya Anayasa Mahkemesi kararına seçmen
tepkisi nedeniyle AK Parti'nin alacağı bir seçim kararı bana göre
doğru olmayacaktır. Ha şu söylenebilir, AK Parti seçimin
şartlarını, 1 yıl sonrasına göre bugün kendisi için daha avantajlı
görebilir ve seçime gidebilir. Sonuçta erken seçim kararını
alabilecek tek yetkili mercii TBMM, dolayısıyla orada büyük
çoğunluğu olan AK Parti grubudur. Bu seçimde AK Parti'ye seçim
kazandıracak ana konu AYM kararı değil 2007'de olduğu gibi ekonomi
- işsizlik - sağlık, eğitim, terör vs. gibi Türkiye'nin temel
meseleleridir. 'Bunlarda şu an başarılıyım, seçime gidersem
kazanırım' diyorsa sorun yok, ama beklentiyi AYM kararına bağlarsa
bana göre yanlış yapmış olacaktır.
ERKEN SEÇİMİN ÜÇ ÖNEMLİ SAKINCASI VAR... AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
Seçimi çok kısa vadede yapmanın bugün için bana göre
3 önemli sakıncası vardır;
1 CHP'de bir genel başkan değişikliği yaşandı, kamuoyunda
Kılıçdaroğlu ve değişim rüzgarı eski hızla esmese de, hala devam
ediyor.
2 Hemen yanıbaşımızda Yunanistan ve bazı Avrupa ülkelerinde çok
ciddi bir ekonomik kriz var bunun bize yansımaları mutlaka
olacaktır, her ne kadar şu kadar büyüdük dense de, bu büyüme henüz
vatandaşa yansımadı ve kısa vadede de yansıması beklenmemeli.
3 PKK terörü son zamanlarda iyice arttı ve can almaya devam ediyor.
Bu çekinceler nedeniyle şu ortamda erken seçime gitmenin iktidar
bakımından fayda getirmeyeceği kanaatindeyim.
Elbette ki bu, elimdeki araştırmalar ışığında benim görüşüm, aksini
düşünenler - söyleyenler olabilir, geçen yıl bu dönemlerde herkes
'AK Parti Kürt açılımını başlattı %60 oy alacak' derken yine Akşam
gazetesinin bu sayfalarında bu işin o kadar basit olmadığını,
oy getirmeyeceğini, aksine kaybettirebileceğini
söylemiştim,işte gelinen durum ortada....
'HAYIR'CI AKP'LİLER 'EVET'Çİ CHP'LİLER
Referandumda, hayır diyecek AK Parti seçmeni de, evet diyecek CHP
seçmeni de mutlaka olacaktır. O nedenle bugünden 'evet' diyen
partilerin oy toplamı şu kadar, 'hayır'cılar şu kadar yaklaşımı
yanlıştır. Referandum ayında, Eylül 2010'daki Türkiye'nin ruh hali
sonucu belirlemede çok önemli. Burada iktidara çok iş düşüyor, bu
referandum iktidar için bir güven oylamasına mı dönüşecek,
yoksa iktidar izleyebileceği politikalarla buna fırsat tanımayacak
mı, işte referandumun kaderini belirleyecek diğer önemli hadise de
bu...
BU RÜZGAR SEÇİM KAZANDIRMAZ
Buradan yola çıkarak şu yorumu yapabiliriz, bugünkü kısmi iptal
kararı seçmen tercihlerini çok etkilemez ve AK Parti'ye sadece bu
nedenle seçim kazandıracak bir rüzgar sağlamaz. Bu hafta sonu bir
araştırma yaparsanız AK Parti oylarını AYM kararı nedeniyle
yükselmiş bulursunuz ama bunun etkisi birkaç hafta devam eder sonra
seçmen günlük sorunlarına bakarak karar verir.
MAĞDURİYET SEÇİM KAZANDIRIR MI?
AK Parti, 2007'de önüne gelen araştırma raporları doğrultusunda
seçimde %41-42 oy alacağını tahmin ediyordu. Seçimlerde %46,6'yı
görünce, bu mağduriyet bize umduğumuzdan çok daha fazla oy getirdi
diye düşündü. Halbuki Ocak - Mart 2007 döneminde de AK Partinin
oyları %43-44'ler mertebesindeydi. (Akşam)