Abdullah Öcalan'ın 10 maddesine Kürt partileri ne diyor?
Abone olAbdullah Öcalan'ın Kürt tarafının çerçevesi olarak tanımlanan 10 maddesi üzerine tartışmalara Kürt siyasetinden de yorumlar eklendi İşte Kürt partilerinin ilk tepkileri...
Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti ile Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın hafta sonu Dolmabahçe Sarayı'nda
yaptığı görüşme sonrası HDP İmralı heyetinden Sırrı Süreyya
Önder'in açıkladığı 'Abdullah Öcalan'ın 10 maddelik önerisi'
gündeme bomba gibi düştü Tartışılan 10 öneriye Kürt siyasetinden de
ilk değerlendirmeler gelmeye başladı.
Rudaw'ın müzakerelerde 'Kürt tarafının çerçevesi' olarak
tanımlanan 10 maddeye ilişkin Kürt siyasetinin yorumlarını
derlediği haberine göre Kürt siyaseti genel olarak Öcalan'ın 10
maddelik önerisine eleştirel bir bakış açısıyla 'Yeterli olmadığı'
kanaatinde.
İşte o değerlendirmeler:
"TEKER TEKER OKUDUM KÜRT İFADESİ GEÇMİYOR"
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) :
Silahların bırakılmasını olumlu buluyoruz. Başından beri silahların
Kürt halkının hak taleplerine bir fayda getirmediğini savunuyoruz.
Ancak açıklama Kürt halkına haklarının iade edilmesine
hizmet etmiyor. 10 maddeyi tekrar tekrar okudum,
hiçbir yerinde tek kelime dahi Kürt ifadesi geçmiyor.
Ekolojiden kadın sorununa kadar var ancak Kürt’ün kelimesi bile
geçmiyor. Muğlak ifadelerle geçiştiriliyor. O zaman bu
neyin çözüm süreci?
Kürt meselesini muhtemelen sadece ‘ortak vatan’ maddesini içinde
düşünülmüş. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere dayattığı bir
şey. Açıklama Kürt sorununu çözmez.
Açıklamayı sadece PKK’nin silah bırakmasını açısından
olumlu karşılıyoruz. Çünkü silahın vesayeti kalkarsa
siyaset daha sağlıklı yapılır.
"İÇ GÜVENLİK YASA TASARISININ MECLİSTEN GERİ ÇEKİLMESİ
GEREK"
Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak: Yapılan iyi niyet beyanları elbette ki son derece önemli ve anlamlıdır. Ancak, son iki yılda yaşadığımız kırılmalar, provokasyonlar, toplumun yaşadığı beklentiler, Ortadoğu'da yaşanan yeni siyasal ve toplumsal gelişmeler, atılması gereken adımların hemen atılmasını zorunlu ve gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, devlet ve hükümetten somut adımlar atmasını, süreci yeni krizlere sokacak politikalardan kaçınmasını ve Sayın Öcalan’ın sunduğu taslak metnin gereklerini yerine getirmesi çağrısını yapıyoruz. Bu konuda atılacak ilk adımın da, ‘İç Güvenlik’ yasa tasarısının meclisten geri çekilmesi olduğu açıktır.
"NEYİN ÇÖZÜMÜ OLDUĞU BELLİ DEĞİL"
Partiya Azadiya Kurdistanê (PAK-Kürdistan Özgürlük
Partisi) : 2 yıla yakın bir süredir PKK ve devlet arasında
çözüm süreci adı altında görüşmeler yürütülüyor. Çatışmaların
olmaması anlamında bu süreci destekledik ve destekleyeceğiz.
Ancak görüşmelerde ‘çözüm’ deniliyor fakat neyin çözümü
olduğu belli değil. Kürt ve Kürdistan sorununun
çözümü konusunda ne devletten ne de PKK’den bir adım gelmedi. Ortak
vatan ve demokratik cumhuriyet eksenli bir süreç yürütülüyor,
Sayın Öcalan’ın 10 maddelik beyanı bu kaygılarımızı daha da
perçinledi. 10 maddede Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü konusunda
somut bir tespit yok. Sorunun adı bile konulmuyor. Zaman kazanma,
öteleme ve sürüncemede bırakma siyaseti yapılıyor. Açıklanan
maddeleri bu eksende görüyoruz. Çatışmasızlık ortamını da
destekliyoruz.
"HEM SİNN FEİN HEM SYRZİAA OLAMAZ"
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) : Kan
dökülmesini kimse istemiyor ama ortada çözülmesi gereken bir Kürt
ve Kürdistan meselesi var. Bu meselenin sonuçlarını ortadan
kaldırmak, meselesinin çözümü anlamına gelmez.
Açıklanan 10 madde üzerinde anlaşılmış
değil. Sadece görüşelim diye kabul edilmiş.
Görüşmelerden ne çıkacağı belli değil. Demokrasi-güvenlik dengesi
dikkate alınırsa bu devlet Kürt meselesine güvenlik tarafından
bakıyor. Bunu toplantıya katılan kişilerden anlıyoruz.
3 temel madde çözümü kavuşturulmadan Kürt meselesi çözülemez.
Onlar, ana dilde eğitim, Kürtlere siyasi statü ve Kürt halkının
varlığının anayasada kabulü. PKK’nin silah bırakmasını
sağlayabilirsiniz ama bunları çözmeden Kürt meselesini
çözemezsiniz.
HDP, Diyarbakır’da Sinn Fein (IRA’nın siyasi kolu)
işlevini İstanbul ve Ankara’da Syrzia (Yunanistan’da iktidar olan
sol parti) işlevini aynı anda üstlenemez.
Türkiye’deki muhalefetin tüm yükünün Kürt muhalefetine yüklemek
doğru değil.
"KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEZ AMA ZEMİN OLUŞTURABİLİR"
Azadi Hareketi Sözcüsü : Açıklanan metin bir
iyi niyet açıklamasıdır. Sayın Öcalan’ın girişimiyle iki taraf hem
seçim sürecini atlatabilmek hem de daha demokratik bir zemin
oluşturabilme için böyle bir girişimde bulundu. Bunun için büyük
bir beklenti içinde bulunmak doğru değil.
Açıklanan 10 madde Kürt sorununu çözmez ama Kürt
sorununu konuşmak için zemin oluşturabilir.
Anlaşılıyor ki iktidar da bir şeyler yapıyor ama sağlıklı bir
şekilde Kürt sorunuyla yüzleşme cesareti gösteremiyor. Aslında Kürt
hareketi bir bütün olarak da buna hazır değil.
"O ZAMAN BU ÇOCUKLAR DAĞDA NEDEN ÖLÜYOR?"
Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-T): Öteden
beri bu sürece pek inanmadık. Çünkü görüşmeler sadece PKK ile
devlet arasında yürütülüyor. Sürecin Kürtlerle bir ilgisi yok.
Açıklamadan da anlaşıldığına göre bayrakla, sınırlarla
ve toprakla bir sorunları yok. O zaman bu çocuklar neden dağda
neden ölüyorlar? Hiç olmazsa bu çocuklar ölmesin.
Maddelerin hiçbirinde Kürt hakları ve Kürdistan davasına ilişkin bir madde yok. Hepsi demokratik bir ülkede olması zorunlu maddeler. Bunlar Kürtler için değil herkes için geçerlidir. Bizi pek heyecanlandırmadı.
"TARTIŞILMAYA MUHTAÇ"
Kürt Demokratlar Platformu (KDP - Bakur) : Kürt
sorununun çözümünü öngören Öcalan’ın sunduğu 10 maddelik müzakere
çerçevesi muğlaktır, tartışılmaya muhtaçtır. Sorunun
nihai çözümü değildir. Çözümün ete kemiğe bürünmesi Kürt halkının
Kürdistan’da siyasal hak ve irade sahibi olmasına bağlıdır. Onun
için halkımız ve onun siyasal güçleri ortak bir siyaset dili ve
ortak bir Kürdistani duruşu siyasal çözüme ilişkin ortak bir
strateji ve yol haritası oluşturmayı gerçekleştirmelidir. ‘Ortak
vatan’, ‘Türkiyelilik’ gibi kavramları da sorununun çözümü için
kolaylaştırıcı görmüyoruz.
Sorunlarının çözümünde sürece verdiğimiz olumlu ve destekleyici
siyasal duruşumuz bundan böyle de sürecektir. Ancak Kürt halkının
geleceğine ipotek koymayı kabul etmeyiz, karar sahibi Kürt halkının
kendisidir. Bu kararlar da özgür ve demokratik mekanizma ve
süreçler ile belirlenir.