Abdullah Öcalan bunu hep yapıyor!
Abone olTerör örgütü lideri Abdullah Öcalan, Kürt siyasi hareketini kendisiyle başlayıp kendisiyle sona ermesini istiyor...
"Aslında Abdullah Öcalan bunu hep yaptı, bu gidişle
bundan sonra da yapacağa benziyor"
Peki terör örgütü lideri Öcalan'ın 'hep yaptığı'
ve 'hep yapacağı' şey ne?
Bu sorunun yanıtını Ruşen Çakır'ın bugünkü okuyalım:
Nedir Öcalan’ın yaptığı? Kısaca söylersek o Kürt siyasi hareketinin
kendisiyle başlayıp kendisiyle sona ermesini istiyor. PKK’nın
tarihi bir yanıyla, Öcalan’ın kendisine rakip, alternatif ve tehdit
olmaya soyunan veya onun böyle sandığı kişilerin, genellikle şiddet
yoluyla tasfiye edilmelerinin toplamıdır. İlginçtir, Öcalan’a
meydan okumadan PKK’dan kopmak isteyenlere pek engel çıkarılmazken,
şu ya da bu şekilde onun mutlak otoritesini sorgulayan veya
sorguladığından (hatta ilerde sorgulayabileceğinden) şüphenilen çok
kişinin başına gelmedik kalmamıştır.
Çakır'ın yazısı bu ilginç tespitle de sınırlı değil. Okumaya devam
ediyoruz:
Leyla Zana gibi
Peki Baydemir’in çıkışında böyle bir boyut var mıydı?
Hiç sanmıyorum. Tıpkı cezaevinden çıktıktan sonraki Leyla Zana’nın
“Öcalan’a rağmen” hareket etme amacı olmadığı gibi. Fakat
hatırlanacaktır, Öcalan, Zana’nın özellikle Avrupa’dan gördüğü
yoğun ilgiden hayli rahatsız olmuş, hadi daha açık konuşalım,
kıskanmış ve avukatları aracılığıyla Zana’ya ayar üzerine ayar
vermişti. Zana da o tarihten itibaren, Kürt hareketinden hiç
kopmamakla birlikte (öyle ki hayatını büyükşehirler veya Avrupa’da
değil Diyarbakır’da sürdürüyor) öne çıkmamaya aşırı özen gösterir
olmuştu.
Tekrar Baydemir’e dönecek olursak: O da, Diyarbakır Büyükşehir
Belediye Başkanı seçilmesinin kişisel yeteneklerinden
kaynaklanmadığını herhalde bizlerden daha iyi biliyor olmalı. Onun
2004’de aday gösterilme sürecini bir gazeteci olarak yakından
izlemiştim. Onun diğer aday adaylarını sollamasında Kürt hareketini
çekip çeviren İmralı-Kandil-Avrupa üçgeni belirleyici olmuştu.
İkinci kez aday gösterilmesinde de aynı odakların en azından
olur’una sahipti. Ama daha önemlisi Diyarbakır halkı, Baydemir
değil de başka birisi aday gösterilmiş olsa yine seçerdi.
O sadık olduğunu düşünüyordu
Baydemir’in Öcalan’dan rol çalmak, İmralı-Kandil hattının dışına
çıkmak istediğini hiç mi hiç sanmıyorum. Tam tersine “silahlı
mücadele miadını doldurdu” derken tam da bu hatta sadık olduğunu
göstermek istiyordu. Çünkü bu söz Öcalan ve diğer PKK yöneticileri
tarafından defalarca sarf edilmişti. Fakat kamuoyunun Baydemir’in
sözlerine atfettiği önem, Öcalan ve PKK’yı endişelendirmiş ve buna
bağlı olarak öfkelendirmişe benziyor. Bu öfkenin esas nedeni
“kıskançlık”sa, ikinci nedeni de bu tür çıkışların “pişmekte olan
aşa gereksiz su katma” anlamına gelebileceği kaygısıdır. Malum
devlet Öcalan’la sistemli bir şekilde görüşüyor ve PKK Lideri
sürecin gidişatından çok memnun. Dolayısıyla Kürt hareketinde
kendisi dışında birilerinin süregiden görüşmeleri sekteye uğratacak
çıkışlar yapmalarını engellemek istiyorlar.
Tabii bir de şu var: Tam da görüşmeler sürerken, Öcalan elindeki en
büyük kozdan, yani silahtan vazgeçmek kesinlikle
istemeyecektir.
Bütün bu polemik ve tartışmalar neye varır diye sorulacak olursa,
pek bir şey çıkmaz derim. Baydemir istifa etmez, görevden de
alınmaz; ama bundan sonraki sözlerine daha fazla özen gösterir;
muhtemelen çok az konuşur. Öcalan da ayarının etkili olduğunu
görürse, ki muhtemelen görecektir, olup bitenleri unutur ve
Baydemir’in gönlünü alır.