Açıköğretim'e bir dava daha

Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Danıştay’a dava dilekçesini verdikten sonra yaptığı açıklamada, yönetmeliğe eğitim bilimi ve pedagojik açıdan yaklaştıklarını söyledi. "Bakanın ifade ettiği gibi ideolojik bir art niyetimiz yok" diyen Dinçer, İmam Hatip sorununun meslek liselerinin gerçek sorunlarını gizlediğini, sakladığını, sistemin bu saklılıktan kurtarılması gerektiğini savundu. Yönetmelikle, Anayasa ve eğitim ile ilgili yasalara karşı hile yapıldığını iddia eden Dinçer, şunları kaydetti: "Bu yönetmelik hukuka ve yasaya karşı bir hiledir. Birçok yasayla da çelişmektedir. AKP hükümeti, niyetini gizlemeye çalışmaktadır. Daha öncede bakanı bütün uygulamaları nedeniyle istifaya çağırmıştık. Sayın Bakan niyet saklaması yapmıştır, istifa etmelidir. Sayın Bakan eğitime zarar vermektedir. İstifayı bir kampanyaya dönüştürdük. Yönetimin peşindeyiz. AKP’nin eğitimle ilgili uygulamalarından 3 binini dava ettik. Bunların tamamını kazandık. Bu da hukuk tanımazlığı, yasa tanımazlığı ortaya koyuyor." DAVA DİLEKÇESİNDEN Eğitim Sen’in dava dilekçesinde, yasaya karşı hile yapılarak YÖK’ün görev ve yetki alanına girildiği savunuldu. İmam Hatip Liseleri’ni bitirenlerin din eğitimi verenler dışındaki yüksek öğretim kurumlarına girmelerinde yaşanan zorlukları ortadan kaldırmak amacıyla bu düzenlemelerin yapıldığı ileri sürülen dilekçede, yönetimin düzenleme yapma hak ve yetkisini de kötüye kullandığı öne sürüldü. Yönetmeliğin orta öğretimden yararlanma hakkının kötüye kullanılmasına yol açacağı, öğrenimin süresinin sınırsız olmasının da hukukla bağdaşmadığı öne sürüldü. Açıköğretim lisesi sınavlarında kılık-kıyafet serbestisinin yargı kararlarıyla Anayasa’da yer alan laiklik ve eşitlik kurallarıyla, ayrıca kılık-kıyafet konusunda özel düzenlemeler içeren yönetmelikle çeliştiği kaydedilen dilekçede, "Dava konusu düzenlemelerin esas olarak dinsel eğitim görmüş olanların üniversitelerin tüm fakültelerine kolayca girmelerini sağlamak amacıyla yapıldığı, açıköğretim lisesinin amacından tümüyle uzaklaştırılmasından ve işlevsiz duruma getirilmesinden de bellidir" denildi. Aynı yönetmeliğin bazı maddelerine karşı YÖK de iptal ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı.