ABD'ye kritik mektup! Kaçak FETÖ liderinin iadesi...
Abone olAdalet Bakanı Abdülhamit Gül, ABD'li mevkidaşından, kaçak FETÖ lideri ve mensuplarının Türkiye'ye iadeleri hususunda gerekli duyarlılığın gösterilmesini istedi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ABD'li mevkidaşına bir
mektup yazarak, "FETÖ mensubu hakim, savcı ve polis üçlüsünün,
ürettiği sahte ve hukuk dışı delillerle kirlettiği bu dava, hukuki
değildir" dedi.
Gül mektubunda şunları kaydetti:
"Türkiye, terörle mücadele konusunda uluslararası yükümlülüklerini yerine getiren, bu alanda destek veren, işbirliği yapan ve bedel ödeyen bir ülkedir. Ülkemiz, kendisine ve uluslararası topluma yönelik güvenlik tehditleri ve tüm terör örgütleriyle mücadele ederken, muhataplarından da aynı hassasiyet ve samimiyeti göstermesini beklemektedir.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Gülen başta olmak üzere,
ülkenizin bu örgüt yöneticisi ve mensuplarının sığınağı haline
gelmiş olması, ülkelerimiz arasındaki ilişkilere de, terörizmle
mücadelede uluslararası işbirliği perspektifine de maalesef gölge
düşürmektedir.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün lider ve mensuplarının, sorumlu
oldukları eylemler nedeniyle yargılanmak üzere iadelerini
sabırsızlıkla beklerken, bu beklentinin karşılanması şöyle dursun,
onların tezlerine, söylemlerine ve Türkiye’de tamamlayamadıkları
gayrimeşru çabalarına sahip çıkılmasını ikili ilişkilerimizle
bağdaştıramıyoruz.
New York Güney Bölge Mahkemesinde devam eden yargılamada,
Türkiye’nin iç meselesi olan siyasî hususlar tartışılmakta ve
gerçek olmayan hususlar gerçeği yansıtıyormuşçasına dile
getirilmektedir. FETÖ üyesi hâkim, savcı ve polis üçlüsünün,
Ülkemizde meşru Hükümeti yıkmak amacıyla giriştiği bir operasyonda,
hukuksuz ve mesnetsiz bir komployla ürettiği ithamlar, bugün bu
davaya taşınmıştır.
ABD’nin mali çıkarlarını korumak adına açılan bu davanın, FETÖ
terör örgütünün Türkiye’ye yönelik yarım kalmış bir operasyonunu
tamamlama amacına hizmet etme yönünde yol aldığını esefle
gözlemliyoruz.
Amerikan hukuk sisteminin böyle bir tertibe alet edilmesinden büyük üzüntü duyuyoruz.
Son olarak mahkemenin 11 Aralık 2017 tarihli duruşmasında, eski emniyet görevlisi Hüseyin Korkmaz’ın tanık olarak dinlenmiş olması, başından beri bu davaya ilişkin dile getirdiğimiz kaygıların temelsiz olmadığını göstermiştir.
Hüseyin Korkmaz, FETÖ Terör Örgütü üyeliği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçlarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/366 esas sayılı dosyasında yargılanmaktadır. Keza, hakkındaki bir soruşturma kapsamında yakalama emriyle aranmaktadır.
Bu kişinin adlî makamlarımızca müsnet suçlardan Ülkemize iadesi amacıyla geçici tutuklanması da talep edilmiştir. Söz konusu talebin olumlu bir şekilde neticelenmesini ve adı geçenin bir an önce Ülkemize iadesini beklemekteyiz.
Duruşmada kendisini, Türkiye’deki hukuk dışı operasyonların (17-25 Aralık soruşturmalarının) merkezi figürü olarak takdim eden bu kişi, ülkemizdeki yargılamada savunmasını ise, bu soruşturmalardan haberi dahi olmadığı, soruşturmayı yürüten birimden başka bir büroda görev yaptığı ve hiçbir evrakta imzasının bulunmadığı iddiaları üzerine kurmuştur.
Bu şahsın ifadesindeki tutarsızlıkları, gerçek dışı beyanlarını ve üretilmiş delilleri ülkenize hangi saiklerle taşıma rolü üstlendiğini tartışmaya gerek görmüyorum.
Ağır isnatlar altındaki bir kaçağın, bir terör şüphelisinin, tanık sıfatıyla ülkenizdeki bu davaya çıkarılmasının yeterince büyük bir skandal olduğunu belirtmek istiyorum.
FETÖ’nün ininden yeni görüntüler!
İşte en büyük tutkusu
Bu kişi, New York Güney Bölge Mahkemesindeki duruşmada kendisine
yapılan mali yardımları da ayrıntılarıyla ifade etmiştir.
Türkiye’nin aradığı bir teröristin, bazı Devlet kurumlarınız
tarafından hangi hukuki gerekçelerle fonlandığı merak ettiğimiz bir
husustur.
FETÖ mensubu hâkim, savcı ve polis üçlüsünün, ürettiği sahte ve
hukuk dışı delillerle kirlettiği bu dava, hukukî değildir. Yargı
mensuplarınızın eylem ve davranışlarıyla da tarafsızlık görüntüsünü
de baştan yitirmiştir.
Daha önce de farklı vesilelerle ifade edildiği üzere, gerek soruşturmayı yürüten eski Başsavcının, gerekse de davanın hâkimi Richard Berman’in yargılama başlamadan önce ve sonra yaptıkları açıklamalar, bu kişilerin FETÖ mensuplarıyla birlikte dahil oldukları ilişkiler ağı bu davanın içeriği ve hukuki gerekçelerinin de önüne geçmiştir.
Maalesef bu gelişmeler karşısında, mahkemelerinizin saygınlığı, tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda Türk kamuoyunda derin bir şüphe oluşmuştur.
27 Kasım 2017’de jürili duruşmaları başlayan söz konusu davaya
ilişkin olarak, sizden yetkiniz dâhilinde konuya müdahil olmanızı
ve böylesine hassas bir davada, hukuka aykırılıkların önlenmesi ve
adil bir yargılamanın tesis edilebilmesi açısından desteklerinizi
rica ediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devletine kast etmiş bir terör örgütünün bu
davayı yönlendirme ve kullanma çabalarını, ülkelerimiz arasındaki
son derece değerli ittifak ilişkisine tercih etmeyeceğinize,
ilişkilerimiz üzerinde telafi edilemeyecek sonuçlar doğurmadan
gerekli tedbirleri alacağınıza inanmak istiyorum."
İADELERİNİ DE İSTADİ: Gül, kaçak FETÖ lideri ve mensuplarının Türkiye'ye iadeleri hususunda gerekli duyarlılığın gösterilmesini de istedi.