1 Kasım Genel Seçim sonuçları doğru tahmin eden tek anketçi olan Adil Gür'den yeni bir referandum anketi sonucu geldi. Adil Gür Milliyet gazetesinde yayınlanan bugünkü köşesinden referandumun kaderini belirleyecek olan Kürt seçmenin tercihlerini analiz etti. Adil Gür'e göre Kürt seçmenlerin büyük bir çoğunluğu 16 Nisan referandumunda 'evet' diyecek. Kürt seçmenin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki tercihlerini de köşesinde değerlendiren Adil Gür'ün en son referandum anketi sonuçlarına ilişkin yazdıklarının detayları şöyle: "16 Nisan tarihi halk oylamasına adım adım yaklaşırken anketler, analizler havada uçuşuyor. Bu süreçte, sandığın sonucunu etkileyecek seçmen gruplarını analiz etmeye çalıştım. Bugün de 16 Nisan halk oylamasında sandığın kaderini belirleyecek seçmenler içinde büyük bir kitleyi oluşturan Kürt kökenli seçmenleri analiz etmeye çalışacağım. Öncelikle, son söyleyeceğim sözü ilk başta söyleyerek başlayacağım: Kürt kökenli seçmenlerin tercihi ‘Etnik değil’, diğer seçmen gruplarında olduğu gibi ‘İdeolojik’ olacaktır. Uzunca yıllardır yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında, bu ülkede yaşayan en muhafazakâr seçmenlerin Kürt seçmenler olduğunu hep gördük, söyledik. Kürt kökenli seçmenlerin, kurulduğu günden bu yana ilk tercihi, 7 Haziran seçimleri hariç, hep AK Parti oldu. İlk defa, 7 Haziran seçimlerinde HDP, bu tabandan AK Parti’den daha fazla oy aldı. Ancak HDP bu üstünlüğünü, 1 Kasım’a kadar sürdüremedi. 1 Kasım seçimlerinde, yine Kürt kökenli seçmenlerin birinci tercihi AK Parti oldu. Türkiye haritası üzerinde seçim sonuçlarına bakıp seçim sonuçlarını analiz etmeye çalışanlar, bu görüşüme katılmayabilirler. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yaklaşık yüzde 18, yüzde 20 civarında Kürt kökenli seçmen var ve bunların yarıdan fazlası Doğu ve Güneydoğu’da değil, Akdeniz’de ve İstanbul başta olmak üzere metropollerde yaşıyor. Özetle, söylemeye çalıştığım; Hakkari’ye, Şırnak’a, Batman’a, Diyarbakır’a bakarak Kürt kökenli seçmenlerin tercihi budur demek, matematiksel olarak mümkün değil. Örneğin, İstanbul bu gün dünyada sayısal olarak Kürt kökenli seçmenlerin yoğun yaşadığı bir il. 16 Nisan’a giderken sayısal olarak bu kadar büyük bir kitlenin nasıl bir tavır alacağını herkes merak ediyor. 7 Haziran ve 1 Kasım’dan sonra bölgede yaşananlar da dikkate alınarak pek çok analizlerde bulunuluyor. Sözlerime başlarken, Kürt kökenli seçmenlerin diğer seçmen gruplarında olduğu gibi, etnik kökenlerine bağlı olarak veya gündelik yaşamlarına bakarak değil, ideolojik tercihleri doğrultusunda oy kullanacaklarını söylemek yanlış olmaz. Elbette bazı tezler ileri sürülebilir. Benim araştırmalarda gördüğüm, siyasi ve ideolojik tercihleri doğrultusunda Kürt kökenli seçmenler yüksek oranda evet diyecekler. Bugün pek çok araştırmacı, anket sonuçlarına bakarak HDP seçmeninin ezici bir çoğunluğu hayır diyor bulgusuna rastlıyor. Ancak Unutmayalım ki araştırmacıların araştırmalarda bulduğu ‘Bugün seçim olsa oyumu hâlâ HDP’ye vereceğim diyenlerin tercihi bu’. Yani bugün araştırmalarda 7 Haziran 2015’te veya 1 Kasım 2015’te HDP’ye oy vermiş seçmenleri bire bir bulmak mümkün değil. Anketlerde, bugünkü tercihlerini geçmiş tercihleriymiş gibi söylüyorlar. Toparlayacak olursak; benim araştırmalarda gördüğüm, muhafazakâr Kürt kökenli seçmenlerin büyük çoğunluğu 16 Nisan’da ‘Evet’ diyecek. Bu sonucu 16 Nisan akşamı ortaya çıkacak il sonuçlarında daha doğru görme ve analiz etme şansına sahip olacağız. Sadece Kürt kökenli seçmenler değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan veya yurt dışında oy kullanacak tüm vatandaşlarımız, tercihleri ne olursa olsun, başta siyasetçiler olmak üzere, baş tacı edilmelidir... Öte yandan, Adil Gür bugün sabah saatlerinde CNN Türk'te canlı yayına katıldı. Seçmenin parti aidiyetiyle sandığa gideceğini söyleyen Adil Gür, “Yerel seçimlerde, genel seçimlerde seçmen gündelik yaşamına bakıyor, cebine bakıyor. Referandumlarda ise seçmen ideolojik karar veriyor. 2010 referandumunda bir yıl önce yüzde 39'a düşmüştü iktidarın oyu, yüzde 58'lik bir sonuç çıktı. Yine parti aidiyeti ve ideolojik nedenlerle oy verdiklerini göreceğiz” dedi. 2010 referandumunda sandık başında anket yaptıklarını belirten Gür, oy verme gerekçelerini sorduklarında ankete katılanların yüzde 70'den fazlasının cevap vermediğini söyledi. Gür, bu referandumda evetçilerin ve hayırcıların farklı argümanları olduğunu söyledi. Gür, “Evet verenlerin gerekçesi iktidar icraatlarını oylamak değil. Vatandaş bir tehdit algısı hissediyor, bu algı üzerinden oy kullanıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için oy veriyor. Hayır diyenlerin ise iki gerekçesi var. Değişiklik olursa tek adamlığa neden olur gibi gerekçeler var. Ama 18 madde var. Sorduğumuzda 18 maddeden hangi maddeler değişiyor 2-3 madde söyler misiniz dediğimizde yüzde 80 yüzde 90 cevap veremiyor. Türkiye'de çok partili hayatın olduğu hemen her dönemde seçmen davranışı kutuplaşma üzerinden yapılıyor. Merhum Demirel Ecevit nasılsa... O dönemde de kutuplaşma vardı. Rahmetli Özallı yıllarda da, daha sonraki dönemde ANAP, Doğruyol, CHP, SHP, Refahyol döneminde de böyledi. Çünkü kutuplaştırarak siyaset yapmak siyasetçilerin en kolay işi. Seçmen doğruya yanlışa bakmadan tamamıyla aidiyet duygusuyla oy veriyor" diye konuştu Gür, bu durumun kişiler üzerinde parti aidiyeti yaratmasını ve futbol takımı tutar gibi siyasi partilere destek vermesine olanak sağladığını belirtti. Gür, kararsızların oranının ise söylendiği gibi çok fazla olmadığı görüşünü dile getirdi.