Abdullah Öcalan İmralı'dan çıkmak istemiyor!

Abone ol

Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan Akşam gazetesine konuştu. Öcalan'la ilgili açıklamalar yaptı.

Başbakanın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Paralel Yapı tartışmaları'ndan Cumhurbaşkanlığı seçimine, Twitter ve Youtube erişim yasağından Çözüm Süreci'ne kadar gündemdeki önemli konuları değerlendiren Yalçın Akdoğan, Öcalan'ın özgürlük talebi olmadığını dile getirdi.

ARALARINDA SIKINTI YAŞANMADI, YAŞANMAZ

Kamuoyundaki genel kabul, Cumhurbaşkanlığı seçimini AK Parti adayının kazanacağı yönünde. Ben de seçimi birinci turda kazanacağını düşünüyorum. Abdullah Bey ve Tayyip Bey arasında hiçbir zaman sıkıntı yaşanmadı. Bu konuda da yaşanmaz. Türlü senaryolar üretilerek "Sorun var" algısı oluşturulmak istendi. Ama bu girişimler hiçbir zaman başarılı olamadı.

ÜLKENİN GELECEĞİ ÖNEMLİ

Tüm ilgili kurullarımız, milletvekillerimiz il teşkilatlarımızın fikri alınacaktır ve bir değerlendirme yapılacaktır. Hem kamuoyunda hem de AK Parti'de Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına layık olduğu düşüncesi hâkim. Başbakanımız hiçbir zaman kişisel kariyer planlamasına göre hareket etmedi. Başbakanımız için ülkenin geleceği her şeyin üzerinde olmuştur.

BAŞ EDEMEDİLER ÇÜNKÜ...

Seçim sürecinde sızdırılan tape kayıtlarıyla beraber AK Parti'ye karşı geniş bir statüko bloku oluşturuldu. AK Parti'nin tek başına bileğini bükemeyenler bir araya gelerek, kirli ve fiili bir ittifak oluşturmuşlardır. Paralel Yapı'yla ciddi bir ittifak oluşturulmasına rağmen AK Parti ile baş edemediler. Çünkü Başbakanımızın 'istiklal mücadelesi' diyerek mücedele ettiği tehlike ve tehdidi vatandaşımız doğru algıladı ve statüko ittifakı kaybetti.

KENDİ BAŞKANLARI ADAY OLAMIYOR

Bu partiler kendi Cumhurbaşkanı adaylarını çıkarabilecekler mi, yoksa yine birbirlerinin yedeği haline mi gelecekler? Cumhurbaşkanlığı sürecinde de aynı kirli işbirliği devam ederse, sonuç yine aynı olur: Topyekün kaybederler. Zaten CHP ve MHP'nin genel başkanlarını aday gösterememeleri kabetmişliğin
işaretidir.

YARGI HESAP SORMAK ZORUNDA

Paralel Yapı'nın operasyon girişimi ortada. Konu ülkenin geleceğini ilgilendiren bir ulusal güvenlik meselesi noktasına gelmiştir. Siyasi zeminde mücadele edenlerle, biz de siyasi zeminde mücadeleye devam ederiz. Biz peşinen herkesi suçlu ilan etmek durumunda değiliz, bu yargısız infaz olur. Ama suç ve suçluların tespiti konusunda yargı bir hesap sormak durumundadır.

SEÇİMİN MUTLAK GALİBİ AK PARTİ

Yerel seçim sonuçlarını, 12 Haziran genel seçimleri ile mukayese edenler, AK Parti'nin oylarının düştüğünü söylüyorlar. Çünkü 30 Mart seçimleri, genel seçimlerle kıyaslanamaz. Yerel seçim sonuçları, bir önceki yerel seçimle mukayese edilebilir. Bu mukayese yapıldığında da AK Parti'nin oylarını artırdığı ve yüzde 38'den yüzde 46'ya çıktığı görülecektir. AK Parti, kendisine karşı yapılan kirli ittifaklara rağmen 30 Mart seçimlerinin mutlak galibidir.

BARDAĞIN DOLU TARAFINA BAKALIM

BDP'nin müzakereleri yasal zemine taşıma talebi, bu tür durumlarda illa şu yasayı bu yasayı yap demek bir anlam ifade etmez. Siyasi iklimin iyileşmesi bir çok meselenin hal yoluna girmesi demektir. Mesela başörtü meselesinde birçok mağduriyet vardı. Bu sorun çok ciddi yasa değişikliklleriyle mi çözüldü? Ülkenin genel siyasi iklimiyle olgunlaşmasıyla alakalı bir durum bu. Mesela KCK'larla ilgili son dönemde ciddi tahliyeler yaşandı. Hasta mahkûmlarla iligli çalışma yürütlüyor. Bardağın dolu rarafına bakmak lazım.

AK PARTİ DENKLEMDEN ÇIKARSA

MHP ve çözüm taraftarı olmayanlar hükümeti yerden yere vurduğu gibi BDP'lilerin de yerden yere vurduğunu görüyoruz. Ama bu süreci biz yürütüyoruz. AK Parti bu denklemden çıksa bu sorun çözümsüzlüğe mahkûm olur ve Başbakan Tayyip Erdoğan kararlılığında, cesaretinde bir lider olmasa bu sorunları hiç kimse çözemez. Bu süreç bugüne kadar dayatmalarla gelmedi. 'Cumhurbaşkanlığı seçim süreci var, bunu koz olarak kullanırız, istediğimizi yaptırırız' gibi bir ucuzcu siyaset takip ederlerse burada karşılık bulamazlar.

BDP KRALDAN ÇOK KRALCI

Yok özerklik, yok petrolden pay alalım vs. gibi tahrik edici açıklamalar bu süreci zehirler. Öcalan'a özgürlük talepleri de Çözüm Süreci'nde değerlendirilen bir konu değil. Öcalan kendisi bile bunu gündeme getirmiyor. Onlar biraz kraldan çok kralcılık yapıp kendi kitlelerine dönük popülizmin peşindeler. Bu tür ileri laflar şu anki sürecin sıkıntıya girmesine sebep olur.

BENCE HDP TAM BİR FİYASKO OLDU

BDP bu seçimde çok ciddi başarı kazandığını söylüyor, ama ben o kanaatte değilim. Birçok yerde beklentisinin gerisinde kaldı. 150 yerde seçimi alacağını düşünüyordu ama 100 yerde alabildi. 22 şehirde seçime girebildi 10 tanesinde kazandı. HDP tam bir fiyasko. Hiç belediye kazanamadı.

TWİTTER'IN GELİP DÜŞMESİ OLUMLU BİR DURUM FAKAT...

Özgürlükleri genişleten, Türkiye'nin iletişim kapasitesini geliştiren, interneti geliştiren AK Parti iktidarıdır. Kişi haklarına yönelik bir saldırı, mağduriyet varsa bu nasıl çözülecek? Anayasa Mahkemesi'nin kararı bu soruya yanıt vermiyor. Mağduriyetler devam ediyor. Şirketin sıkıntısı giderilmiş olabilir ama milletimin sıkıntısı hâlâ devam ediyor. Twitter'ın gelmesi bir- takım görüşmelerin olması olumlu. Ama samimiyetlerini bir bekleyip görmek lazım. İletişim özgürlüğü, bireysel özgürlükler önemlidir ama bireysel hakları garanti altına almak onları korumak da önemli. Twitter erişim engellemesinden sonra "Türkiye 3'üncü dünya ülkesi oluyor" dediler. Oysa 3'üncü dünya ülkesi muamelesi yapan Twitter'dı. Yani birçok ülkeyle anlaşma yapmasına rağmen sizi muhatap kabul etmemesi, sizi 3'üncü dünya ülkesi muamelesi yapmak anlamına geliyordu. Bu yüzden meseleye tüm boyutlarıyla bakmak lazım.



Günün Önemli Haberleri