Adı Müslümanmış, hayır
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaynağı ve gerekçesi ne olursa olsun her türlü terör eylemini kınadığını belirterek, “Masumu, çocuğu öldüren ...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaynağı ve gerekçesi ne olursa olsun her türlü terör eylemini kınadığını belirterek, “Masumu, çocuğu öldüren şu veya bu, Esed’den hiçbir farkı yoktur. Adı Müslümanmış, hayır. İslam’da terörist olamaz. İster El Kaide olsun ister şu olsun bu olsun. Bunların hepsini biz kınıyoruz” dedi.
"AVRUPA’YA ÖRNEK OLDUK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, OECD Eğitim Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada yeni açıklanan demokratikleşme paketindeki reformlara değinerek, “Amacımız hiçbir gencimizin kamunun yeterli hizmeti sunamaması veya ailesini maddi yetersizliği sebebiyle eğitim sisteminin dışında kalmamasını sağlamaktır. Bu çerçevede yeni ve önemli bir adımı önceki gün açıkladığımız son reform paketimizle atmış bulunuyoruz. Özel okullarda arzu edilen ana dillerde eğitim yapılabilmesinin yolunu açarak bu alanda bizi pek çok Avrupa ülkesinin önüne geçiren reformu hayata geçirmiş olduk. Avrupa ülkelerinde 5 milyon Türkiye kökenli vatandaşımız yaşıyor. Alın terleri ile yaşadıkları ülkelerin ekonomilerine katkı veren insanlarımız artık büyük ölçüde Avrupa’da yerleşik hale geldiler. Bu vatandaşların büyük bölümü tüm taleplerine rağmen ana dilde eğitim hakkını elde edemediler. Avrupa Birliği (AB) muktesebatında olmasına rağmen bu hak maalesef kendilerine teslim edilmemiştir. Biz ise şu anda Avrupa ülkelerinden bu konuda Türkiye’ye örnek almalarını sağlayacak adımı atmış bulunuyoruz” dedi.
"İSLAM’DA TERÖRİST OLMAZ"
Günümüzde gelişmişliğin tek göstergesinin ekonomik güç olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, demokrasinin işlemediği, insan haklarına riayet edilmediği bir ülkede gelişmişlikten bahsedilemeyeceğini kaydetti.
“Zulmün olduğu yerde demokrasi olmaz” diyen Erdoğan, “İnsan hayatının hiçe sayıldığı yerde hak ve özgürlükten söz edilemez. Savaşın çatışmanın ölümün olduğu yerde bu kavramların hiçbirinin anlamı yoktur. Bugün dünyada özellikle de bölgemizde maalesef zulüm vardır, ölüm vardır. İnsanın yok sayıldığı ne yazık ki çıkar mücadeleleri vardır. Bu çatışmalar ortamında bir gencin eğitim ve öğretimin düşünün. Daha birkaç gün önce Suriye’de bir lise uçaklar tarafından bombalandı. Onlarca öğrenci hayatını kaybetti. Nijerya’da bir okula düzenlenen saldırına 40 öğrenci hayatın kaybetti. Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum. Kaynağı gerekçesi yöntemi ne olursa olsun her türlü terör eylemini şiddetle kınıyorum. Masum insanlara, çocuklara yönelik saldırıların onları öldürmenin hiçbir inançla hiçbir ideolojide hiçbir anlayışta asla yeri yoktur olamaz. Masumu, çocuğu öldüren şu anda işte komşumuz Suriye’de Esed ne ise en büyük zalim odur. Masumu, çocuğu öldüren şu veya bu örgüt ise Esed’den hiçbir farkı yoktur. Adı Müslümanmış, hayır. İslam’da terörist olamaz. İster El Kaide olsun ister şu olsun bu olsun. Bunların hepsini biz kınıyoruz lanetliyoruz” şeklinde konuştu.
"İSLAM BARIŞ DİNİDİR"
İslamisyet’in bir barış dini olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bunun en önemli kutlu ilkelerinden bir tanesi ‘bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir’ ilkesidir. Bu ilkeden hareketle kimsenin böyle bir yetkisi yoktur. Biz bunun için Esed rejimine karşılık çıkıyoruz. Filistinli mağdur ve mazlum kardeşlerimizin yanındayız. Buralarda yaşana sorunların gerisindeki en önemli sebep eğitim olduğunu biliyoruz. Kendini tanımaya, ufkundan bihaber yaşayanlar bunlar dünyayı da tanımıyorlar. Dünyayı tanımayan insanlar maalesef koyu bir şartlanmışlıkla akıl almayan vahşetlere girişebiliyorlar” ifadelerini kullandı.
BM’Yİ ELEŞTİRDİ
Konuşmasında Birleşmiş Milletler’i (BM) de eleştiren Erdoğan, “Dünyanın bir yanda refahın ve tüketimini, bir yanda zulmün sınırları zorladığı bir iklimde yoluna daha fazla devam etmesi mümkün değildir. Bu çarpıklığa seyirci kalmaya devam etmek kendi kendini zehirlemeye göz yummaktır. Unutmamalı bu ateş eninde sonunda herkese değer, her şeyi yakar. Biz bunu için BM ve BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzer uluslararası örgüt yapılarında reforma gidilmesi gerektiğini savunuyoruz. Sürekli tıkanan bir BM Güvenlik Konseyi’nin dünya barışına kaktı sağlaması mümkün değildir. Şu anda BM Güvenlik Konseyi konseyini felç bir halde görüyorum. 5 ülkenin iki dudağı arasına sıkışmış bir adalet olamaz. Bir ülke ‘hayır’ dedi mi her şey bitiyor. Bu nasıl bir dünya. 196 üyesinin olduğu bir BM’den siz karar çıkaramıyorsunuz. 10 tane geçici üye var bunların hiçbir kıymeti yok. Her şey 5 üyede. Böyle bir adalet mümkün değil. Artık biz dünya savaşı sonrası dönemleri yaşamıyoruz. Bu güncellenmez ise bizim netice almamız. mümkün değil” dedi.
(İHA)