Abdurrahman Dilipak yazdı bir CHP'linin bomba itirafları
Abone olYeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, 24 Haziran seçimlerinde çalışan bir CHP'li sandık görevlisinin kendi seçmenine ve parti teşkilatına isyanını köşesinde aktardı.
24 Haziran seçim sonuçları CHP'de depreme yol açtı. Seçim gecesi
ve ertesi günü ortalıktan kaybolan Kılıçdaroğlu "kimse bize
başarısız diyemez" dese de yaşananlar çok farklı. 2. tur
bekleyen CHP tabanı seçim sonuçlarıyla birlikte adeta travma
yaşıyor. CHP'li sandık görevlisinin ekşi sözlükte içini döktüğü
itiraf niteliğindeki yazıyı Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman
Dilipak, küfürlü kelimeleri 'bip'leyerek bugünkü köşesinde aktardı.
İşte o yazı:
HANİ ŞU "ORANTISIZ ZEKA" GEYİĞİ VAR
YA
“Kaybettiğimiz seçimdir. / Zırvalıkları
değil gerçeği duymak isteyenler okusun.
(…) Geri zekalıları gelin size bir şey anlatacağım; (…) Sabahın
6’sından akşam 8’e kadar sandığın başındaydım eve geldikten sonra
da yazdığınız yüzlerce embesil embesil entry’leri okuduktan sonra
bir kez daha anladım ki bu ülkenin muhalif kesiminden hiçbir (…)
olmaz. Ulan gezi’den beri hani şu “orantısız zeka” geyiğiniz var ya
hah işte ben sizin o “orantısız zeka” zırvalığını üreten beyin
çeperlerinizi (…). O kadar boş, ülkenin hakikatlerinden kopuk ve
aptalsınız ki, sizin karşınızda delirmemek için direniyorum,
dişlerimi sıkmaktan bir hal oldum, ciğerim yanıyor, ciğerimi
yaktınız (…)mun zır cahilleri. Sizinle ne (…) yiyeceğiz
bilmiyorum.
YE-NİL-DİK DEMESİNİ BİLMELİ
Ahmaklığınızın en parlak alameti ne biliyor musunuz? “kaybettik”
demeyi öğrenip bunun nedenlerini rasyonel bir akıl ve gözlemle
sorgulamayı bilmiyor oluşunuz. Akıllı, cesur ve gerçekçi bir
kumandan ye - nil - dik demesini
bilmeli. Yenildik demesini bilmeli ki, sonrasında da nerede hatalar
yaptık? Kazanmak için ne yapmamız gerekiyor? gibi soruları sorup
yeni teknikler, stratejiler, çalışmalar yapacak akıl
üretebilmeli.
BİNLERCE KOMPLO ZIRVALIĞI
Peki siz - biz ne yapıyoruz? binlerce komplo zırvalığı, binlerce
düşük zekalı, atari oyunu kalitesinde tespitler, her seçimde aynı
teraneler, aynı zırvalıklar aynı beyinsizlikler, aynı çapsızlıklar.
Hangi birini yazayım söyleyeyim bilmiyorum ki, insanı verem eder,
kanser edersiniz lan siz. Bu ülkenin genç, sözde akıllı muhalif
kitlesi sizlerseniz boğazımıza kadar (…) yemişiz.
Şimdi yazacaklarımı iyi okuyun (…)ler. Okuyun da dangalak dangalak ezberlediğiniz şu “biz zekiyiz, orantısız zeka, cahiller sürüsü” ve benzeri zırvalıklarla uyuşmuş, süngere dönmüş beyinlerinize kan gitsin biraz. Seçimden bir gün önce: 6 buçukta uyanıp 90 km yol gittikten sonra 8 gibi Bağdat caddesi’ne vardım. bilen bilir o caddede enteresan şekilde bir borsa lokantası şubesi vardır. Neyse oraya gidip bir çorba içtim. Biraz caddede dolaştıktan sonra yavaş yavaş Maltepe’deki miting alanına gideyim dedim. Bostancı vapur iskelesine kadar yürüdüm. sonra biraz daha yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. Yaklaşık 8 km yürümüşüm. miting alanına vardım nihayet. Mitingden söz etmeyeceğim, dönüşte aynı yolu tekrar yürüdüm. Çok acıkmıştım Borsa’da bir tabak nohut ve pilav yedikten sonra kendime biraz geldim. Gittim cadde’deki Ot cafe’de bir bira çaktım. Akşam olmuştu arabaya binip geldim.
Seçim günü: Sabah uyandığımda ayaklarım balon
gibi şişmişti, yere zar zor inleyerek basıyordum. Soğuk suyun
altında bir süre kaldıktan sonra inleye böğüre üstümü giydim ve
sabah 6’da görevli olduğum sandığımın başına gittim. Her
yerde AKP gençlik kollarından gençler fır dönüyordu. Daha
sonraki sohbetlerimizde söylediklerine göre sabah 4’te teşkilat
binasında toplantı yapmışlar, akşama kadar neler yapacaklarını tek
tek planlamışlar; görevlilere yemek organizasyonları, çay
ikramları, nöbetleşe çalışmalar ve vatandaşa nazikçe yardımcı olma,
hatta hastaları, yaşlıları, kalabalık aileleri evden arabalarıyla
alıp okula getirdiler. Adamlar her şeyi mükemmel bir şekilde
planlamışlar. Hayır hiç de öyle kaba saba, hödük hareketlerle
değil, herkese karşı güler yüzlüler ve hemen herkesi tanıyorlar,
hoşbeş ediyorlar, hal hatır soruyorlar. Bakın bu adamlar bunu
sadece seçim günü yapmıyorlar, emlakçı dükkanları açmışlar her köşe
başına, nakliye firmaları var, tesisatçı dükkanları var ve bu
beldeye gelen tüm memurlara, çalışanlara, turistlere karşı alaka
içindeler, yardımseverlikle yaklaşıyorlar.
CHP'Lİ GÖREVLİ EN SON GELDİ
Tüm bunlara karşın henüz uykudan bile uyanamamış CHP'nin kadın
görevlisi sandık başına en son geldi ve daha da acısı ne biliyor
musunuz? Her yerde AKP’den bilmem nerenin başkanı, bilmem hangi
mahallenin sorumlusu; kirli sakallı, takım elbiseli, bileği
tespihli herkesle el sıkışan ve çevresindeki gençlerle saygı -
hürmet - ağabey ilişkisiyle sürekli işler yaptıran bir ton adam
dolaşıyordu. Bu adamlar son dakikaya kadar okulun her yerinde fır
döndüler. Bakın asıl mevzuya geliyorum; bir tane bakın bir tane
bile CHP'li gözükmedi etrafta. Ne CHP’li gördüm, ne iyi partili ne
şu ne bu. Sadece AK Partililer karınca gibi çalıştılar. Tanıdığım
CHP’li aileler oy kullanmaya bile saat 3’ten 4’ten sonra gelmeye
başladılar. Burası İstanbul’un Marmara kıyılarındaki bir
beldesi. Her yer şortlu kadınlarla dolu, E-5 bu beldeyi ikiye
ayırmış kıyı şeridinde bol bol şortlu kadın, tekel bayisi, seküler
kafeler, mekanlar görürsünüz ama yolun kuzeyindeki mahalle çarşaflı
diyarıdır. Hepsi Anadolu'dan şu veya bu sebeple göç etmiş tutucu,
muhafazakar, son derece dindar ve tabiri caize Allah’ına kadar
reisçiler.
ULTRA ZEKİ MUHALİFLER
Sonuç; 330 seçmenin oy kullandığı sandığımda Muharrem İnce’ye 60 oy
çıkarken Tayyip Erdoğan’a 208 oy çıktı. 40 da MHP. Haydi bunu da
komplolarla açıklayın Ekşiciler, çok zeki, ultra zeki muhalif
(…)lar.
Seçmenlere dair gözlemlerim: Erzurumlu bir aile geldi. Karı - koca ve çocukları sekiz kişilik bir seçmen. Kadınlar tamamen siyah manto mu, kaban mı adı neyse işte “bim’ci kadınlar”ın giydiği pardösülü ablalar. Genç kızları var onlar da o şekilde giyimli. Analarının okuma yazması yok. Kim kimdir, nedir bilmiyor. Önceden konuşmuşlar, kenetlenmişler ama anneleri kabinin içinde bir hata yapar diye çok korkuyorlar. Kocası kabine girip yardımcı olmak istiyor tabii ki izin vermedik ama görmeniz gerek muazzam bir sosyal gözlem tam gözümün önünde cereyan ediyor. Akşama kadar buna benzer epey aile geldi. Kabanlı teyzelerin bazıları da cin gibiydi. Her şeyin farkında. Reis’ine hayran, “adam gibi adam” diyenlerden. Yere heybetle basıyor ayaklarını. Mahallede çalışmış, konu komşu ziyaretlerine gitmiş, kim hasta kim doğum yaptı, kimin oğlu askerden gelmiş, kim kızını evermiş hepsini biliyor ve tek tek ziyaret etmiş. Mahalleliyle sürekli iletişim içinde. İşte AKP’nin her seferinde sandıklarda zaferle çıkmasının en birinci nedenlerinden biri bu.”