Başbakan Erdoğan, aniden rahatsızlandı Salı
sabahı. AK Parti Grubu'nda yapacağı çok önemli konuşmayı
yapmadı hasta olunca! Şu tesadüfe bakın ki, aynı gün
BDP lideri Selahattin Demirtaş da
hastalandı.
O da önemli açıklamalar yapacaktı anjiyo
olmasaydı.
"Barış" adına her şey güzel giderken, her
iki lider gerçekten hastalandı mı, yoksa kendi aralarında
anlaşarak, "konuşmama" kararı mı aldılar?
"Konuşmama" ve "sürece zarar vermeme"
kararı!
Bilmiyorum!
Ama bildiğim bir şey var ki, macun tüpten çıktı artık.
Barış kapıda!
"Barış"ın engelleneceği yönündeki şüpheleri
bugünden sonra yersiz buluyorum. Zira "barış"ın temeli çok
sağlam. Temeli bu kadar sağlam atılan "barış"ı hiçbir güç
engelleyemez.
Ne "Derin PKK" ne de "Derin
Devlet"...
Hiç kimsenin gücü yetmez bu temeli sarsmaya!
Neden biliyor musunuz?
"Taraflar" çok kararlı çünkü!
***
"Hain"ler listesine "taraflar"
dedim diye beni de ekleyen olacaktır. Ancak, benim bu listede olmam
gerçekleri değiştirmiyor ne yazık ki... APO bu işin
bir tarafı olduğu gibi, belirleyicisi de. Ne diyorsa o
yapılıyor. İşte PKK'nın elindeki
"tutsaklar", (Ne demeliydim, kaçırılan
askerler mi, yoksa kaçırılan kaymakam adayı mı? Ben böyle yazarsam,
PKK'nın serbest bıraktığı kişiler tutsaklıktan kurtulacak mı?)
serbest bırakılmaları için bir sözü yetti!
Cezaevlerindeki "açlık grevleri"ni de APO bitirmişti
hatırlarsanız!
APO'nun bu kadar belirleyici olması, muhalefet kanadının
tepkisine neden oluyor. "Barış" sağlanacaksa, neden olan
kişinin Abdullah Öcalan olmasını istemiyorlar
çünkü. Oysa herkes görüyor ve biliyor ki, "barış"ın
sağlanması Abdullah Öcalan'ın iki dudağı arasında.
"Hainler" listesinin en tepesine adı
yazılan Başbakan Erdoğan, bunu bile bile siyasi geleceğini riske
attı!
"Her şey, akan kanın durması için!"
"İmralı tutanakları"nın sızması bile,
Erdoğan'a geri adım attırmaya yetmedi!
"Sustu" ve "öteki
taraf"a da, "az konuşun"
mesajı verdi!
Kürt politikacıların da örülen "barış duvar"ında harcı
var!
BDP'liler suskun ve sürecin mutlu sona ulaşması
için ne gerekiyorsa yapıyorlar!
Ümit ediyorum, sonuna kadar sürsün bu
hassasiyet.
İkinci bir OSLO fiyaskosunun yaşanmaması ise en
büyük temennim.