Adana adliyesinde telekulak

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun Adana'da savcılarının telefonlarının dinlendiği yönündeki açıklamasında yer alan örgüt bağlantısının, Konya merkezli ‘Okyanus Operasyonu’ ile ilgili olduğu, bu dosya ile ilgili gizliliğin son bulması ile ortaya çıktı.

Özel yetkili Adana Cumhuriyet Savcılığı’nın, devleti 350 milyon TL zarara uğrattığı iddiasıyla 26 Nisan ile 27 Eylül 2008 arasında sürdürdüğü operasyonlarla ilgili değerlendirmeler, geçen Şubat ayında tamamlanarak, iddianame hazırlanıp Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu soruşturmalar sırasında, örgüte mensup bazı kişilerin telefon dinlemelerinde ‘adliyeden bilgi sızdığı’ konusunda da diyaloglara rastlandı. Dava açılıp, dosyalarla ilgili gizlilik de kalkınca, Adana Adliyesi'nde görevli 63 savcı ve bazı kişilerin daha, teknik takibe alındığı bilgisi de bu iddianame eklerindeki ‘teknik takip’ klasörlerinde yer aldı.

Edinilen bilgiye göre, telefon konuşmalarından birinde Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, bir süre önce vefat eden Adana Cumhuriyet Başsavcısı İhsan Eroğlu'na telefon ederek, Okyanus operasyonu kapsamında haklarında soruşturma yapılan bazı kişilerin ‘temiz insanlar’ olduğunu belirterek, yardımcı olunmasını istedi. Bu arada, Adalet Bakanlığı'na gönderilen bir ihbar mektubunda da Adana'da bazı savcıların bu operasyonla ilgili soruşturmaya ‘müdahil oldukları’ öne sürüldü.

BARO BAŞKANI: "ÇOK VAHİM VE İŞLEM YANLIŞ"

Adana Baro Başkanı Aziz Erbek, telefon dinlemelerinin yasal çerçeve içinde kalması gerektiğini belirterek, bu olayda gelinen noktanın çok vahim olduğunu söyleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Adana'da yapılan bir operasyondan dolayı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebiyle Sincan Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Adana'da görev yapan hakim ve savcıların ve 3'üncü kişi konumunda olan sivil şahısların telefonlarının dinlenildiği konuşulmaktadır. Böyle bir şeyin çeşitli dava dosyalarına da yansımış olduğu konuşulmaktadır. Bu çok vahim ve hukuk devleti adına yapılmış ciddi bir yanlıştır. Hukuk devletine vurulmuş bir darbedir. Hukuk devleti olmak yerine polis devleti olma yolunda idarenin eliyle gerçekleşen kötü bir uygulamadır. Zira, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 162'nci maddesine göre, Cumhuriyet savcısı, ancak hakim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hakimine bildirir. Sulh ceza hakimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir. YARSAV Başkanı’nın söz konusu ettiği olayda ise bu yasa hükmü dışında hareket edildiği açıkça görülmektedir. Zira, eğer, kuvvetli suç takibi gerektiren bir olay var ve bunun telefon dinlenmesi yoluyla açığa çıkarılması kamu adına zorunluluk taşıyor ise talepte bulunan savcının bağlı bulunduğu yargı bölgesi olan Adana Sulh Ceza Hakimi’nin böyle bir kararı vermesi gerekirdi. Hiçbir yetkisi olmayan Sincan Sulh Ceza Mahkemesi’nden böyle bir karar alınması hukukun açık ihlalidir. Daha da ötesi hakim ve savcıların, bakanlığın kontrolündeki adalet müfettişlerinin talebiyle telefonlarının dinlenmesi hakim bağımsızlığını ve savcıların teminatını ortadan kaldıran bir durumdur. Adalet müfettişlerine bu yetkiyi veren yönetmeliktir. Oysa, yasayla düzenlenmesi gereken bir konudur. Yönetmelikle düzenlenmesi idarenin yargı üzerindeki kontrol çabasını da göstermektedir. Ayrıca, sivil şahısların telefonlarının dinlenmesi başka bir hukuk ihlalidir. Hukuk devleti herkese lazımdır. Bugün ihlal edenler, yarın kendileri bu ihlallere maruz kaldıklarında verecekleri cevapları olmayacaktır.”
YARSAV BAŞKANI NE DEDİ?

YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu Ankara'daki basın toplantısında, Adana savcılarının dinlenmesi ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Bir örgüt iddiası nedeniyle yapılan soruşturmayla ilgili emniyet birimlerinin talebi üzerine Bakan onayı olan Adalet Müfettişliği, hemen ertesi gün, Ankara Sincan Sulh Ceza Mahkemesi'nden, Adana'da görevli savcılar hakkında dinleme, izleme, kayda alma, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, teknik araçla izleme, ses ve görüntü kaydı yapılması doğrultusunda başvurduğu 04.07.2008 günlü kararı da ‘elden’ alıyor. Bu mahkeme yetkili mi? Hayır.”

OKYANUS OPERASYONU

Konya’da Okyanus şirketler grubuna yönelik düzenlenen operasyonda şirketin yönetim kurulu Başkanı Nusret Argun, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan ile bazı dekanlar, çok sayıda hastane başhekimi, doktor, müfettiş ve AKP'nin Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burhanettin Çoban'ın da bulunduğu 45'i tutuklu, 234 kişi hakkında, 756 sayfalık iddianame ile dava açıldı. Suçlamalar arasında, örgüte mensup adliye ile ilişkili bazı kişilerin operasyonun ilk ayağında ve telefon dinlemeleri ile elde edilen bulgular konusunda bilgi sahibi olduğu, buna göre önlemlere başvurulduğu da yer almıştı. İddianamede ayrıca, AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya’nın yaptığı bazı telefon konuşmaları da yer almıştı. Milletvekili Çetinkaya’nın, örgütün lideri Nusret Argun’la ve örgütün çıkarları doğrultusunda başka kişilerle yaptığı telefon görüşmeleri iddianemede yer aldı.