AB’nin Ankara büyükelçilerine seslendi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB’nin Ankara büyükelçilerine seslenerek, “Sizlerden bunların (paralel yapının) faaliyetlerine karşı özellikl...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB’nin Ankara büyükelçilerine
seslenerek, “Sizlerden bunların (paralel yapının) faaliyetlerine
karşı özellikle de bunların kara propagandalarına karşı son derece
dikkatli olmanızı rica ediyorum. Biz gerçekten Avrupa Birliği
içinde bir dost olacaksak, bir dayanışma oluşturacaksak önce şunu
bilmemiz lazım. Türkiye hiçbir terör örgütüne kesinlikle prim
vermez” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ülkeleri
Büyükelçileri ile Devlet Konukevi’nde bir araya geldi. Başbakan
Erdoğan, yemekte kabul ettiği AB Büyükelçilere hitap etti.
“MUHALEFET PARTİLERİ DE BU HEM YASA DIŞI, HEM AHLAK DIŞI YAYINLARA
DESTEK VERDİLER”
17 ve 25 Aralık tarihlerinde yolsuzluk operasyonu adı altında yargı
eliyle hükümetin devirmek istendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan,
şunları kaydetti:
“O başarılamayınca bu kez de seçimler öncesinde seçmen tercihlerini
etkilemek üzere yasa dışı, son derece ahlak dışı saldırılar
yapıldı. Yasa dışı olarak dinlenilmiş, kaydedilmiş ve montajlanmış
telefon görüşmeleri sosyal medya aracılığı ile servis edildi. Ne
yazık ki Muhalefet partileri de bu hem yasa dışı, hem ahlak dışı
yayınlara destek verdiler. Hatta bizzat kendileri bu yayınların
aktarılmasına aracılık ettiler. Halkımız oynanan oyunu gördü.
Çirkinliği gördü ve 30 Mart’ta bu saldırıların etkisinden kalmadan
bir kez daha Ak Partiyi tercih etti.”
Devletin her kademesinde yer aldıklarını belirten Başbakan Erdoğan,
şöyle devam etti:
“Burada bir noktanın üzerinde özellikle durmak isterim.
İngilizcedeki ‘Assassin’ ya da Suikast ya da Suikastçı kelimelerini
eminim ki sizler daha iyi biliyorsunuzdur. Bu kelimelerin üzerinde
arkadaşlarımla çalıştım. İlginç bir öyküsü var. 11. Yüzyılda bir
Türk devleti olan Büyük Selçuklu devletine karşı Hasan Sabbah
tarafından bir terör örgütü kurulmuştur. Bu örgütün mensupları
‘Haşhaş’ denilen uyuşturucu maddeyi kullanıyor sonrada devlet
büyüklerine Sultanlara suikast girişiminde bulunuyorlardı. Örgütün
mensupları son derece gizli ve sinsi bir şekilde devletlerin her
kademesinde kendilerine yer bulabiliyorlardı. İşte o dönemde
‘Haşhaşın’ denilen bu örgüt sonradan İngilizce ‘Assassin’ olarak
yani suikastçı olarak geçti. Kuşkusuz 11. Yüzyıldaki bu örgüt,
örgütlenme faaliyet tarzıyla ilk değildi. Sonda olmadı. İslam
dünyasında olduğu kadar Hristiyan dünyasında da buna benzer çok
sayıda örgüt faaliyet gösterdi. 10 yıllar boyunca gizli kalan son
derece dikkatli hareket eden, pusu da bekleyen, belli kademelerde
yer tutan örgüt üyeleri kendilerine emir verildiğinde ortaya
çıkıyor terör estirmeye başlıyordu. Açıkçası 30 Mart öncesinde
Türkiye, maalesef bir kez daha tecrübeyi yaşamak zorunda
kaldı.”
“SON 3 YILDA KRİTİK ZAMANLARDA HAREKETE GEÇTİ”
Cemaatin son 3 yılda kritik zamanlarda harekete geçtiğini söyleyen
Başbakan Erdoğan, “Yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren, kendisini
eğitim ve yardımlaşma cemaati olarak gösteren bir örgüt devlet
kademelerinde yer tuttu. Son 3 yılda kritik zamanlarda harekete
geçti. Bu yapı yoğunlukla polis teşkilat ve yargı içinde
örgütlenmişti. Faaliyetlerini ve örgütlenmesini çok gizli bir
şekilde sürdürmüştü. Bugün artık çok net bir şekilde görüyoruz ki
sınavlara müdahale edilerek karalama ve iftiraya başvurarak
devletin en kritik yerlerini ele geçirmeye çalışmışlar. Yargı da
savcı ve hakim kimliği altında örgüt çıkarları adına çok ciddi
hukuksuz işlemler yaptıklarını da net olarak görüyoruz. Örgütün
kamuda çalışanlarını, işadamlarını, gazeteci ve sanatçıları
özellikle de yargı mensuplarını tehdit ettiği üzerlerinde egemenlik
kurduğu da yine ortaya çıkan gerçekler arasında” diye konuştu.
“ÖRGÜT TÜRKİYE’DEKİ UMUTSUZ MUHALEFET PARTİLERİNİ KULLANARAK
DEMOKRASİYE YÖNELİK BİR SALDIRI BAŞLATTI”
Binlerce kişinin telefonlarının yargı ve emniyet içindeki şebeke
tarafından tamamen hukuksuz ve keyfi şekilde dinlenildiği belirten
Başbakan Erdoğan, şunları aktardı:
“Bu dinleme ve izlemelerin Türkiye içinde ve dışında belli
merkezlere servis edildiği oralarda depolandığı ve gerektiğinde
şantaj için ortaya çıkarıldığı anlaşıldı. İşte bu örgüt
Türkiye’deki umutsuz Muhalefet Partilerini kullanarak demokrasiye
yönelik bir saldırı başlattı.”
“ÖRGÜT YILLAR İÇİNDE AÇTIĞI OKULLAR ÜZERİNDEN ULUSLARARASI
BAĞLANTILARDA KURDU”
Cemaatin eğitim ve yardımlaşma adı altında uluslararası bağlantı
kurduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, “17 ve 25 Aralık’ta bu
saldırıya karşı dik durduk. Ülkeyi sağ salim seçime götürdük.
Milletimizde bizim samimiyetimizi görerek bize güçlü bir destek
verdi. Şuanda bu örgüte karşı hukuk içinde yoğun bir mücadelenin
hazırlıkları yapılıyor. Örgüt halen Muhalefet Partileri ile
işbirliği yapsa da korkunç yüzünü artık gizleyemez hale geldi.
Örgütün finansman kaynakları tükeniyor tükenecek. Halk nezdindeki
itibarı tamamen tükendi. Söz konusu örgüt yıllar içinde açtığı
okullar üzerinden uluslararası bağlantılarda kurdu. Burada siz
değerli Büyükelçilere bu örgütün bir eğitim ve yardımlaşma cemaati
olmadığını, uluslararası siyasetten, uluslararası istihbarata kadar
son derece kirli işlerde kullanılan bir taşeron olduğunu özellikle
hatırlatmak isterim. Bizim gibi bazı ülkelerde bu tehlikenin
farkına vardılar ve önlem almaya başladılar. Sadece Türkiye için
değil faaliyet gösterdikleri her ülke için bu örgütün bir tehdit
ettiğini de buradan vurgulamak istiyorum” dedi.
“(CEMAATİN)KARA PROPAGANDALARINA KARŞI SON DERECE DİKKATLİ OLMANIZI
RİCA EDİYORUM”
Örgütün mensupları birçok iftiranın yanında hükümetin hem
El-Kaideci, hem de İrancı olduğu propagandasını yaymaya
çalıştıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Uluslararası veya ulusal, birinci derecede ulusal güvenliğimizi
tehdit eden böyle bir örgüte karşı mücadele bizim artık birincil
önceliklerimiz içinde yer almıştır. Bu örgütün uluslararası
bağlantılarını kullanarak şuan da hükümetimize karşı son derece
seviyesiz bir düşmanlık sergilemediğinde buradan altını çiziyorum.
Bir örnek vermek istiyorum. Batıda bu örgütün mensupları birçok
iftiranın yanında hükümetimizin hem El-Kaideci, hem de İrancı
olduğu propagandasını yayıyorlar. Bu işlere vakıf olanlar
El-Kaideci’likle, İrancılığın yan yana gelmeyeceğini aslında çok
iyi bilmeleri lazım. Aynı anda taban tabana zıt hatta birbiri ile
çatışan örgütlere bizim destek verdiğimiz yalanlarını yayıyorlar.
Sizlerden bunların faaliyetlerine karşı özellikle de bunların kara
propagandalarına karşı son derece dikkatli olmanızı rica ediyorum.
Biz gerçekten Avrupa Birliği içinde bir dost olacaksak, bir
dayanışma oluşturacaksak önce şunu bilmemiz lazım. Türkiye hiçbir
terör örgütüne kesinlikle prim vermez. Kaldı ki bizim El-Kaide ile
verdiğimiz mücadeleyi Türkiye’yi tanıyanlar çok iyi bilir. Şuan da
El-Kaide terör örgütüne mensup nice kişiler bizim ceza
evlerimizdedir. Maalesef bazı ülkelerin bu dezenformasyonun etkisi
altında kaldığını görüyoruz. Türkiye ile ilgili hükümetimiz ve
partimizle ilgili bilgi ve haberlerin güvenilir kaynaklardan
edinilmesi konusunda sizlerin de hassas olacağına inanıyorum.”
(İHA)