A'dan Z'ye Lazlar kitabı
Abone olİşte sonunda tamamıyla Lazlara adanmış ve Türkçe olarak yazılmış ilk gerçek kitap yayınlanıyor.
Muhammet Vanilişi ve Ali Tandilava tarafından Gürcistan’da 1964 yılında yayınlanmış olan ''Lazların Tarihi'' adlı çevirisi, 1992 yılında İstanbul'da basılmıştı. Şimdiden eskimiş olan bu kitap Türkiye'deki Lazlar hakkında fazla bir şey anlatmıyor, ayrıca Türk kaynaklarından yararlanmıyordu. Buna rağmen, kitabın Türkiye'de basılması yayıncıların Lazlara gösterdikleri dikkatin yeniden doğuşunun bir göstergesi sayılabilir. Bu yeniden doğuş, aynı zamanda 1993 yılının sonunda Ogni isimli Laz dergisinin ortaya çıkması ile de ifade buluyor. Çveneburi ya da Yeni Kafkasya gibi Kafkas dergilerinde olduğu kadar, Türk günlük ve haftalık basınında, bu konuya gün geçtikçe daha fazla sayıda makalede yer veriliyor. Bu kitabın yazarı, eserin bibliyografyasında yer alan bütün makaleleri büyük bir dikkat ve sabırla toplamıştır. Bu, ona Türkiye'deki ''Laz Kimliği'' etrafında ortaya atılan tartışmaların bir tablosunu çizme imkănını vermiştir. Bu ciddi ve bilimsel kitap, aynı zamanda bir stereotipe karşı mücadele etmek amacını taşımaktadır. Türkiye'de günlük yaşam dilinde ''Laz'' tanımı ''Karadenizli'' anlamında kullanılmaktadır. Lazların etnik kimliği uzun zamandır yerini, Karadenizli Türkleri tanımlayan, etnik olmayan, bölgesel stereotipe bırakmıştır. Temel ve Dursun gibi saflıkları ile dalga geçilen kişiliklerle dolu ''Laz fıkraları'', Türkiye'de oldukça yaygındır. Bu stereotipinin karşısında yazar, gerçek Lazların belirleyici özelliklerini anlatmak konusunda özen göstermiştir. Kolheti'den gelen, bundan ikibin yıldan uzun bir zaman önce Rize ile Batum arasına yerleşmiş olan bu halk, Osmanlı İmparatorluğuna katılmadan önce kendine özgü bir tarihe sahipti. İşte bu kitap, sözü geçen bu tarihin en önemli hatlarını bizim için tekrar gözden geçirmektedir. Uzun süredir Anadolu'nun kuzeydoğu ucunda varlığını sürdüren bu eski halk, geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye'de söylendiği ve okunduğunun aksine, Türk kökenli bir halk değildir. Lazca-Megrelce-Türkçe kısa sözlükte de açıklandığı üzere, Laz dili Türk dil grubuna ait değildir. Güney Kafkas diller grubuna aittir ve Svanca, Megrelce ve Gürcücenin kuzenidir. Laz dilinin en yakın olduğu dil, Gürcüstan'ın batısında yer alan Megrel bölgesinde konuşulan dildir. Mingrelie (Megrelya) Jazon ve Argonotların ve Altın Post efsanesinin ortaya çıktığı Kolheti bölgesinde yeralır. Demek ki, Lazca bir Kafkas dilidir, ancak Gürcüstan'da sıkça yapılmakta olduğu gibi bu dili Gürcü dili içinde eritmek mümkün değildir, Gürcüce sadece bir kuzen dilidir. Kitabın önemli bir bölümü, önceden yazılı bir dili olmayan Lazcanın sorunlarına ayrılmıştır. Bugün, Türkiye'de köyden kente göçün yavaş yavaş Laz yerleşim bölgelerindeki köyleri boşalttığı bir dönemde, Laz kültürünün ve dilinin ölmemesi, bunları inceleme, öğretme ve hatta yazıya döküp yayınlama imkănının doğması hayati önem taşımaktadır. Türkiye, Türkçe konuşmayan bu grupların kendi dillerini ve kültürlerinden kalanları korumalarına izin verecek kadar güçlü ve birleşmiş bir ulusa sahiptir. Bu kısa ve iyi bir belge araştırmasına sahip kitap, Lazlar hakkında belli başlı bilgileri öğrenme merakına sahip olanlar için vazgeçilmez küçük bir rehber kitaptır.