AB’nin yeni kriz konusu silah ambargosu
Abone olSuriye konusunda izlediği politika başından bu yana eleştirilen AB'de son dönemde 'muhaliflerin silahlandırılması' yönündeki seslerin yükselmesi, Brüksel açısından karmaşık bir sürecin başladığının da işareti. Brüksel'den Güven Özalp'ın analizi.
Suriye konusunda izlediği politika başından bu yana eleştirilen ve attığı adımların etkinliği sorgulanan Avrupa Birliği’nde son dönemde “muhaliflerin silahlandırılması” yönündeki seslerin yükselmesi, Brüksel açısından karmaşık bir sürecin başladığının da işareti.
Silah ambargosunun kimin işine yaradığı, muhaliflerin silahlandırılması durumunda ortaya çıkabilecek olası sonuçlar ve ambargoya katı şekilde devam edilmesi halinde yaşanabilecekler uzun süredir Brüksel’de tartışılan ve cevapları da az çok herkes tarafından bilinen konulardı.
İngiltere ve Fransa’nın net ve ortak içeriğe sahip son çıkışları
AB içinde Suriye konusunda “bir sonraki aşamaya” geçme noktasına
gelindiğini gösterse de bunun nasıl yapılacağı ciddi bir soru
işareti olmayı sürdürüyor.
Gerek İngiltere Başbakanı David Cameron’ın gerekse Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın son açıklamalarının ardından AB’nin mevcut politikasını tüm hatlarıyla koruyabilmesi pratikte pek mümkün değil.
Paris-Londra ikilisi silah ambargosunun kalkması lehine açıklama yapmakla yetinmeyip, resmi gündem maddesi olmamasına rağmen konunun AB Zirvesi’nin ikinci gün oturumunda liderlerin önüne gelmesini sağladı.
Kamplaşma
Liderler arasında yapılan tartışmalardan çıkan tablo ise bu konudaki kamplaşmanın sürdüğünü net şekilde gözler önüne serdi.
Üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmeye çalışılacağı ilk toplantı önümüzdeki hafta Dublin’de yapılacak olan AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı (GYMNICH) olacak.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy zirve sonrasında yaptığı açıklamada Suriye’nin bakanların “bir numaralı gündem maddesi” olacağını söylese de bu yakın zamanda 27 ülkenin ortak bir AB tutumu üzerinde anlaşabilecekleri anlamına gelmiyor.
Silah ambargosunun kalkmasını isteyenler bu adımın atılması halinde muhaliflerin hem kendilerini hem de sivilleri koruyabilecek duruma gelecekleri ve Şam’ı siyasi bir çözüm için zorlayabilecekleri tezini işliyorlar.
Mevcut politikanın korunmasından yana olanlarda ise bir yandan silahların yanlış ellere geçmesinden duyulan endişe diğer yandan da bu adımın ülkede silah yarışını pompalayıp çevre ülkeler için daha tehlikeli bir ortam yaratabileceği kaygısı öne çıkıyor.
AB’nin silah ambargosunu kaldırmasından yana net şekilde tavır koyan üç ülke var.
Bunlar Fransa, İngiltere ve İtalya. Bu fikre soğuk bakan ve pozisyon değişikliğini engellemeye çalışacağını hissettirenler ise Almanya’nın başını çektiği Avusturya, İsveç, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti destekli grup.
27’ler içinde şu aşamada ibre hâlâ ambargonun mevcut haliyle sürdürülmesinden yana.
Ambargo konusu GYMNICH’de ele alınacak olsa da bu alandaki netleşmenin mayıs sonunda yapılacak gözden geçirmeden önce atılması öngörülmüyor. İngiltere ve Fransa’nın öncelikli tercihi de AB içinde bu konuda ortak bir tutum belirlenebilmesi.
Bunun olmaması halinde ise ortalığın iyice karışacağını söylemek mümkün.
AB’nin silah ambargosu Suriye’ye uygulanan yaptırım paketinin bir parçası. Sürekli gözden geçirilen paketin süresi ise 1 Haziran’da doluyor. Üye ülkelerin tamamının yaptırımların yenilenmesi ya da değiştirilmesi konusunda uzlaşamaması durumunda ise ambargo ve içinde bulunduğu paketin bu tarihten sonra geçerliliği kalmayacak.