Açıklama sürecin bittiği anlamına gelmez

Abone ol

KCK Yürütme Konseyi’nin geri çekilmenin durdurulduğu yönündeki açıklamasını değerlendiren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Açıklama büt...

KCK Yürütme Konseyi’nin geri çekilmenin durdurulduğu yönündeki açıklamasını değerlendiren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Açıklama bütün detayları ile incelendiğinde, bu açıklamanın barış sürecinin bittiği anlamına gelmediğini, AK Parti hükümetinin bu süreçle ilgili bir uyarı olduğunu görmekteyiz” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan İdris Baluken, “Barış süreci toplumsal umutlarla beraber her geçen gün büyüyerek ilerlerken, Öcalan’ın yaptığı tarihi çağrıdan sonra KCK’nın önce ateşkes ilan etmesi ve daha sonra elinde bulunan kamu görevlilerini ve askerlerini serbest bırakarak geri çekilme sürecini başlatması Kürt meselesinin çözümü açısından büyük bir demokratikleşme ve tartışma zeminini beraberinde getirmişti. Yapılan çağrıda tıkalı olan demokratik siyaset kanalları açılırsa bundan sonraki mücadelenin siyasi mücadele olacağı belirtilmişti. Bu süreç içinde AK Parti hükümetinin mevcut tutumu savaş dönemlerini hatırlatacak şekilde bölgede kalekollar yapmak, doğayı talan edecek şekilde güvenlik barajları yapmak, korucu kadroları göndermek şeklinde ülkenin gündemini meşgul etti. Kalıcı çatışmasızlık ortamının başarılmasından sonra ikinci aşama ile ilgili tek bir somut adım bile ortaya konulmadı. Bu süreç içinde bir taraftan savaşı çağrıştıran uygulamalar, diğer taraftan yapılması gereken anayasal değişiklikler gibi somut adımların atılmaması yetmiyor gibi, Başbakan’ın yaptığı açıklamalar da AK Parti’nin ciddiyeti konusunda çok ciddi kuşkuları beraberinde getirdi” diye konuşu.

“HÜKÜMETİN ÖCALAN’A YAKLAŞIMI CİDDİYETTEN UZAK”
Güneydoğu bölgesinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel saldırılarda bulunan kamu görevlilerinin serbest bırakıldığını söyleyen Baluken, “Yakın zamanda Kürt coğrafyasında Kürt kadınlarına, çocuklarına yönelik tecavüz ve cinsel istismarda bulunan devlet görevlilerinin serbest bırakılması ve son olarak ta Bitlis’te ve Nusaybin’de gerilla mezarlıklarına yönelik yapılan saldırılar ve bu saldırılarda hükümetin meşrulaştırıcı tutumu kamuoyundaki kaygıları artırmıştır. AK Parti hükümeti Rojava’da Kürt halkının ortaya çıkan iradesine yönelik çetelerle işbirliği yaparak komplovari bir takım politikaların içinde olmuştur. Rojova’da çeteleri her yönüyle destekleyen tavrına karşılık Kürtlere yönelik uyguladığı insani yardım ambargosu Kürt halkı tarafından algılanmıştır. Suriye’de özellikle her geçen gün artan savaş riskine karşı AK Parti’nin en önde yürüyecek şekilde savaş çağrıları yapıyor olması, AK Parti hükümetinin savaş ve barış ile ilgili niyetini teşhir edecek şekilde önemli kaygıları beraberinde getirmiştir. Bütün bu süreç ilerlerken bu sürecin başlatıcısı, devam ettiricisi ve bugüne kadar bütün olumsuzluklara rağmen kararlı iradesini ortaya koyacak şekilde yürütücüsü şeklinde olan Öcalan’a yaklaşım ile ilgili AK Parti hükümetinin ciddiyetten uzak bir yaklaşım içinde olduğunu müşahede ettik” şeklinde konuştu.

“HÜKÜMET DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ İLE İLGİLİ HİÇBİR BİLGİYİ BİZİMLE PAYLAŞMADI”
AK Parti hükümetinin çözüm sürecine yönelik olumsuz tavırlar sergilediğini belirten Baluken, “Öcalan’ın yaşadığı sağlık sorunları ile ilgili bağımsız bir doktor talebinin gitmesin talebine AK Parti cevap vermedi. Öcalan’ın avukatları ile olan görüşmelerinde yaşanan tıkanıklığı AK Partinin en küçük bir çabası olmadı. Öcalan’ın akil insan heyeti, Çözüm Komisyonu ile görüşmesi ile ilgili AK Parti’nin tek bir adım bile atmadığını görüyoruz. Öcalan’ın basın toplantısı yapma yönündeki talip AK Parti hükümetinin gayri ciddi yaklaşımları ile bugüne kadar bir karşılık bulmadı. Bütün bu yaşananlar Çözüm Süreci’nde belli bir tıkanıklığı beraberinde getirdi. Bugüne kadar hükümet hazırladığı Demokratikleşme Paketi ile ilgili en küçük bir paketi partimizle paylaşmadı” ifadelerini kullandı.

“AÇIKLAMA BARIŞ SÜRECİNİN BİTTİĞİ ANLAMINA GELMİYOR”
KCK Yürütme Konseyi tarafından yapılan çekilmenin durdurulduğu yönündeki açıklamayı değerlendiren Baluken, “Gelinen aşama itibariyle, KCK Yürütme Konseyi’nin yaptığı açıklama kamuoyuna yansıdı. Geri çekilme durdurulduğu, ateşkes pozisyonunun devam ettiği belirtildi. Açıklama bütün detayları ile incelendiğinde, bu açıklamanın barış sürecinin bittiği anlamına gelmediğini, AK Parti hükümetinin bu süreçle ilgili bir uyarı olduğunu görmekteyiz. AK Parti hükümetinden kaynaklı tıkanıklığın giderilmesi için var olan fırsatın devam ettiği anlamına geliyor. Açıklama Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi hususunda AK Parti’nin hızla atması gereken adımları hatırlatma içeriğini taşıyor” dedi.

“HÜKÜMETİN VE BAŞBAKAN’IN AÇIKLAMALARI SAMİMİYETSİZ”
AK Parti hükümetinin atması gereken adımları atmadığını yineleyen Baluken, “Hükümetin ve Başbakan’ın yaptığı açıklamalar baktığımızda aynı samimiyetsiz yaklaşımlar devam ediyor. ‘İyi polis, kötü polis rolü’ şeklinde, BDP’nin, KCK’nın yaptığı açıklamaları ‘taktik yaklaşımı’ şeklinde değerlendirmek, KCK’dan gelen açıklamaları ayakları yere basmayan, Başbakan’ı mutlu etmek için masasına servis edilmiş anketlerle açıklamaya çalışmak bizdeki kaygıyı artırmak dışında hiçbir şeye yaramadığını belirtmek istiyorum. Bugüne kadar bu yazın meclisin tatil edilmemesi gerektiğini, meclisin daha fazla çalışması gerektiğini ifade ettik. AK Parti’nin soruna ciddi yaklaşmak için bir ön önce meclisi açması gerektiğini yineliyoruz” diye konuştu.

“GELİNEN AŞAMADA BİR KRİZ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Gazetecilerin; “İmralı’ya neden gitmek istiyorsunuz, gitmek için bir müracaatta bulundunuz mu, bu talep İmralı’dan mı geldi, son sözü Öcalan’ın söyleyeceği yönünde yorumların olduğu?” şeklindeki sorularını cevaplayan Baluken, “Bugün de gelinen aşama itibariyle bir kriz durumu ile karşı karşıyayız. Genel olarak krizler 2 sonucu içeresinde barındırır. Ya krizlere doğru akılcı bir yaklaşım ortaya konu ve o krizler yeni bir fırsatın kapısını aralar, ya da o krizleri yaratan tutumlar devam ettirilir ve krizlerin daha da büyüme riski ortaya çıkar. Daha önceki süreçlerde de zaman zaman bu şekilde ortaya çıkan durumlarda Öcalan’ın ortaya koyduğu yaklaşımlar ön açma açısından son derece önemli olmuştur. Sayın Grup Başkanvekilimiz buradan bir hareketle ile acil bir görüşmenin gerekliliğini ortaya koymuştur. Heyetlerimizin AK parti tarafından İmralı’ya gidişleri ile ilgili bir engelleme olmasaydı, Öcalan’ın avukatları ile düzenli olarak ailesi ile düzenli olarak görüşme yapmasıyla ilgili hükümetin bu yaklaşımı devam etmiyor olsaydı belki bir takım farklı sonuçlar şekillenmiş olabilirdi. Hükümetin çözümsüz tutumu İmralı’ya gidecek heyetin takvimi için de söz konusu. Öcalan’a mevut durumun aktarılmasının önemli olduğunu, konuyla ilgili görüşlerinin Kürtlere ve Türkiye halklarına aktarılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Burada mevcut durumu oluşturan hükümetin politikalarıdır. Bu tutum ve politikalardan vazgeçecekse bu işe Öcalan’a karşı tutumundan başlamalıdır. Oradan gelecek olan görüşlerin süreç açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Başvurumuz var bu konuda. Başvuru zaten bir prosedürdür. Sorun hükümetin niyeti ile ilgili, başvuru dediğiniz şey yarım saatte biten bir şey” şeklinde konuştu.

“BAŞBAKAN BUGÜNE KADAR NEDEN HİÇBİR BDP HEYETİ İLE GÖRÜŞMEDİ”
Başbakan’ın bugüne kadar neden bir BDP heyeti ile birebir görüşmediğini soran Baluken, “Başbakan neden bugüne kadar bir BDP heyeti ile görüşmemiştir. Kürt sorunun çözümüne yönelik Kürt halkını temsil eden STK’larla bu amaç doğrultusunda neden bir araya gelmemiştir. Kendisinin görüşmesi gerektiği noktada kendisi böylesi bir görüşmeden kaçıyor. Bütün bunlar var olan tıkanıklığı meydana getiren sebeplerdir. Başbakan’ın partimizle artık birebir bu güreşmeleri yapacak şekilde bir karar vermesi ya da partimiz ile görüşen heyetlere yetki vermesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“KCK’NIN AÇIKLAMASIYLA ORTAYA ÇIKAN BİR KRİZ YOK”
İmralı’ya gidecek heyette bulunacak isimlerin belli olmadığını söyleyen ve kimin gideceği konusuna çok fazla takılmadıklarını ifade eden Baluken, “Bu kriz daha da derinleşirse bir çatışma ortamı olur mu?” şeklindeki soruya ise , “Süreç devam ediyor. KCK’nın açıklamasıyla ortaya çıkmış bir kriz yok. KCK açısından devam eden bir süreç var. Ancak hükümetin tutumu bir krizdir. Bugüne kadar bir adım atılmaması, tam tersine sorunu derinleştirecek adım atılmaması bir krizdir. Krizi aşacak olan şey hükümetin mevcut tutumunu değiştirmesiyle ilgilidir. KCK’nın açıklamasını bir kriz olarak görmüyoruz var olan bir süreç açısından bir demokratik uyarı olarak görüyoruz. Kriz derken hükümetin mevcut çözümsüz yaklaşımını kriz olarak değerlendiriyorum” ifadeleri ile cevapladı.
“İstenilenler yapılmazsa ne olacak, belli bir süresi var mı?” şeklindeki soruya cevap veren Baluken, “O konuda KCK ile bir görüşme yapmadık, neticede şu önemlidir; ‘eğer mevcut yaklaşım devam ederse ne olur?’ sorusunu sormak hükümet açısından cevaplandırılması gereken bir durumdur. Hükümetin yaklaşımı bir Bakanın açıkladığı gibi ‘güvenlik güçlerinin elleri mantar toplamayacak’ yaklaşımında olacaksa bu önemli bir sıkıntı kaynağı olur. Bu yaklaşımın kendisi 100 yıldır Kürt meselesini oluşturan bir yaklaşımdır. Sorunu ‘güvenlik güçlerinin elleri mantar toplamıyor, güvenlik güçleri şunu yapacak’ şeklindeki yaklaşım problemli bir yaklaşımdır” ifadelerini kullandı.
Baluken, konuşmasının sonunda şu açıklamalarda bulundu: “Bizim açımızdan önemli olan gerillanın sınır dışına çıkması, sınır içinde kalması bizim açımızdan çok önemsediğimiz, tıkanıklığın kaynağı olarak gördüğümüz husus değil. Bizim önemsediğimiz kanın akmamasıdır. KCK’nın açıklamasında ateşkes pozisyonunun devam edeceği bildiriliyor. Hükümet belirli noktalarda hızlı adımlar atmış olsaydı biz bugün normalleşme aşamasıyla eve geri dönüşleri tartışıyor olacaktık. Hükümetin daha çok kendi atmadığı adımları maskelemeye yönelik çalışmaları ile karşı karşıyayız.”
(İHA)

Günün Önemli Haberleri