Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, eleştiri dolu bir yazı kaleme aldı. Dahlan Akılılar başlıklı köşe yazısında ihtirasları büyük olan insanların başlarına gelmedik iş kalmadığını belirtti. Zamanın da Mahmud Abbas'ın ezeli rakibi iş adamı ve siyasetçi Muhammed Dahlan’ı örnek gösteren Dilipak, bu tarz kifayetsiz muhterislerden Türkiye’de de olduğunu söyledi. Basit insanların hak etmedikleri yere geldiklerinde asıl yüzlerinin ortaya çıktığını belirten Dilipak kendini dev aynasında gören cücelerin olduğunu ve bu tür insanların şeyhlerinin liderlerinin kanatları altına girerek ahkam kestiklerine dikkat çekti. Her meslekten ve milletten bu tür insanların çıktığını dile getiren Dilipak, bu tarz karakter sahibi insanların Şeytanların yoldaşları oldukların söyledi. Bu insanların rüşvet olarak Hac ibadetini teklif ettiğine dikkat çeken Dilipak’ın yazısı şöyle: “Rüşveti kamufle etmek için ayrılan pay”larla oluşturulan “vakıf hizmetleri”nin ne hayrı var, ne de bereketi. Şeytan bizi “Allah ile vakıf, dava, cami ile dergah ile” aldatmaya devam ediyor. Ya hu rüşvet olarak kendi çalışma arkadaşları grubuna 7 yıldızlı hac talep eden adamlardan ve rüşvet olarak hac yaptıran adamın hayrından ne beklenir!. Cemaat yerine “societe”leri var. Yani “Yeşil sosyete” diye bir şey de var artık! Konsept evlerde yaşıyorlar. Camileri bile kendilerine uygun. Hocaları da. Biraz ikonaları farklı o kadar. Meğer bizden birileri ötekileri kıskanıyorlarmış. “Yok aslında birbirlerinden pek farkları. Tek farkları ad’ları” O koltuğa oturunca, o paraları ceplerine indirince onlara benzemeye başladılar. Başlarını örtüyorlar ama onlar gibi yaşıyorlar. Ya da birilerinin “biz” dediği şey buysa ben, Rachel Corrie’nin dediği gibi ben “Bizden” değilim. Dikkat etmek gerek, bazan içimizdeki ahmaklar, dışımızdaki düşmanlardan daha tehlikeli olabilir. Kınadıklarımızın bu kadar kısa zamanda başımıza geleceğini düşünmemiştik. Çok çabuk evrildik!.