AB'nin Türkiye'ye bakışı fıkrada gizli
Abone olHürriyet yazarı Ferai Tınç kulislerde anlatılan bir fıkrayı yazdı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün AB Sonuç Bildirgesi'nden memnun olmadığı bu fıkranın içinde gizli..
Avrupa Birliği zirvesi sona erdi. Ancak kapanıştaki sonuç
bildirgesinde Türkiye ile ilgili bazı maddeler Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül'ü memnun etmedi.
Hürriyet yazarı Ferai Tınç Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye olan
bakışını Kulislerdeki fıkra ile anlatarak
Brüksel'deki AB zirvesini değerlendirdi. İşte Avrupa'nın Türkiye'ye
olan bakışı ..
PERŞEMBE gecesi saat onbir sıralarında Brüksel’deki Conrad Otel’in toplantı salonlarından birindeyiz. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Avrupa Zirvesi’nin ilk gününü değerlendiriyorlar.
Bir ara, biz gazetecilerden gelen bir soru üzerine
Dışişleri Bakanı kulislerde dolaşan bir fıkrayı anlatması için sözü
AB Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Oğuz Demiralp’e bırakıyor.
Fıkra bu ya, geçen yıl Avrupa Dışişleri Bakanları Meis Adası’nda
buluştuklarında ortamın rahatlığına kapılarak, ‘Gelin Romanya,
Bulgaristan ve Türkiye’nin üyeliği konusunda değişik bir yol
izleyelim. Size bir soru soralım, bilirseniz üye olun’
diyorlar.
İlk soru, Bulgaristan Dışişleri Bakanı’na soruluyor.
‘İlk atom bombası hangi yıl atıldı?’
‘1945’. Alkışlarla Bulgaristan üye oluyor.
İkinci soru Romanya’ya.
‘İlk atom bombası nereye atıldı?’
‘Hiroşima’ya.’ Alkışlarla Romanya da Avrupa Birliği üyeliğine kabul
ediliyor.
Sıra Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e geliyor.
‘Hiroşima’da ölenlerin isimlerini ve yaşlarını söyleyebilir
misiniz?’
* * *
BU toplantı sırasında adaylığı kabul edilen Hırvatistan ile
müzakerelerin önümüzdeki yıl açılması kararı, yukarıdaki fıkrayı
bir kez daha güncelleştiriyor.
Avrupa, Türkiye’yi birlik içine almakta giderek zorlanıyor. Türkiye
demokratikleşme adımları attıkça da Avrupa’nın ileri sürdüğü
gerekçeler fıkradaki gibi mantıksızlaşıyor.
Ancak Türkiye ile Hırvatistan aynı şey değil. Türkiye, Avrupa’nın
yeni üyeleri ile değil esas çekirdek üyeleriyle aynı siklette bir
ülke. Türkiye’nin, üyesi olduğu uluslararası her örgütte etkili bir
konumda olduğu gerçeğini kim inkar edebilir? Zaten Fransa ve
Almanya’nın başını çektiği ‘Federal Avrupacı’larla, İngiltere ve
İtalya’nın arkasına aldığı yeni üyelerin oluşturduğu ‘Amerikan
yanlısı gevşek birlikçiler’ arasındaki çatışma gittikçe
derinleşiyor. Türkiye ise, bu çekişme ortamında zar zor sağlanan
kritik dengeyi etkileyecek büyüklükte bir ülke.
* * *
BRÜKSEL Zirvesi’nin sonuç belgesinde Türkiye ile ilgili metin
bütünüyle ele alındığında, Kopenhag’daki pozisyonun tekrarlandığı
görülüyor. Eğer bu yıl komisyon Türkiye için olumlu bir mesaj
verirse ‘geciktirilmeden’ görüşmeler başlayacak.
Evet, netlik hálá yok. Ama Avrupa kurumlarında gelecek ile ilgili
yapılan planlamalar ya da tartışmalarda Türkiye’nin hesaba
katıldığı da bir gerçek.
Örneğin yeni anayasada komisyonun oluşumuyla ilgili madde,
İrlanda’nın önerisine göre 2014’te bugünkü 25 üye esas alınarak,
üyelerin üçte ikisinin temsili yani 18 sandalyeli komisyon
öngörülüyordu. Ama genişlemenin devam edeceği itirazları geldi ve
öğleden sonraki oturumda 18 sayısı kaldırıldı ve üyelerin ‘üçte
ikisi’ olarak değiştirildi bu madde.
Avrupa’nın komşularından söz edilirken de Türkiye’den sınırların
dışında değil içinde ülke olarak söz ediliyor.
Evet, en zor soru Türkiye’ye soruluyor. Bu bir gerçek. Ama Türkiye
de giderek daha hazır cevap hale geliyor.
İşin hoş ve kalıcı olan tarafı da bu değil mi zaten?
Yazı: Ferai Tınç
Kaynak: hurriyetim.com.tr