Adaletin bu mu Türkiye!
Abone olKamu vicdanı verilen kararlar nedeniyle sızlıyor. Halkın güveni düşüyor. İşte adaletimizdeki manzara;
Son yıllarda ülke gündemine damgasını vuran önemli davalar ve
sonuçları tartışılıyor. Kamu vicdanı bazen verilen cezalarla tatmin
olmazken, kimi zaman da ''zaman aşımı'' ile ortadan kalkan davalar
tepki ile karşılanıyor. Hukuk sisteminin yavaş işlemesinden
şikayetçi olan hukukçular ise yargıya olan güvenin sarsılmasından
endişe ediyor.
İzmir Barosu Başkanı Nevzat
Erdemir, vatandaşın adalet duygusunun çok ciddi
biçimde rencide edildiği görüşünde. Erdemir, ''Yargılamalar
uzun sürüyor, verilen cezalar vatandaşın vicdanını rahatlatmıyor''
dedi.
Baro başkanına göre sorun hakim ve savcılardan değil,
siyasetcilerden kaynaklanıyor:
''Almanya'dan, Amerika'dan ceza kanunlarını alıp paçal bir
sistem oluşturdular. Noksanlıklar fark edilince de
değişiklikler gündeme geliyor. Yargıçlar, savcılar da bu durumdan
rahatsız. Ceza politikası olan çağdaş bir ceza kanunu yapılması
gerekiyor.''
İşte diğer hukukçu görüşleri;
''ESASLI REFORM GEREKLİ''
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Polat Soyer: ''Kamuoyu vicdanının verilen
cezalarla rahatlayıp rahatlamadığını ancak ciddi bir araştırma
sonunda öğrenebiliriz. Bunu ölçecek bir alet yok. Vicdan meselesi
çok kritik konudur" dedi.
VİCDANI RAHATLATACAK KARAR
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Disiplin Kurulu Üyesi ve eski Manisa
Baro
Başkanı Hüseyin Erkenci : ''Türk Ceza Kanunu,
eskiden tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamalara basit bir
trafik kazası gözüyle bakıp bu yönde ceza veriyordu. Yeni ceza
kanununda bu cezalar daha da ağırlaştırıldı. Fakat uygulanış süreci
gecikince vicdanlar rahatsız oluyor. Yargının seri, bir o kadar
istikrarlı çalışması gerekir."
ZAMAN AŞIMI SORUNU
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu:
''Adalete güven zaten az. Bu işleyişle gittikçe daha da azalıyor.
Yargıya güven olmayınca da hukuk devletinden uzaklaşılıyor ve
herkes kendi hakkını başka türlü arama yoluna başvuruyor. Çetelerin
belli ölçüde toplumsal meşruluk kazanmasının
nedeni de budur'' dedi.
''HAKİMLERE ÇOK FAZLA YETKİ TANINMASI''
Ağrı Baro Başkanı Timur Demir de, ülkede
''hakim hukuku''nun egemen
olduğunu, hakimlere çok fazla yetki tanınmasının dava sonucunu
olumsuz
etkilediğini savunarak, ''Birçok davada tahliye ya da tutukluluk
kararı
verilirken net gerekçe belirtilmiyor. Mahkemenin takdiri denilerek
kararlar
verilebiliyor. Bu da kamu vicdanını büyük ölçüde rahatsız
edebiliyor'' diye
konuştu.
TÜRKİYE SUÇLU CENNETİ OLDU
Erzurum Baro Başkanı Naci Turan: ''Amerika
ve İngiltere'nin ceza kanunlarını, bizim kanunlarımızla mukayese
ettiğimizde arada uçurum ortaya çıkıyor. Bu ülkelerde adam
öldürenin salıverilmesinin imkanı yoktur. Böyle bir suçu işleyen
ceza evinde ölecektir. Türkiye'de ise çok farklıdır. Ceza infaz
hukuku sanıklar lehine işliyor. Adam öldürene en hafif cezayı
vermek için çaba harcıyoruz. İnsanlar, 'adam öldürür 1-2 senede
çıkarım düşüncesiyle' hareket ediyor. Bu nedenle ülkemiz suçlular
cenneti haline gelmiştir'' dedi.
OTURDUKLARI YERDEN KANUN
Kars Baro Başkanı Cevdet Ucungan: ''Türkiye
gerçeğini bilmeyen bazı profesörler, oturdukları yerden kanun
hazırlıyor. İstanbul'da hazırlanan kanun, Anadolu'nun diğer
yerleriyle örtüşmüyor. Ayrıca yeni ceza kanunları Avrupa'nın
dayatmasıyla oluşturuldu."
Erzincan Baro Başkanı Hamit Sekman: "''Günümüzde
de 301'inci madde başta olmak üzere birçok maddesi de tartışılıyor.
Tartışmalar da yasanın ve cezaların yeterli olmadığını
göstermektedir. Yeni yasa Türkiye'nin yararı düşünülmeden sadece
Avrupa Birliği için çıkarılmıştır. Sorunların giderilmesi için en
kısa sürede yeni bir çalışma yapılmalıdır. Türkiye gerçeklerine
uygun yeni bir kanun çıkarılmalıdır.'' //