AB'nin parlayan yıldızı Türkiye
Abone olAP'nin Alman Birlik partileri milletvekilleri Elman Brok (CDU) ve Ingo Friedrich'in, AB'nin genişleme politikasında değişiklik yapılmasını talep ettikleri bildirildi.
Berliner Zeitung gazetesi, ''Birlik partilerinin (CDU/CSU) önde
gelen Avrupa Parlamentosu politikacıları, AB'nin genişleme
siyasetinde değişiklik talep ettiler. Gazetemizle yaptıkları
görüşmede, Friedrich ve Brok, Haziran ayı ortasında yapılacak AB
devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, AB'nin genişleme
siyasetinde değişiklik yapılmasını istediler. CSU Genel Başkan
Yardımcısı ve Avrupa Parlamentosu Başkan Vekili olan Friedrich,
'Biz, sadece Avrupa düzeyinde mutlaka yapılması gerekenleri
düzenleyen, mütevazı bir Avrupa istiyoruz' diye konuştu'' denildi.
AB'nin genişlemesinin yavaşlatılmasını talep eden politikacıların,
2007 yılı için planlanan Romanya ve Bulgaristan'ın üyeliğinin en az
bir yıl süreyle ertelenmesini istedikleri, Türkiye'nin AB üyeliğine
de karşı çıktıkları ifade edildi. BAŞMÜZAKERECİ BABACAN-
Tageszeitung gazetesi ise Türkiye'nin AB ile görüşmelerinde
başmüzakereci olarak görev yapacak Devlet Bakanı Ali Babacan'ı
tanıttı. Gazete, Babacan için, ''O, çabuk kavrayan biri. Diğerleri
daha kıvranırken, Ali Babacan ne yapacağını çoktan biliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Brüksel'de başmüzakereci
olarak atanan ekonomiden sorumlu Bakan, kabinenin genç yıldızı''
ifadelerini kullandı. Babacan'ın siyasi tecrübesinin az olduğu,
ancak iyi bir iktisatçı olduğu ifade edilen haberde, ''Babacan,
Kemal Derviş'ten bu makamı devraldığından bu yana, eski Dünya
Bankası yöneticisinin politikasını neredeyse hiç ara vermeden
uyguladı ve Türkiye'ye Uluslararası Para Fonu'ndan sürekli yeni
kredi verilmesini sağladı. Böylece hükümetin kendi adamlarına
sübvansiyon ve vergi iltiması sağlamasını engellemesine rağmen,
hemen hemen hiç düşman edinmedi. Babacan bunun yerine büyüme
oranlarıyla adından söz ettiriyor ve enflasyonu yenen kişi olarak
kutlanıyor'' denildi. Devlet Bakanı Babacan'ın, siyasete Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül'ün teşvikiyle girdiği kaydedilen haberde, ''Bu
nedenle Babacan'ın başmüzakereci olarak atanması Gül'e karşı bir
hareket değil, aksine Dışişleri Bakanlığı ile müzakere ekibi
arasında ihtilaf çıkmasını engelleyecek bir karar. Katılım
müzakerelerinin kararlaştırılmasından sonra yaşanan gecikme, Gül
ile Erdoğan arasında ciddi bir kavga olduğu spekülasyonlarına neden
olmuştu. Bu nedenle Babacan'ın atanması, Fransa'daki 'Hayır'ın
ardından yanılgıları ortadan kaldırmak için yapılmış bir
harekettir. 1 Temmuz'da, ülkesi AB dönem başkanlığını üstlenecek
olan İngiltere'nin büyükelçisi, seçimin Babacan'dan yana
yapılmasını 'çok isabetli bir karar' diye yorumladı'' şeklinde
ifadelere yer verildi. Haberde, ''ABD'de gördüğü eğitimden dolayı
İngilizceyi çok iyi konuşan ve uluslararası mali işleri iyi bilen''
Babacan'ın, ''Brüksel ile anlaşmakta bir sorun yaşamaktan ziyade,
kendi ülkesinde yapacağı arabuluculukta sorun yaşamasının daha
olası olduğu'' görüşü dile getirildi. Gazetenin diğer bir
haberinde, AB'nin genişlemesiyle ilgili olarak Alman Sanayi Odası
Başkanı Jürgen Thumann'ın görüşüne yer verildi. Bulgaristan ve
Romanya'nın AB üyelikleriyle birlikte genişlemenin ''kabullenme
sınırına'' dayanacağını ve ''Avrupa'nın çok hızlı şekilde
büyümemesi gerektiğini'' söyleyen Thumann, ''Avrupa'nın kültürel
kimliğinin kaybolmamasına gayret etmeliyiz'' dedi. Alman Birlik
90/Yeşiller Partisi'nin ise Avrupa Anayasası krizinin Türkiye'ye
karşı kullanılmaması uyarısında bulunduğuna işaret edilen haberde,
''Türkiye ile müzakereler muhtemelen 10 yıl sürecektir'' diye
konuşan Yeşiller Partisi federal meclis grubu Başkanı Volker
Beck'in, ''AB'nin iç sorunlarını Türkiye'ye genişlemesinden önce
çözüme kavuşturmak için yeterince zamanı olduğu'' ve ''Türkiye'ye
verilen sözün tutulmaması için hiçbir neden olmadığı'' şeklindeki
sözlerine de yer verildi.