Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan 'Can Atalay' açıklaması

Abone ol

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mahkemenin Can Atalay kararına ilişkin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk devleti olduğunun altını çizerek "Yargı bağımsızdır. Yorum farkıyla anayasanın bazı maddelerinin yok sayılması anayasaya aykırıdır." dedi. Yargı sürecini bekleyeceklerini dile getiren Bakan Tunç, "Karara saygı duyacağız. Yargıtay'ın vereceği karara bakacağız." ifadelerini kullandı. Tunç, hukuk devletini korumanın herkesin görevi olduğunu da sözlerine ekledi.

Gezi davasının tutuklu sanıklarından avukat Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçildi ancak henüz hapisten çıkmadı. Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararını değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyayı Yargıtay'a göndermesine ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıklamalarda bulundu.

Adalet Bakanı'nın yorum yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Tunç, yargının bağımsız olduğunun altını çizdi.

"Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devletidir." diyen Bakan Tunç, yorum farkıyla anayasanın bazı maddelerinin yok sayılmasının anayasaya aykırı olduğunu da sözlerine ekledi.

Yargı sürecini bekleyeceklerini dile getiren Bakan Tunç, "Anayasamızda yüksek mahkemeler vardır. Karara saygı duyacağız. Yargıtay'ın vereceği karara bakacağız. Hep beraber süreci inceleyeceğiz. Hep beraber hukuk devletini koruyalım. 83. madde yeni icat edilmedi. Hukuk devletini korumak herkesin görevidir." dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay'ın bireysel başvurusunda, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay'a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Atalay'ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti.

Atalay'ın durumunun, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay'ın, TBMM'de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.

Bunun başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına müdahale anlamını taşıdığı anlatılan kararda, Yüksek Mahkemenin daha önce de benzer durumlarda hak ihlali kararlarına hükmettiği hatırlatılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Atalay'ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa'nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir." tespiti yapılmıştı.

Yeniden yargılama kararının gereği yerine getirilmeli

Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama kararı verildiğinde, mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığına işaret edilen gerekçede şu tespitlere yer verilmişti:

"Dolayısıyla böyle bir karar kendisine ulaşan mahkemenin yasal yükümlülüğü, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yerine getirmektir. Derece mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararı kendisine ulaşır ulaşmaz -ilgili usul kanunlarında düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak- taraflarca başvuru yapılmasını beklemeksizin yeniden yargılama yapmak yükümlülüğündedir."

Günün Önemli Haberleri