Adalet Bakanı Gül: Kadına şiddete karşı atılacak tüm adımları atmaya hazırız!
Abone olAdalet Bakanı Abdülhamit Gül, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarıyla ilgili olarak; “Kadına, ailenin korunmasına dair verilmiş haklarda geri adım asla olmaz” ifadesini kullandı.
Yargı reformuyla ilgili de konuşan Bakan Gül, "Yargının pardonu
olmaz, hedefimiz sıfır hata" ifadesini kullandı. Adalet Bakanı
Abdülhamit Gül, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarıyla ilgili; "Kadına
yönelik şiddetleri, bu eylemleri nefretle kınıyorum. Kadına yönelik
tüm suçlar, şiddet eylemleri insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu
konuda en yetkili mücadeleyi, tüm insanlık ve kurumlar olarak
kararlı bir şekilde sürdürmek durumundayız." ifadelerini
kullandı.
Adalet Bakanı Gül, Habertürk TV'de Kübra Par'ın sunduğu 'Açık ve Net' programında Mehmet Akif Ersoy, Nagehan Alçı, Nihal Bengisu Karaca ve Deniz Zeyrek'in soruları yanıtladı.
Bakan Gül'ün açıklamalardan satır başları şöyle:
Kübra Par: Bugün 8 Mart Dünya Emekçiler günü. Fakat maalesef 7 Mart'taki Samsun'da yaşanılan olay hepimizin içini yaktı. Bu olayın travmasını atamamışken Ankara'da bir adam eşini vahşice katletti. Bu failler bir süre yatıp, hemen serbest bırakılacak diye toplumda bir arayış, bir güvensizlik var. Öncelikle bunu sorayım. Biz kadınlarımızı koruyabiliyor muyuz?
Bakan Gül: Kadına yönelik şiddetleri, bu
eylemleri nefretle kınıyorum. Kadına yönelik tüm suçlar, şiddet
eylemleri insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu konuda en yetkili
mücadeleyi, tüm insanlık ve kurumlar olarak kararlı bir şekilde
sürdürmek durumundayız. 1 yıl boyunca bu konudaki bütün kararlılığı
diri tutmak gerekiyor. Kadına karşı şiddet Avrupa dahil bu sorunla
yüzleşmekte. Bunun temeline indiğimizde ya zihniyet anlamında, ya
da eğitimden itibaren ele alıp değerlendirme lazım. Yargı sonuçtur.
Yargı oradaki fiili cezalandırır. Bir kadın öldürüldüyse müebbet
hapisle cezalandırılır. Eşe karşı işlenmişse ağırlaştırılmış
müebbettir. Çok etkin bir şekilde kanunlarla müeyyidesi arttırılan
bir konudur. İşin temelinde sivil toplum, medya, siyasi partilere,
medyadaki duyarlılık, farkındalık, sivil toplum kuruluşlarının
atacağı adımlar ve tüm kamu kurumları bu mücadeleyi sürdürmek
zorundayız. Bu mesele bir kurumun değil toplumun her kesiminin
kanayan yarası olduğu için siyaset üstü bir meseledir.
Nagehan Alçı: Yalnızca 8 Mart değil her gün
konuşmamız gereken bir konu. Yargıda İnsan Hakları Eylem Planı'nda
önemli değişikliğe gidiyorsunuz. Kadını korumak anlamında İstanbul
Sözleşmesi çok önemli bir temeli teşkil ediyor. Tartışmaya
açılmıştı İstanbul Sözleşmesi. Son durum nedir?
Bakan Gül: AK Parti ile birlikte sayın
Cumhurbaşkanımızın özellikle kadınların, ailenin korunması çok
önemli adımlar oldu. Uluslararası sözleşmeler, hazırladığımız
kanun, bir kadını daha haksızlığa uğramasın, etkin mücadele nasıl
yapılır şeklinde hukuki adımlar atıldı. Şiddeti önleme merkezleri
kuruldu. İçişleri Bakanlığı'nın yoğun çalışmaları var. Adalet
Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı olarak Aile
Bakanlığı koordinasyonunda önemli adımlar atıldı. Kadının bu
anlamda almış olduğu hakları daha ileri götürecek hangi adımlar
varsa bunları yapmaya hazırız. Kadına, ailenin korunmasına dair
verilmiş haklarla geri adım asla olmaz.
Mehmet Akif Ersoy: Kadına karşı suçlar diye düşünüyor
musunuz?
Bakan Gül: Daha ziyade insanlığa karşı.
Kadın-koca ilişkisi olmuştur. Mağdurun korunması hususlara kanun
daha da önem vermiştir. Eşine karşı işlenmişse ağırlaştırılmış
sebepler olur. 6284'de daha farklı tedbirleri ihtiva eden önlemler
söz konusu.
Kübra Par: Hem Samsun hem Ankara'da yaşanan
vahim olayda kadınların daha önceden şikayeti ve erkeklerin
uzaklaştırılması sözkonusu. Daha önceden şikayet olmuş veya boşanma
aşamasında ya da boşandıktan sonra. Bir kez şiddete uğrayan
kadınların başvurusundan sonra yeterince önlem alınıyor mu?
Bakan Gül: O konuda kurullarımızın yapmış
olduğu açıklamalar, sabıkası olmayan, daha önce vakası olmayan
yoğun şiddet eylemlerine dair. Vaka analizini yaparak tüm
kurumların ekranında S.O.S verecek, 'Bu kişi daha önce bu hikayeyle
geldi' diye. Vaka vaka bakıldığında tedbir sonra. Bakıyorsunuz
bazen tedbir süresi bitmiş, o konuda kadın tekrar başvurmamış.
Başvurmasan bile ayrı kalacaksınız diye bir şek kendiliğinden
yapılabiliyor. Ne olursa olsun şiddet önleme merkezleri Eylem
Planı'nda var. Bu süreçte kadına avukat desteği verme, fiil devam
ediyorsa kollukla, yargıyla, Aile Bakanlığı ile yakın işbirliği
içinde olacak. Her vaka bizim bundan sonraki atacağımız adımlar
için önemli bir done oluyor.
Ersoy: Kadına şiddetin önleneceği yer anladığım
kadarıyla yargı değil.
Bakan Gül: Samsun'daki hadiseye bakalım. Asla
tasvip etmeyeceğimiz menfur hadisede konu savcıya intikal ediyor
gözaltı kararı veriliyor ve mahkeme tutukluyor. Sokak ortasında bir
kadın eski eşi tarafından bu hadiseyi nasıl yaşar? Bu büyük travma.
Çocuk için, aile için, o mahalle için bir travma. Mahkemeye
geldiğinde karar veriliyor, bir şekilde ceza veriliyor. Aslolan en
ağır cezayı vermek mi, yoksa o fiilin hiç yaşanmaması mı? Yaşanınca
da elbette etkin bir şekilde yargıda ihmal etmeksizin.
Deniz Zeyrek: Birçok vakada uzaklaştırma kararı görüyoruz. O
beyanları esas alma sıkıntısı olabilir mi kollukta?
Bakan Gül: Daha önceki vakaların bir yerde
görülmesi, ihtisaslaşması adına 2019'da önemli adımlar attık.
Tedbir kararı verecek hakimlerin HSK kararları ile ona göre
eğitimler verildi, ihtisaslaştırılma yapıldı. Kadının mağduriyetini
çok daha iyi anlatması için hangi adımlar atılması gerekiyor? Şimdi
her adliyede tedbire karar vereceksiniz. Tedbir telafisi zor konu.
Kolluk tedbiri veriyor ve hakimlere geliyor. O konuda tedbiri
ilgili kişi belki yeterli görüyor ya daha önce vakası yok.
Olayların çoğunda böyle vakalar da var. Tüm bunlara bütüncül
yaklaşımla çok etkin birşekilde mücadele yapılıyor.
Alçı: Kadına karşı şiddet artıyor ama
gazetecilere karşı şiddet de artıyor. Bundan 10-15 dakika
önce Levent Gültekin, Halk TV'de programının bitiminde tekme
tokat şiddete maruz kaldı.
Bakan Gül: Geçmiş olsun, şiddet asla tasvip edilemez. Özellikle kadına karşı boşanmış olsa bile Eylem Planımızda var. Okuluna, işine giden bir genç kadın ısrarlı bir takip ediliyor. Normalde toplumun huzurunu bozmaktan 1 yıl cezası var. Biz çok önemli kanunlar çıkardık ama daha etkin, caydırıcı anlamda ne varsa buna hazırız. Israrlı takip fiillerini ayrı bir suç yapıyoruz. Umarım ki kadına yönelik şiddet asla görmediğimiz bir dönem olur. Bu konuda kararlı bir şekilde mücadele yapılır. Yargı sonuçtur, toplumun her kesimi olarak bu bir siyaset üstü olaydır.