Aday olmak zor zanaat
Abone olSadece Zeytinburnu'nda bile 25 AK Partili aday adayı olduğunu belirten Aksiyon, seçim yarışını yazdı...
Belediye başkan aday adayları, adaylıkları kesinleşinceye kadar
ortalama 100 milyar harcama yaptı. AK Parti adaylarının seçilme
ihtimalinin daha yüksek olacağı düşüncesiyle daha çok bu parti
tercih edildi. Öyle ki, bazı ilçelerde 25 aday adayı aynı partide
aday olma mücadelesi verdi. Yerel seçim çalışmaları daha ilk
rauntta AK Parti’den aday olma yarışlarına dönüştü. Ülke
yönetiminde söz sahibi olan AK Parti’nin onaylayacağı belediye
başkan adayının daha şanslı olacağına yönelik kanaatlerden dolayı,
aday olma mücadelesinde ilginç tablolar ortaya çıktı. Sıradan bir
ilçede bile sadece bu partiden onlarca aday adayı rekabet etti.
Mesela, İstanbul Küçükçekmece’de 25 kişi aynı listede bir adım öne
geçmek için kıyasıya mücadele verdi. Hal böyle olunca bu seçimlerde
mahalle teşkilatının misyonu fazlasıyla önem kazandı. Mahalle
teşkilatının gözüne girmek, başkanlığa giden yolun stratejik ön
koşullarından biri. Aday adayının ilçe teşkilatıyla uyum içinde,
aynı frekansta ve gönül birliğiyle çalışabileceğine dair kanaat
uyandırması da ikinci kriter. Bu aşamalardan geçen siyasileri işin
zor yanlarından biri daha bekliyor: Seçime gireceği yerleşim
birimindeki halkla iyi iletişim kurmak. Parti teşkilatının temayülü
ile birlikte kamuoyu yoklamaları da dikkate alınıyor. Adaylık
sürecine giden yolun bir de masraflı boyutu var. Henüz aday adayı
iken tanıtım ve propaganda için 30 ila 100 milyar arasında harcama
yapıldığı belirtiliyor. Binlerce broşür adreslere postalanıyor,
bazıları kapı kapı dağıtılıyor; esnaf ziyaretleri, eşe dosta
ısmarlanan yemek, ofis kirası ve odun—kömür dağıtımı, fakir
vatandaşın eline sıkıştırılan paralar vs. derken harcamalar 100
milyarın üstüne de çıkabiliyor. Üstelik aday olabilecekleri de
kesin değilken... Çoğu devlet memuru ve esnaf olan aday adayları
işin bu masraflı kısmını kendi bütçelerinden karşılayamıyorsa,
henüz iş başına gelmeden destekleyenlerine borçlu kalıyor. Ehven—i
şer kabilinden iyi niyetli sponsorları seçip kendi ekonomik
durumunu riske atmayanlar da var. Zira, bu uğurda evini, arabasını
sattığı halde aday bile olamayıp beş parasız kalanlar bir hayli
fazlaydı geçmiş dönemlerde. Ama zenginlere bağımlı kalmamak için
kendi parasıyla propagandayı sürdürenler de var. Halkın tanıdığı
ünlülerden oluşan aday adayları ise tanıtım masraflarında
diğerlerine göre daha şanslı. Kiminin görüntüsü, kiminin de
tecrübesi Siyasette uzun süredir bir yerlere gelmeye çalışan
belediye başkan aday adayları, rakiplerine göre kendilerini daha
avantajlı görüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey
yönetimde bulunup dönemin Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
kadrosunda yer alanlar ise broşürlerinde ve tanıtımlarında bu
yönlerine bilhassa vurgu yapıyor. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nde çeşitli kademelerdeki görevlerinden istifa edip
seçim arenasına katılan yaklaşık 30 aday adayı mevcut. Buradaki üst
düzey yöneticilikten istifa edenlerden biri de Düzce belediye
başkan aday adayı Mehmet Keleş. Belediyecilik tecrübesinin ve
geçmişte Tayyip Erdoğan'la olan diyaloğunun Keleş’e puan
kazandıracağı belirtiliyor. Belediyeciliğe soyunan siyasilerin
seçim bölgesine yardım götürüyor ve sorunlarla ilgileniyor olması
da önemli. Aday adayları yaptıkları fedakarlığın seçmen nezdinde
boşa gitmeyeceğini düşünüyor. Küçükçekmece’de 25 rakibiyle benzer
kulvarlarda mücadele eden AK Parti aday adayı Celal Sevencan, 2.5
yıldır birçok mahalleye gıda ve sıcak yemek yardımı götürmüş. Gerçi
bunu Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevi dahilinde gerçekleştirmiş
ancak o görevini hakkıyla yerine getirdiği düşüncesinden yola
çıkmış ve bölge insanı ile iyi diyaloglar kurmuş. Sevencan,
Küçükçekmece’de tanınıyor olmasını ve eğitimci yönünü rakiplerine
göre avantajlı buluyor. Hem ünlü olup hem de yıllardır siyasetin
içinde bulunan simalardan biri de müzik piyasasında yer alan Şahin
Özer. Özer’in de tercihi AK Parti’den yana. Parti seçiminin
Başbakan’a olan sempatisinden ve partinin felsefesinden
kaynaklandığını aktaran Özer’e göre, siyasete giren kişide aranması
gereken kriterler arasında başarı ve dürüstlük önemli. Beşiktaş
belediye başkan aday adayı olan Özer, sanat camiası, entelektüel
kesim ve varoşuyla Beşiktaş’ın her bölgesinden izler taşıdığını
düşünüyor; sokaktaki insanın “Şahin Abisi” olduğuna inanıyor.
Beşiktaş’ı kültür ve turizm alanında ön plana çıkartmayı hedefleyen
Özer, tanıtım açısından şanslı olduğunu aktarıyor. Kimi iş, kimi
para istiyor Yolunuz bir seçim bürosuna düşerse başkan adayını
ziyarete gelenler arasında ilginç olaylara şahit olabilirsiniz.
Özellikle seçim bölgeniz küçük bir yerleşim birimi ise işiniz daha
da zor demektir. Aday adayının bürosuna eş dost önce “hayırlı
olsun”a geliyor. Her halükârda, ziyaretçilerin çoğunun önemli
maruzatları oluyor. Sohbet koyulaşınca rakip adaylar hakkında
toplanan istihbaratlar aktarılıyor. Aday adayına övgüler
yağdırılıyor ve “başkanım” diye vurgulu bir şekilde hitap ediliyor.
Sohbetin bir yerlerinde konu, genelde, çocuklardan birinin işsiz
olduğuna çıkıyor; hatta da öğrenci olan çocuklardan birinin ABD’de
nasıl eğitim alabileceği gibi ayrıntılara bile şahit
olabiliyorsunuz. İş isteyenlerin yanında odun—kömür parası talebi
de hayli fazla. Siyasilerin bilgi, tecrübe ve ekonomik birikimleri
kadar insan ilişkilerini iyi bilmeleri seçmenin aradığı önemli bir
özellik. Bu konuya dikkat çeken AK Parti Düzce belediye başkan aday
adayı Mehmet Keleş, siyasetçinin karşılık beklemeden ve ayırım
yapmadan her zaman verici olması gerektiğine inanıyor. “İnsanların
sorunlarına yardımcı olduğunuz zaman sıcak bir diyaloğunuz oluşur.
Seçmen kitlesi, hedefe ulaşmak için her şey mübahtır diyen
siyasetçiyi de iyi bilir, dürüst mücadele edeni de... Siyasetçinin
verdiği enerji etkiliyor ve inandırıcı geliyorsa etrafında onun
için karşılıksız olarak mücadele veren bir kitle oluşur” diyor.
Yarışı önde götüren siyasetçilerdeki avantajları şu şekilde
sıralıyor: “Bilgi, tecrübe, çevre, görüntü, karizma ve ekonomik
güç...” Belediye seçimlerinde adayların netleşeceği şu günlerde
aday adaylarının çoğu yarışta saf dışı kalacak. Seçime kalanların
işi ise en az, şöhreti yakalamaya çalışan popstarlarınki kadar zor.
Çünkü seçim ofislerini ziyaret eden üç kişiden biri ya iş ya da
para istiyor. Bir de bu adayların trilyonlarca borcu olan belediye
devralacaklarını düşünürsek ...