Acuna karşı iddialı yarışma
Abone olMetin Uca "Var mısın yok musun?" yarışmasına alternatif bir yarışma hazırlığında... Bakın röportajında neler anlattı?
Metin Uca ilk kez özel hayatını anlattı. "Sarışın, güzel
ve akıllı tüm kadınları seviyorum" dedi. Bugüne kadar
evlenmemesinin sebebini de "ben eğlenilecek erkeğim" diye yine
kendine özgü bir espriyle açıkladı.Uca gelecek projesine ilişkin de
bir ipucu verdi: Acun Ilıcalı'ya karşı yine bir genel, kültür
bilgi yarışması....
İşte İnternethaber yazarı Yasemin Pulat'ın röportajı;
GAZETECİ MUHALİFTİR
Metin Bey neden bu kadar muhalifsiniz?
M.
Uca: Gazetecinin muhalif olması gerektiğine inanırım. Gazeteci
uzlaşmacı olmaz. Gazeteci soru sorarak muhaliftir zaten.
Gazeteciliğe dönmek ve soru sormak gibi bir niyetiniz var
mı?
M. Uca: Ben ayrılmadım gazetecilikten. Ben ne
yaparsam gazeteci olarak yaptığımı düşünüyorum. Televizyon da
gazetecilik yaparken eğer haber bülteni dışında bir şey
yapıyorsanız, yarışma programı olsun başka iş olsun insanların
gündeminde ne varsa onu anlatırsınız ama onu anlatırken
kullandığınız teknikler farklıdır. Ben Türkiye de ne oluyorsa neyi
fark ediyorsak onu soru olarak sorduğum bir program yaptım.
Merak adamın başına dert getirmez, adama sorularla gazeteci
olma şansı getirir.
SAPIĞIM OLUR MUSUN YARIŞMASI! ÇOK YAKINDA!
Yani sorum şu ki yakında “katilim olur musun,
kocam olur musun” ları da görecek miyiz memleket
olarak?
M. Uca: Bu kadar net ve açıkken herkesin
katili, bu kadar belliyken hala, “Katilim olur musun” yarışması
olur mu bilmiyorum. “Sapığım olur musun”
yarışmasının yakın bir gelecek de başlamasını bekliyorum. Hayatın
kendisini bire bir yansıtsanız realite şovlara gerek kalmayacak bir
ülke zenginliğine sahibiz.
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI BİR PROTESTOYDU
Ve tüm bunların yanında bir de cumhurbaşkanlığı
adaylığı… Daha başımıza neler gelecek diye sormak
istiyorum?
M. Uca: O çok önemli bir noktadaydı. Bakın
Cumhurbaşkanlığını çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin
başı olunduğu bir durum… Bu anlamda da bir adam çıkıp kendi
cebinden paralar harcayarak nasıl aday olunabileceğini ve herkesin
üstünde uzlaşılabilineceğinin öneminin altını çizmeye çalıştı. O
bir protestoydu tabi ki. Ben doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum.
Şu an yaşadığımız bütün sorunların temelinde de ortak akıl ve
uzlaşmayla parlamento içinden ya da dışından herkesin içinden
seçilebilecek bir Cumhurbaşkanı seçilememesinin Türkiye’nin en
büyük sorunu olduğunu düşünüyorum.
SARIŞIN, GÜZEL VE AKILLI TÜM KADINLARI SEVİYORUM
Hemen soruların yörüngesini değiştirmek istiyorum biraz.
Kolay âşık olur musunuz?
M. Uca: Aşk üstünde
konuşulmayacak kadar özeldir!
Sormak istiyorum ama aşk hakkında ki fikirlerinizi de merak
ediyor insanlar belki.
M. Uca: Fikrim meydanda; sarışın, güzel, akıllı ve
kendisine özgü dünyası olan kadınların hepsini
seviyorum!
Sarışın, güzel ve nasıl bir kadın yani?
M.
Uca: Nasıl bir kadın olduğunu da anlatamam. Anlatırsam bu kadının
şu an beraber olabileceğim kadınla ne kadar örtüşüp örtüşmediği
gerçeği ile çelişir. Bu da beni zora sokar.
BEN EĞLENİLECEK BİR ERKEĞİM!
Hayatınızdaki kadınları da eleştirir misiniz?
M. Uca: Hayır! Ben bir tek şeyi öğrendim; eğer zeki bir adamsanız
kadınla bu zekâyı yarıştırmazsınız. Hayatın diğer alanlarına
saklayın. O kadar. Erkeklere tek tavsiyem…
Evde mi kaldınız. Neden evlenmiyorsunuz?
M.
Uca: Evet evde kaldım. Ben eğlenilecek bir erkeğim!
Şimdi bunu bir kadın söylese mesela ben söylesem Türkiye'de ne gibi
tepkiler alırdım diye düşünmeden edemiyorum.
M. Uca: Zaten ben kadınlara böyle saçma davranılmasına tepki olarak
söylüyorum bunu. Kadınların bu anlamda gördüğü o ikili
değerlendirmeye tepkim nedeniyle böyle söylüyorum. Böyle
değerlendireceksek, evet ben eğlenilecek bir erkeğim.
UCA'NIN AŞK TANIMI
Aşka inanıyor musunuz?
M. Uca: Tabi ki ama
işte konuşmam.
Yok ben sadece onu da mı saçma buluyorsunuz diye merak
ettim de…
M. Uca: Sözcüklerle anlatılmayacak kadar
büyük bir derinlik içerdiğini düşünüyorum aşkın.
Bu da bir çeşit aşkın tanımıdır Sayın Uca. Peki, kadınların en çok
neyini eleştirirsiniz?
M. Uca: Erkek gibi davranan
kadınları eleştiririm. Erkeklerin dünyasında erkek gibi davranmak
zorunda kalan kadınlar değil söylediğim ama tam tersine erkeklere
karşı erkek gibi davranan kadınlara… Bunu anlayamam sadece. Belki o
da bir çeşit savunmadır onu ben bilmiyorum.
AŞK MI SEKS Mİ?
Şimdi aşk mı seks mi diyeceğim ona da cevap vermeyecek
misiniz?
M. Uca: Her ikisi de. Tercih etmek zorunda mıyım?
Aldatmak aldatılmak caiz midir peki Sayın Uca?
M. Uca: Bunu Diyanet İşleri Başkanlığı'na sorun lütfen. Fetva
kuruluna sorun. Bütün içtenliğimle söylüyorum ben bir tek şey
öğrendim; hiçbir kadın aldatılmayı anlamayacak kadar aptal
değildir! Buna göre kendini zeki sanan bir erkek olarak o
sırada kendimi mi kandırırım onu mu bunun yorumunu kendime
bırakıyorum.
Aldatılan kadın ne yapmalı peki sizce?
M. Uca:
En azından kesip yan çatıya fırlatmasın! Kesip en azından
buzluğa koyup yine lazım olur diye saklasın!
ILICALI'YA KARŞI YENİ YARIŞMA
Yeni projeler?
M. Uca: Yine yarışma var ama tabi. Artık sevgili Acun
Ilıcalı’nın yaptığı işten sonra, maharet ve sorularla bilgi sınama
işinin eskisi kadar kolay olmadığı ortada. Çünkü bir şans oyununu
Türkiye’nin gündemine öylesine güzel yerleştirdiler ki, yarışma
mantığı buna kayıyor. O zaman, biraz basit ama yine tabi
ki bilginin sınandığı daha sade bir formatla uğraşıyorum. Onu
başarabilirsek en azından insanları yormadan, aklını karıştırmadan
ama bilgiyi sınayarak yine kazanma ama bir şeyin karşılığın da
kazanma mantığını yerleştirmeye çalışıyorum.
Ama benim yapacağım iş yine dediğim gibi genel kültür ve
bilgi tarzında bir iş olacak ama daha basit bir formla daha kolay
ama daha heyecan verici. Bunu bulmak gerekiyor. Birkaç
stüdyo programı önerisi var bu arada gösteriyi yeniliyoruz. Ben şu
anda Türkiye de sahne üzerinde tek siyasi mizah yapan kişiyim diye
düşünüyorum bu konuda belki pirimiz üstadımız herkesin piri üstadı
bence orta oyuncuların başı Ferhan Şensoy’u saymazsak eğer siyasi
hiciv yapan ender kişilerden biriyim. Siyasi hiciv risklidir. Hele
böylesine gülmece eksikliği yaşayan ve gülmece duygusu gelişmemiş
aldıkları eğitim gereği daha küt bakan bir anlayış içerisinde
siyasi hiciv yapmak daha da zor. Yani neyle karşılaşacağınız belli
olmuyor.
SİNEMA FİLMİNDE DE OYNAMIŞ
Sizden duygusal bir iş göremeyecek miyiz? Aşk kokan bir
iş, bir kitap mesela, her hangi bir şey?
M. Uca:
Bakarsınız şaşırtacak bir şey hakikaten çıkabilir.
Aşkı konuşmayan biri olarak aşkı yazma ihtimaliniz var
mı?
M. Uca: Var. Aşk üzerine konuşmam ama aşkı
yazacağım özellikle Osmanlı'nın son döneminden cumhuriyetin
sancıları ile birlikte bir kadının var oluş öyküsünü anlatan çok
ilginç bir projem var. Bugün hala ayakları yere basan bir eski
İstanbul hanımefendisinin öyküsü. Kimi yeri drama, kimi yeri kurgu,
kimi yeri yarı belgesel tadında bir kitap gündemde ama bu biraz
zaman alacak. Bu arada ilginç bir rolle çıkıyorum aslında
seyircilerin karşısına.
Bir de sinema filmi girmiş tüm bunların arasına...
M.
Uca: Bugüne kadar bir takım sinema önerileri olmuştu ama ben
elimden geldiği kadar uzak durmuştum ama çok sevgili arkadaşım
Cihat Hazardağlı’nın çok özgün çok farklı bir çalışmasında yer
aldım ve bundan da büyük bir keyif aldım. Şöyle söyleyeyim;
her film karesinin sulu boya ile boyandığı bir çalışma ve dünyada
bir ilk. Daha önce hiç kimsenin denemediği bir şey… Uzun
metrajlı bir film çalışması ama filmdeki bütün sanatçılar ben dahil
mavi perde önünde oynadı. Tabi benim dışımda çok önemli isimler
var. Ben hafif deli çılgın bir flüt sanatçısı -konuşma özürlü bir
flüt sanatçısını- canlandırıyorum. Filmde Altan Erkekli’den Bedri
Koraman’a, geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Savaş Dinçer’den Serra
Yılmaz’a ve Tamer Karadağlı’dan aklınıza gelebilecek bütün önemli
oyunculara kadar herkes var. Ben çok hoş, değişik sözü olamayan ama
müziği ve gözleriyle konuşan bir karakteri canlandırıyorum. Çok da
heyecanlıyım. Yakın bir gelecekte de tamamlanacak ve özellikle
yurtdışı festivaller için üzerinde çalışılan bir proje. Çok ses
getireceğini düşünüyorum.