Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan AP'nin raporuna tepki!
Abone olAP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı 2022 Türkiye raporuna tepki gösteren Adalet Bakanı Tunç, "Türkiye'deki güncel reform çalışmalarını ve insan hakları ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri görmezden gelen, objektif olmaktan uzak, verilere dayanmayan haksız, temelsiz ve hezeyanlarla dolu bir rapordur" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda
kabul edilen "2022 Türkiye Raporu"na tepki göstererek "Söz konusu
rapor, Türkiye'deki güncel reform çalışmalarını ve insan hakları
ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri görmezden gelen,
objektif olmaktan uzak, verilere dayanmayan haksız, temelsiz ve
hezeyanlarla dolu bir rapordur" diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı 2022 Türkiye raporu, 13 Eylül'de AP Genel Kurulu'nda kabul edildi. Rapora ilişkin yapılan açıklamada, “AP üyeleri, Türk hükümeti yönünü değiştirmedikçe, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım sürecinin mevcut koşullar altında devam edemeyeceğini belirtmektedir. Türk hükümetini, AB'yi ve üye devletleri mevcut açmazı kırmaya ve daha yakın bir ortaklığa doğru ilerlemeye çağıran AP üyeleri, AB-Türkiye ilişkileri için paralel ve gerçekçi bir çerçeve bulunmasını önermekte ve Komisyon'u olası formatlar üzerinde çalışmaya çağırmaktadır” ifadelerine yer verildi.
AP'den yapılan yazılı açıklamaya göre oylamaya sunulan rapor, 434 parlamenterin oyuyla kabul edildi. 152 parlamenter çekimser kalırken, 18 parlamenter ret oyu kullandı.
Adalet Bakanı Tunç ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada raporun, Türkiye gerçeklerinden uzak, bazı marjinal çevrelerin tesiri altında ve tek yanlı hazırlandığının açık olduğunu ifade etti.
Bakan Tunç, şunları kaydetti:
"Söz konusu rapor, Türkiye'deki güncel reform çalışmalarını ve
insan hakları ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri
görmezden gelen, objektif olmaktan uzak, verilere dayanmayan
haksız, temelsiz ve hezeyanlarla dolu bir rapordur. Bu raporun
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki olumlu gündeme herhangi bir
katkı sağlamadığı açıktır.
Türkiye, bir yandan Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hakkaniyetli ve adaletli dış politikası ile dünya barışı için çalışırken, diğer yandan da hukuk ve yargı alanında kendi insanımızın esenliği için ortaya koyduğu reform kararlılığından bugüne kadar taviz vermediği gibi bundan sonra da asla taviz vermeyecektir. Bu vesileyle, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne olan sarsılmaz inancımızla dün olduğu gibi bugün de güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğimizin bilinmesini isteriz."
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı Türkiye raporu, 13 Eylül'de AP Genel Kurulu'nda kabul edildi. Rapora ilişkin yapılan açıklamada, “AP üyeleri, Türk hükümeti yönünü değiştirmedikçe, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım sürecinin mevcut koşullar altında devam edemeyeceğini belirtmektedir. Türk hükümetini, AB'yi ve üye devletleri mevcut açmazı kırmaya ve daha yakın bir ortaklığa doğru ilerlemeye çağıran AP üyeleri, AB-Türkiye ilişkileri için paralel ve gerçekçi bir çerçeve bulunmasını önermekte ve Komisyon'u olası formatlar üzerinde çalışmaya çağırmaktadır” ifadelerine yer verildi.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor'un hazırladığı Türkiye raporu, AP Genel Kurulu'nda yapılan oylamada kabul edildi. AP'den yapılan yazılı açıklamaya göre oylamaya sunulan rapor, 434 parlamenterin oyuyla kabul edildi. 152 parlamenter çekimser kalırken, 18 parlamenter ret oyu kullandı.
Erdoğan, Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesi sonrası yaptığı açıklamada ise "AB liderlerinden 52 yıldır kapıda bekletilen Türkiye'ye yönelik olumlu adımlar bekliyoruz. Görüşme yaptığım tüm AB liderlerinin ülkeleriyle etraflıca konuştuk. Kendilerinden bu konuda artık 52 yıldır kapıda bekletilen Türkiye'ye yönelik olumlu adımların atılmasını istiyoruz dedik" demişti.
Türkiye raporu sonrası Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen açıklamada ise Avrupa Parlamentosu'nun "tarafsız, rasyonel ve yapıcı bakış açısına sahip olmadığı" vurgusu yapılarak "Belirli çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve hukuki gerçekliklerden kopuk iddialarının, bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır" denildi.