Abdullah Öcalan İmralı'da değil mi?
Abone olMHP lideri Bahçeli, terörist başı Öcalan'ın sessizliğine işaret ederek, Başbakan'a ilginç bir soru sordu...
Bahçeli "Sözde Kürt sorununda iktidar ve muhalefet belli
bir eksende buluştu. İmralı, daha evvel her konuda fikirler
sürerken şimdi niye sessiz?" diye sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, terör örgütü PKK lideri
Abdullah Öcalan'ı astırmadığı gerekçesiyle suçladığı MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli'den gündemi değiştirecek bir çıkış geldi.
Bahçeli,
-'Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum. Öcalan İmralı'da mı?
Acaba kimse yok mu?' diye sordu.
Antalya ve Isparta temaslarının ardından gazetecilerle sohbet eden
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
ACABA ORADA KİMSE YOK MU?
- Acaba Abdullah Öcalan, İmralı'da mı? Ne diyorsunuz, sesini duyan
yok. Bu düşüncenin alt yapısında şu var. Bugün sözde Kürt sorunu
üzerinde iktidar ve muhalefet belli bir eksende buluşmuşsa ve bu
eksende birtakım kurumsal denemelere girilmek isteniyorsa o zaman
nedir bunlar? Toplu mutabakat komisyonu, bir de akil adamlar grubu.
Bu düşüncelere sahip olan Abdullah Öcalan, İmralı'da daha evvel her
konuda fikirler sürerken şimdi niye sessiz kalıyor? Acaba, bu
konularda olup bitenden mi habersiz, yoksa İmralı'da mı değil? Bu
kadar sessizlikten bu soru aklıma geliyor. Onu da Recep Tayyip
Erdoğan'a soruyorum. Orada mı? Hala Abdullah Öcalan'ı bizim
astırmadığımızı söylüyor. Bu kadar derin konuları bilenin cevap
vermesi lazım. Dört gündür gazeteler, televizyonlar yazıyor. Bunlar
üzerinde duruyorum. Avukatlarından ses yok, herhangi bir şekilde
Başbakan'ın görevlendirdiği insanlardan kamuoyuna akseden bir konu
yok. AİHM çerçevesinde birtakım temaslarla oluşan bir şey yok, eden
yok. Bir sessizlik hakim. Yayın organlarında da bir şey yok. O
zaman merak ediyorsunuz, acaba kimse yok mu?
ÖYM'DE TERÖR UYARISI
- DGM'lerden bu aşamaya gelinmiştir. DGM'lerden bizim hükümette
olduğumuz dönemde de askeri hakimlerin çıkarılmasına dair bir
anayasa değişikliği gerçekleştirilmiştir. Ancak özel yetkili
mahkemelerin bazı konularda uzman nitelikte mahkeme olarak
algılanmasında fayda vardır. Bunlardan biri organize suç örgütünün
yargılanması ikincisi terörle mücadele kapsamında. Bunları
gelişigüzel mahkemeye göndermek orada hakimlerin bu konularla
ilgili özel bilgiye ihtiyacı olacağı için burayı biraz düşünmek
lazımdır.
- Bir partiden seçilmiş cumhurbaşkanının, daha önce bir partinin
yönetiminde yer almış bir cumhurbaşkanının seçildiği andan itibaren
anayasadaki yetki, sorumluluk ve görevi gereği objektif olması,
parti yandaşı gibi davranmaması erdemine sahip olması lazım. Böyle
bir erdem var mı yok mu? Eğer yoksa o zaman ona bir müeyyide koyman
lazım. Partizanlık suçu cumhurbaşkanı için geçerli mi değil mi?
Vatana ihanet suçu tamam da partizanlığı ne yapacağız?
BİLGİ VERMESİ İSABETLİ
- Sayın Süleyman Demirel'in darbe komisyonuna bilgi vermesi bana
göre isabetli olmuştur. Araştırma komisyonu herkesi darbeci
görüşüyle çağırmıyor. Darbe hakkında bilgi sahibi olan ve o bilgi
ışığında bundan sonra darbe olmaması için neler yapılabilir diye
araştırmaları sonrasında bir rapor hazırlanacaksa darbeyi yaşamış
bir şansın da kanaatini sormaları normaldir.
CHP'YE 10 MADDELİK ÖNERİ TEPKİSİ:
- CHP'nin iki değerli milletvekiline hazırlatıp, kamuoyuna
açıkladığı 10 maddelik metin, Kürt meselesinden bahsediyor. Çok
ilgi çekici cümle var. 1984 ile 2009 yılları arasında 11 bin
civarında güvenlik gücünün, 30 bin civarında PKK mensubunun
öldürüldüğünü söylüyor. Bir de ilave yapıyor son cümle olarak,
faili meçhullerin ne olduğu bu rakama dahil değildir. 84 ila 2009
yılları arasında terör sonuçlarını metne koyuyorsun ama siyasi
çözümün 1 Ağustos 2009'da demokratik açılımla başladığını iddia
ettiğiniz günden 2012'ye kadar geçen süredeki rakamı neden
vermiyorsun? Siyasi çözümle askeri çözüm arasında terör ve terörden
hayatını kaybedenler açısından yorum imkanından mahrum
bırakıyorsun.
BİZ ZARFA BAKMIYORUZ
- Türkiye'de 1984'ten bu yana yapılan mücadelenin adını Kürt Sorunu
olarak koyuyorsunuz. Daha evvelden CHP raporlarında 'Güneydoğu
Sorunu' vardı. Yani sosyo-ekonomik yönden gelişmişlik farkının
uçurum haline gelmesinden dolayı birtakım olaylar vs. vardı. O
zaman bunun bir adını koyalım. Siz 'Kürt Sorunu' olarak bu meseleye
girerseniz bunu izah edemezsiniz. Başlangıç yanlış, şimdi kalkıyor
diyor ki Sayın Kılıçdaroğlu, 'Efendim isim üzerinde durmayalım.'
Biz mazrufa bakıyoruz zarfa değil ki.
- Yaptığımız açıklamalar ışığında böyle bir teklifi bize
yapmamaları nezaket gereği olur. Yoksa bizim üzerimize yıkmaya
çalışacak, böyle bir şey olmaz. Konuyu o aşamaya getirmemek
lazım.