Adalet kavramı yeniden tartışılıyor
Abone olVan YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'nın, 4 ay tutuklu kaldığı cezaevinde intihar etmesi, şaşırtıcı tahliye kararlarını tekrar akıllara getirdi
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Genel Sekreter Yardımcısı
Enver Arpalı'nın, 4 ay tutuklu kaldığı cezaevinde intihar etmesi,
şaşırtıcı tahliye kararlarını tekrar akıllara getirdi. Arpalı'nın
intiharından 2 gün önce İzmir'de 490 ecstasy hap, 3.5 kilo esrar ve
bir Kalaşnikov'la yakalanan, 'adam öldürme, gasp, tecavüz ve
hırsızlık' gibi 31 ayrı suçtan sabıkalı Ferdi Daşçı'nın serbest
bırakılması, "Bu nasıl adalet?" dedirtti. Aylardır beklediği
davanın açılmasını göremeden canına kıyan Arpalı'nın "tutuksuz
yargılanma" talebi beş kez reddedildi, rutin incelemelerde de beş
kez tahliyesine gerek görülmedi. Silahlı ama serbest Arpalı'nın
intiharından 2 gün önce gazetelerde yer alan bir haber, okuyanları
şaşkına çevirdi. İzmir'de Barlar Sokağı'nda şüphe üzerine yakalanan
"Adam öldürme, gasp, yaralama, tecavüz, hırsızlık" gibi 31 ayrı
suçtan sabıkalı ve 4 yıl cezaevinde yatan Daşçı, "uyuşturucu madde
bulundurmak" ve "uzun namlulu silah taşımak" suçlarından sevk
edildiği mahkemede "delil olacak nitelikte suç unsurları oluşmadığı
ve delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması" gerekçesiyle serbest
bıraktı. Savcılığın itirazı üzerine hâlâ aranan Daşçı'nın
bulunamadığı haberini, önceki gün "oryantal N.T.'ye tecavüz ettiği
iddiasıyla tutuklanan ve 2 ay sonra tahliye olan Ersan Acar'ın gasp
ve taciz suçlarından tekrar gözaltına alınması" izledi. 100. Yıl
Üniversitesi'nde varlığı öne sürülen çetenin hangi çıkarlar için
kurulduğu konusunda iddianamedeki bulgular çeşitli tartışılırken
Türkiye'de anımsanan diğer tahliyeler şunlardı: "Çıkar amaçlı suç
örgütü elebaşı" olduğu iddiasıyla 10 ayrı suçtan 62 yıla kadar
hapis cezası istemiyle yargılanan Sedat Peker, Ekim 2004'te
"Kelebek Operasyonu" tamamlandığında tutuklanma talebiyle
çıkarıldığı mahkemede serbest bırakıldı. Peker bile kararın "Hayal
gibi" olduğunu söyledi. Savcının itirazı itirazı sonucu üst
mahkemece hakkında "gıyabi tutuklama" kararı çıkarılan Peker, üç
gün sonra teslim oldu. Bayram davası Eski Van Milletvekili Mustafa
Bayram, 7 Temmuz 2004'te "uyuşturucu kaçakçılığı" yaptığı
gerekçesiyle yakalanan oğlu Hamit Bayram'ı polis merkezini basarak
kaçırdı. Baba Bayram üç gün sonra tutuklandı. İtiraz üzerine
mahkeme, delillerin toplandığı gerekçesiyle 30 milyar lira kefalet
karşılığında Bayram'ı 23 Temmuz'da tahliye etti. Bir süre sonra Van
3. Ağır Ceza Mahkemesi, Mustafa Bayram ve oğlu Hecer Bayram
hakkında, "silahlı isyan çıkarmak, çıkar amaçlı çete oluşturmak ve
yönetmek" gerekçesiyle gıyabi tutuklama kararı çıkardı. 25
Aralık'ta yakalanabildi. Hecer Bayram tutuklandı. 8 Eylül'te tekrar
tutuklanan ve 30 yıl hapis istemiyle yargılanan Hamit Bayram da, 7
ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Kaçtığı
ABD'den 2 yıl önce dönen Halil Bezmen, "Evrakta sahtecilik, tarihi
eser kaçakçılığı" iddiasıyla 16 yıl hapis istemiyle tutuklu
yargılandığı 3 ayrı davadan serbest bırakıldı. 2 hafta Kartal
Cezaevi'nde kalan Bezmen'in tahliye kararı 4 Nisan 2003'te çıktı.
Prof. Yurtcan: Bu adamlar tutuklanmaz İstanbul Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Yurtcan, "adalet görevini
yapanların da yanılabileceğine" dikkat çekerek, şöyle dedi:
"Bırakılmaması gereken biri bırakılabilir, tutuklanmaması gereken
bir adam tutuklanabilir. Ne yazık ki Van'da yaşamını yitiren Enver
Arpalı'ya ilişkin dosyanın içeriğini bilmiyorum. Ama 40 yıllık
hukukçu ve teorisyon olarak hukuku biliyorum ve diyorum ki, 'Bu
adamlar tutuklanmaz.' Türkiye'nin yargılama kurallarını önüne
koyduğu ve AB'ye girmek için normlarını yeniden yazdığı bir
dönemde, bu adamlar tutuklanmaz." 'Ben yaptım oldu' İstanbul Barosu
Başkanı Kazım Kolcuoğlu da, şunları söyledi: "Yargıya güven
sarsıldığında insan haklarından ve demokrasiden söz edilemez. Bir
üniversite rektörünün, dava açılmasına rağmen tutukluluğunun devam
etmesini anlamak mümkün değil. Bu, uluslararası sözleşmelerde de
çok net biçimde ifade edilir. Asıl olan özgürlüktür. Tutuklama
yerine yurtdışına çıkış yasağı ve çeşitli teminatlar aranabilirdi.
Mevcut durum 'Ben yaptım oldu' düşüncesini gösteriyor."
MİLLİYET