Abdullah Öcalan artık bu yoldan dönemez!
Abone ol"Demokratik İslam Kongresi"nin siyasal sonuçlarını yorumlayan Ruşen Çakır "Öcalan’ın, artık bu yoldan dönmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum." dedi.
İNTERNETHABER.COM
Diyarbakır'da toplanan "Demokratik İslam
Kongresi"nin yankılarını analiz eden
Vatan gazetesi yazarı Ruşen
Çakır, Kürt hareketinin İslam açılımını yorumladı.
ÖCALAN ARTIK BU YOLDAN DÖNEMEZ!
Çakır, Abdullah Öcalan’ın Kongre'ye yolladığı mesajda katılımcılara "Mümin kardeşlerim" diye seslenip İslamiyet hakkında çarpıcı tespitlerde bulunmasının sonuçlarını değerlendirdiği yazısında "Öcalan’ın, artık bu yoldan dönmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum." dedi.
İşte Çakır'ın yazısındaki ilgili bölüm:
DİNDAR KÜRTLER REJİMİN
SİGORTASI
1) Zaten dinsel anlamda muhafazakâr bir ülke olan Türkiye’de
Kürtlerin dindarlığı ülke ortalamasının üzerindedir;
2) Cemaat, grup ve partiler Kürtler arasında hep güçlü olmuştur ve
bunlar üzerinden kısmi de olsa sistemle bağ kuran dindar Kürtler
rejim(ler)in sigortası olmuştur;
3) PKK’nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi (KSH), önce
İslamiyet ile arasına bariz bir mesafe koymuş ardından o mesafeyi
kapatıp dindarlara ulaşmakta epey zorluk çekmiştir.
Bu durumun, özellikle ilk demokratik açılım döneminden itibaren
bariz bir şekilde değişmeye başladığına, KSH’nin İslamiyet ve
dindarlarla arasındaki mesafeyi sistemli ve hızlı bir şekilde
kapatmakta olduğuna tanık oluyoruz. Bunun zirvesi Öcalan’ın 2013
Newroz mesajı olmuştu. Dolayısıyla Diyarbakır toplantısını ve
Öcalan’ın mesajını buradaki strateji bağlamında değerlendirmek
gerekiyor.
Tepkilere gelince, karşımıza kabaca üç grup çıkıyor:
MEMNUNLAR:
İlkin KSH ve Öcalan’ın İslamiyet açılımını baştan beri olumlu
bulan, destekleyen ve teşvik eden Kürt dindarların bu gelişmelerden
çok memnun olduklarını görüyoruz. İktidar partisinin ise, Kürtler
arasındaki desteğini azaltabileceği için durumdan rahatsız
olduğunu, buna karşılık, KSH’nin İslamiyet ile sorunlarını
gidermesinin çözüm sürecini ülkenin batısında savunmayı
kolaylaştıracağı için kısmen memnun olduğunu varsayabiliriz .
GAYRİMEMNUNLAR:
KSH içinde yer alan ve/veya ona dışarıdan destek veren sosyalist
solla irtibatlı bazı kişilerin İslamiyet ile bu kadar içli dışlı
olunmasından hiç de memnun olmadıkları ortada. Hele AKP ve
Erdoğan’ı durdurmak için KSH’ye başvurmayı hesaplayanlar, Öcalan’ın
hareketlerini "dini-laik ikilemi" dışında tanımlama ısrarı ve
"otoriter laikçi milliyetçilik" diye bir düşman tanımı yapması
nedeniyle tam bir hayal kırıklığı yaşıyor olsalar gerek.
Gayrimemnunlara, KSH ile aralarına belli bir mesafe koymuş olan her
türden İslamcı cemaat, hareket ve grubu da dâhil etmek gerekir.
Çünkü PKK ve Öcalan’ın "dinsiz, ateist, materyalist vb." olduğu
yolundaki propagandaları bir süredir işe yaramıyor.
KUŞKUCULAR:
Son olarak bu tür adımların samimiyetinden kuşkulananlar var ki,
bunlarla birbirinden farklı kesimlerde karşılaşmak mümkün. Öcalan
ve KSH’nin gerçekten inandıkları için bu adımları atmadıklarına,
hâl böyle olunca bu stratejiyi sonuna kadar sürdürmenin imkânsız
olduğuna, dilin bu şekilde, kısmi de olsa dinselleştirilmesinin
eninde sonunda İslami cemaat ve hareketlerin işine yarayacağına
inanıyorlar.
GERİ DÖNÜŞ İMKANSIZ
Kürt siyasi hareketinin İslamiyet ve dindarlarla arasındaki
mesafeyi azaltıyor olmasını olumlu ya da olumsuz buluyor
olabilirsiniz, fakat bu aşamadan sonra o stratejiyi samimiyet
üzerinden değerlendirmenin hiçbir anlamı kalmadığı kanısındayım.
Çünkü KSH bir süredir bir "ulusal kimlik inşa süreci" yürütüyor ve
din (İslamiyet) bu kimliğin olmazsa olmaz, hatta belki de en temel
parçalarından biri. Mutlaka içeriden ve dışarıdan direnenler, bu
adımları engellemek isteyenler çıkacaktır ancak KSH’nin,
dolayısıyla Öcalan’ın, artık bu yoldan dönmesinin mümkün
olmayacağını düşünüyorum.
Dolayısıyla, sorgulanması gereken samimiyet değil, bu mesafenin
kapanmasına bağlı olarak Kürt hareketinde hem dil, hem siyasi
program, hem kadrolar bağlamında ne tür değişikliklerin
yaşanacağıdır.
Sonuç olarak, KSH'de, hemen olmasa bile orta vadede ciddi değişim,
hatta dönüşümler beklemek yanlış olmaz.
RUŞEN ÇAKIR YAZILARI