AB'nin Türkiye'yi almama bahanesi!
Abone olAvrupa medyası "Türkiye'de polisin kadınlara dayak attığı anı" konuşuyor. Türkiye, bu yüzden AB yolunda büyük zarar gördü. Ertuğrul Özkök , Avupa medyasına patladı.
Ertuğrul Özkök, iki gündür Avrupa medyasına malzeme olan "Polis
kadını dövüyor" haberine tepki gösterdi. Özkök'e göre AB bu haberle
Türkiye'ye "Hayır!" deme bahanesini buldu. Oysa bu haber başka bir
ülkede olsaydı sadece "Bir fotoğraf altlık haber" olacaktı.
ORTADA çirkinden de öte kötü bir davranış varsa... Bu davranışı
devletinizin herkese güven vermesi gereken bir kurumu yapmışsa size
yapacak tek iş kalır.
O davranışı kınamak ve sorumlusunun cezalandırılmasını
istemek...
Böyle durumlarda devletinizi, ülkenizi savunmak kolay değildir.
Ama ben bugün zor olanı yapacağım.
Herkesin ayağa kalktığı, bütün dünyanın polisinizi yerden yere
vurduğu gün, bazı şeylere karşı itirazımı dile getireceğim.
Devletime, ülkeme yönelik bir kampanyanın abartılarına dikkati
çekeceğim.
Neticede en ağır suçluların bile avukat hakkı vardır.
* * *
Hürriyet’in geçen salı günkü manşetinin hazırlandığı gün ben
yurtdışındaydım.
Arkadaşlarım, genç bir polisin genç bir kadın göstericiye yaptığı
vahşi muameleye olan tepkilerini dile getiren bir manşet
atmışlardı.
O manşete ben de bütün kalbimle katılıyorum.
Çünkü o hareket, çağdaşlaşan bir Türkiye’ye yakışmıyordu.
Sayıları çok az olmakla birlikte, gazetemizden başka bazı
arkadaşlarımız ise haberin verilişinde bir eksikliğe dikkatimi
çektiler.
Haberin hiçbir yerinde, polisin dövdüğü o genç kızın yasadışı bir
eylem yaptığına değinilmemişti.
Doğru.
Polisin hareketi ölçüsüz olsa da, olayın bu unsuru da mutlaka
vurgulanmalıydı.
Ama medeni bir ülkenin polisi, böyle olaylarda kendini kontrol
edebilecek bir psikolojik eğitimden geçmiş olmalıydı.
O nedenle, Türk basınının büyük çoğunluğunun bu olaya tepki
göstermesi normaldi ve güzeldi.
* * *
Ancak 48 saatten beri özellikle Avrupa basınının bu olayı aktarış
biçimine de aynı ölçüde tepki duymaya başladım.
Çünkü bu yayınlar giderek Türkiye’ye karşı bir recm halini almaya
başladı.
Alın İtalyan basınını.
Kendi ülkesinde küresellik karşıtı gösterilerde polisi gösterici
öldüren bir ülkenin basını, kalkmış şimdi Türkiye’ye medeni
davranış dersi veriyor.
Başka bir ülkede olsa, sadece bir fotoğraf ve fotoğraf altı yazıyla
geçiştirilecek olay, manşetlere, tam sayfa haberlere konu
oluyor.
Kendi polislerinin hiç de nazik denemeyecek davranışları herkesçe
bilinen bazı ülkelerin basını ve siyasetçileri, Avrupa Birliği’nin
Türkiye ile müzakerelere başlamamasını isteyecek kadar
kendilerinden geçiyorlar.
Yazdıkları, söyledikleri, absürdlük sınırlarını aşıp bir ülkeye
karşı kolektif recm halini aldı.
* * *
Bir hafta önce, aynı gösterici kalabalığının saldırısı sonucu
yaralanan 17 polisle ilgili tek kelime haber vermeyen yayın
organları, Türkiye histerisine tutulmuş, sinir nöbeti
geçiriyor.
Söyleyin bütün bunlar, o densiz, kötü polisin yaptığından daha mı
az gaddarca?
Onun birkaç genç kıza attığı tekme, koskoca bir ülkeye ve halkına
atılan bu tekmelerden daha mı acımasızca?
Bir tarafta üç beş polisin gaddarlığı, densizliği...
Öteki tarafta koskoca bir kıtanın neredeyse bütün medyalarının
umumi taarruzu.
* * *
Aralarında kimler mi yok?
Hapishanelerde terörist ‘intihar ettiren’, Concorde meydanlarında
sıkıştırdığı hırsızın teslim olmasına fırsat vermeden üzerine
yüzlerce mermi sıkan, polis arabasına saldıran göstericiyi öldüren,
en küçük gösteride insanların üzerine yüksek tazyikli suları sıkan,
göstericileri güya etkisiz hale getiriyorum diye ayaklarıyla,
dizleriyle gırtlaklarına abanan polislerin devletleri,
ülkeleri...
Kendi ülkelerindeki polis dayaklarını, kabalıklarını küçük bir
fotoğraf altı haberle geçiştirenler şimdi bir araya gelip kıta
korosu kurmuşlar.
Bir ülkeye karşı toplu linç ayinleri yapıyorlar.
Bu mu Kopenhag standardı?..
Bu mu tarafsız ve adil gazetecilik?..
Yoksa Türkiye’yi AB’ye almamak için sığınacağınız başka hiçbir
bahane kalmadı mı?..
YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK
HÜRRİYET