Adalet Bakanı'ndan şaşırtan 'cevap'
Abone olKendisine tecavüz eden onlarca kişinin serbest bırakılması üzerine Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e mektup yazan N.Ç. şimdi de soruşturma kıskacına girdi.
Kamuoyunda "Utanç Davası" olarak bilinen davanın mağduru
N.Ç.'nin, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e "Benim yerimde kızınız
olsaydı ne düşünür, ne tepki gösterirdiniz?" sorusunu yönelttiği
mektubuna, Çiçek soruşturma ile yanıt verdi. Mardin'de aralarında
kaymakamlık yazıişleri müdürü, ilköğretimokulu müdür yardımcısı ve
1 yüzbaşının da bulunduğu 28 kişi tarafından 7 ay boyunca tecavüze
uğrayan 12 yaşındaki N.Ç., sanıkların serbest bırakılması üzerine
Haziran 2003'te Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bir mektup yazarak,
"Benim yerimde kızınız olsaydı ne düşünür, ne tepki gösterirdiniz?"
sorusunu yöneltmişti. Adalet Bakanı Çiçek'in, N.Ç'ye yanıtı
mektubun yazılmasından 3 ay sonra soruşturma şeklinde oldu. İHD
Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin de soruşturmayı doğrulayarak,
N.Ç. 19 Kasım'da polis nezaretinde Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'na
giderek, TCK'nin "Anayasal kuruluşları tahkir ve tezyif etmek"
fiilini düzenleyen 159. maddesi çerçevesinde Adalet Bakanlığı
tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun yasaklaması üzerine N.Ç.'nin basına
konuşmadığını belirten Keskin, N.Ç. ile Cumhuriyet Savcısı arasında
geçen diyaloğu anlattı. "Savcı, N.Ç'ye 'Neden dilekçe yazdın?
Devletten ne istiyorsun?' diye sormuş ve N.Ç. 'Yazdığım dilekçe
değil, duygularımı anlattığım bir mektuptu. Devletten ne
isteyebilirim ki? Mardinliyim ve 2002 yılında, 11 yaşındayken
tecavüze uğradım. Bana tecavüz edenler serbest bırakıldı. Bu bana
yapılmış büyük bir hakarettir. Sanıkların 20-30 yıla kadar hapis
ile cezalandırılmasını istiyorum' demiş. Bunun üzerine savcı 'Ne
yani kanunların değişmesini mi istiyorsun?' diye sorunca N.Ç. de
'Evet' demiş. Hatta bu cevap savcının çok hoşuna gitmiş. Savcı bu
cevaba gülmüş ve N.Ç.'ye 'çak' diyerek elini uzatmış". 'Soruşturma
yeni travmadır' Türkiye'nin her yerinde özellikle de Bölge'de
çocukların fuhuş sektöründe kullanıldığını ve bu sektörün
yönetenlerle, bürokrasiyle bağlantılı olduğunu kaydeden Keskin,
şöyle konuştu: "N.Ç.'ye 200'den fazla kişi tecavüz etti. Herkes
serbest bırakıldı. Ama çocukça duygularını yazdığı bir mektuptan
dolayı soruşturma başlatılıyor. N.Ç polis eşliğinde gidip savcılığa
ifade verdi. Bu çocuğa yeniden travma yaşattılar. Şimdi onun
devlete olan güvensizliği daha da artıyor. Devlet çok büyük bir
sorumluluk altında. Bu mağduriyeti yaşayan çocuklara yaklaşımını
göstermek açısından bu soruşturma önemli. Bundan sonra ya TCK'nin
159. madde gereğince dava açılacak ya da takipsizlik kararı
verilecek. Ama açılan soruşturma da bir skandaldır." Benim yerime
kızınız olsaydı!.. N.Ç.'nin mektubu özetle şöyleydi: "Sayın Bakan
size bir öneride bulunacağım. Adım N.Ç., 13 yaşındayım, ben daha
çocuğum. Küçük yaşta çekmediğim acı kalmadı. 12 yaşındaydım babam
ve dedem yaşındaki onlarca adamlar bana 7 ay boyunca zorla tecavüz
ettiler. Dava halen devam etmektedir. Ben bunların hiçbirini hak
etmiyorum. Gazeteleri her gün takip etmekteyim. Gazeteyi her
okuyuşumda çeşitli olaylarla karşılaşıyorum. Her gün bir geç kızın
hayatı kararıyor. Yeter artık! Biz çocuğuz okumak istiyoruz. Oyun
oynayacak çocuklarız. Ben artık hiçbir genç kızın hayatının
kararmasını istemiyorum. O kötü acıyı ben çektim başka kimsenin
çekmesini istemiyorum. Geleceğin nesilleri olarak biz çocukların
her gün hayatı kararmaktadır. Çocuklar bu ülkenin teminatıdır
diyorsunuz ama öyle değil. Bir tek bana değil tüm hayatı kararmış
ve mağdur olmuş genç kızlara bu kötülükleri yapan suçlulara çok ama
çok büyük bir ceza verilsin istiyorum. Bil bakalım biz bu cezayı
niye istiyoruz eğer bu büyük ceza bir suçluya verilirse bir başka
adam bu suçtan korkar ve o genç kızı kirletmez. Savaştan bugüne
kadar onlarca kızın hayatı karardı. Kızların yaşı 10-11-12-13-14-15
hepsinin de yaşı bu. Ya sizin çocuklarınız yok mu? Öyle bir olay
kızınızın da başına geldi diyelim ne düşünür ve nasıl bir tepki
gösterirsiniz. O 'tecavüz' lafını duyunca ölmekten başka bir şey
düşünmeyeceksiniz, her gün için için ağlayacaksınız. Öyleyse bizi
de bir çocuğunuz olarak kabul edin. Bizim sizden istediğimiz para
pul değil. Bizim sadece isteğimiz bu tür suçları önlemek için yoğun
çaba harcamanızı ve suçluları bir an önce cezalandırmanızı
istiyoruz. Benim davamda suç işleyen bütün sanıklar, suçlular şu an
da serbest bırakıldılar. Elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar.
Ya benim hayatım ne oldu biliyor musunuz? Bir düşünün bakalım.
Şimdiye kadar bana hiç sahip çıkmadınız. Bana bir tek İnsan Hakları
Derneği sahip çıktı. Bir tek onları çok seviyorum. Yazacaklarım bu
kadar. Saygılarımla N.Ç." KAYNAK: ÖZGÜR GÜNDEM