ABD'ye göre Araplar potansiyel suçlu
Abone ol11 Eylül saldırısı sonrası yürürlüğe giren bir kanun yüzünden ABD'deki Müslümanlar ve Araplar hedef tahtası oldu.
ABD'de vatandaşlık hakları savucunuları Anayasa Mahkemesi'nde
'Patriot Act' adı altında bilinen yasa hakkında iptali istemiyle
dava açtı. 11 Eylül saldırılarından kısa bir süre sonra yürürlüğe
giren kanun, Federal Soruşturma Dairesi (FBI) ile diğer yetkili
mercileri olağanüstü yetkiler tanıyor. Vatandaşlık hakları
savunucuları ise kanunun özlük hakları ile ifade özgürlüğünü
zedelediği ve adil yargılanmayı engellediğine dikkat çekiyorlar.
Yasa, ABD'de yaşayan tüm Arap kökenli kişilerin potansiyel suçlu
olarak görülmesine neden oluyor... Muhammed Şerif ne yapacağını
şaşırmış durumda. 24 yaşındaki Tunuslu genç büyük ihtimalle
sınırdışı edilecek. Muhammed Şerif yanlız değil. Arap ülkeleri
başta olmak üzere ABD'de yaşayan birçok Müslüman bavullarını
toplamış, yurtdışına gönderilecekleri günü bekliyorlar. Amerika'da
geçen yılın sonundan bu yana 25 ülkeden 82 bin kişi Göç Dairesi'nde
özel kayıtlara geçirildi, bunlardan 13 bini ise soruşturmaya tabi
tutuldu. Yasal bir göçmen olarak ABD'ye gelen Muhammed Şerif de üç
yıldır işletme okuyor. Çalışma izni alabilmek için yetkili
mercilere yaptığı başvuru sonrasında, üniversiteden kendisine
verilen bilgiye göre, artık 'yabancı öğrenci' statüsünden çıktığını
düşünmüş. Bunun üzerine de yabancı öğrenci olarak değil, normal
kayıt yaptırmış. Ne olduysa ondan sonra olmuş. Üniversitenin
verdiği bilgiye güvenerek hareket ettiğini söyleyen Şerif, şimdi
kendisini sınırdışı edeceklerini anlatıyor. Ömar Damatşki ise
yaklaşık 30 yıldır yasal olarak ABD'de yaşıyor. Mali müşavir olarak
çalışan Damatşki her yıl olduğu gibi bu yıl da Lübnan'daki annesini
ziyaret etmek için yola çıkmış. Ancak bu kez yeni yasanın öngördüğü
gibi çıkış yapacağını önceden gerekli mercilere bildirmemiş. Bunun
üzerine geri dönerken kendisine ülkeye giriş izni verilmemiş.
Gerekçe terörle mücadele Araştırmalar geçen yıl içinde sınırdışı
edilen yabancıların sayısının genelde azaldığını, ancak sınırdışı
edilen Arap ve Müslümanlar'ın sayısında yüzde 75'lik artış olduğunu
gösteriyor. Amerikan Müslümanları Konseyi, hükümeti ülkede yaşayan
Müslümanlar'ın sayısını azaltmaya çalışmakla suçluyor. Hükümet
yetkilileri ise diğer yabancılara da sıranın geleceğini, işe El
Kaide ve Taliban'ın kökeni olan Arap ülkelerinden başlamanın en
mantıklı yol olduğunu savunuyor. Önlemler terörle mücadele
gerekçesiyle alınıyor. Ancak bugüne kadar sınırdışı edilen ya da
tutuklanan neredeyse hiç kimsenin terörle bağlantısı kanıtlanamadı.
New York Times gazetesine göre, sınırdışı edilmek üzere bekletilen
13 bin kişiden sadece 11'inin terör örgütleriyle bağlantısının
olduğu ortaya çıkarılmış. Göç Kanunu Avukatları Derneği'nden Jean
Butterfield durumun vahim olduğunu söylüyor: "İnsanlar kanuna
aykırı hareket etmeyelim diye gidip yetkili mercilere
başvuruyorlar, parmak izleri alınıyor, fotoğrafları çekiliyor,
sonra da birileri çıkıp 'Hadi bakalım, sizi sınırdışı ediyoruz'
diyor." Adalet Bakanı Ashcroft... Üç aylık oğlu ve eşiyle kendisi
hakkında verilecek kararı bekleyen Muhammed Şerif hala ümitli. Bir
yanda bu ümitler, diğer yanda ise Adalet Bakanı John Ashcroft var.
Washington Post gazetesinde geçenlerde yayınlanan bir yorumda aynen
şu ifadelere yer veriliyor: "Ashcroft o tutuklattığı göçmenlerin
her birinden daha tehlikelidir."