Abdullah Gül'ün elindeki büyük koz!
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimi sonrası partisine dönüş kararı alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün planı ne? Vatan yazarı Ruşen Çakır yazdı
Ankara kulisleri cumhurbaşkanlığı
seçimi sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün AK Parti'ye dönüş
kararıyla çalkalanıyor.
Diğer yanda ise AK Parti'nin yeni genel başkanı ve Başbakanı
seçeceği olağanüstü kongre için seçilen tarih var.
Bu iki gelişme neyi ifade ediyor? Abdullah Gül'ün kafasında nasıl
bir plan var? Vatan si yazarı , bugünkü köşesinden Abdullah Gül'ün
dönüş kararının detaylarını analiz etti.
"6 soruda Gül'ün AKP'ye dönüş kararı" başlığı
attığı bugünkü yazısında Ruşen Çakır, Gül'ün elindeki en büyük
kozun Erdoğan'ın beklediğinden daha düşük oy alması olduğunu
yazdı.
Ruşen Çakır'ın bugünkü yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
Gül neden AKP’ye dönüş kararını erkenden
açıkladı?
Gül, Nisan ayının ortasında "Bugünkü şartlar çerçevesinde
benim gelecekle ilgili siyaset planımın olmadığını paylaşmak
isterim" diyerek siyasi geleceğini bizzat kendisinin
belirleyeceğinin altını çizmişti. Gül bu çıkışıyla,
cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde tek belirleyici isim olarak
gözüken Recep Tayyip Erdoğan’dan, kısa süreliğine de olsa
inisiyatifi almıştı. Gül’ün dünkü "Cumhurbaşkanlığım
bittikten sonra şüphesiz ki partime döneceğim"
açıklamasını da benzer bir şekilde, inisiyatif alma çabası olarak
görmek gerekir. Şöyle ki, kendisine yakın çevreler bir süredir,
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde AKP’nin yeni genel
başkanının seçileceği olağanüstü kongrenin, devir-teslim töreninden
önce, muhtemelen 27 Ağustos’ta yapılacağını söyleyip yazıyorlardı.
Böyle bir durumda Gül’ün partinin başına geçmesi de mümkün
olamayacaktı. Bu nedenle Gül’ün, AKP MYK toplantısının yapıldığı
günde eve dönüşünü ilan ederek kongre tarihinin söylenenden ileri
bir tarihe alınmasını sağlamak istediği anlaşılıyor.
AKP yönetimi neden kongre tarihini 27 Ağustos olarak
belirledi?
Bunun birden fazla nedeni var. Örneğin Erdoğan, kendisinden sonra
genel başkanlık ve başbakanlığı aynı kişinin üstlenmesini tercih
ettiğini söylemişti. Gül milletvekili olmadığı için başbakan
olamıyor, dolayısıyla Erdoğan’ın kafasındaki profile uymuyor. Öte
yandan Erdoğan ile Gül arasında bazı temel konularda, özellikle son
yıllarda berraklaşan ciddi görüş ayrılıkları söz konusu. Bu
bağlamda Gül’ün Fethullah Gülen cemaatine yönelik savaşta
Erdoğan’ın sert çizgisine hayli mesafeli olduğu, hatta savaşı
sonlandırmak istediği yönünde spekülasyonlar da yapılıyor. Her şey
bir yana, yüzde 52 civarında bir oyla seçilen Erdoğan’ın,
kafasındaki projeleri hayata geçirmesinde kendisine sorun
çıkartabilecek Gül gibi yüksek profilli bir ismi genel başkanlık ve
başbakanlık için tercih etmediği anlaşılıyor.
27 Ağustos’ta AKP’nin ve hükümetin başına kim
gelecek?
Bu ismin Erdoğan’ın kafasında olduğu kesin. Dolayısıyla ortada
dolaşan/dolaştırılan isimler hakkında yapılan değerlendirmelerin
bir yerden sonra fazla bir anlamı yok. Yine de en çok Ahmet
Davutoğlu’nun adının zikredildiği açık. Bununla birlikte son derece
kritik olan bu dönemde Erdoğan’ın kendisine çok daha yakın bir ismi
tercih etmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında Binali
Yıldırım ve Mehmet Ali Şahin gibi isimleri akılda tutmakta yarar
var.
Gül’ün ne gibi kozları var?
Gelecek genel seçimlerden güçlü bir şekilde çıkmak isteyen
AKP’lilerin, Erdoğan sonrası dönem için akıllarına gelen ilk ismin
açık ara Gül olduğunu biliyoruz. 10 Ağustos’ta alınan yüzde 52
civarındaki oyun beklentilerin çok altında olduğu düşünüldüğünde
Gül’e yönelik teveccühün artmış olması şaşırtıcı değil. Nitekim Gül
de son çıkışını bu kısmi hayal kırıklığından hareketle erkene
almışa benziyor.
Gül daha sonra partinin başına geçebilir
mi?
28 Ağustos’tan sonra AKP’ye dönecek olan Gül’ün ilk andan itibaren
potansiyel genel başkan ve başbakan adayı olarak görüleceği
muhakkak. Eğer düzenli olarak yapılan kamuoyu yoklamalarında AKP’de
bariz bir iniş gözlenirse normal şartlarda 2015’in Eylül ayında
yapılması beklenen AKP kongresi genel seçimlerden önceye alınabilir
ve Gül partinin başına geçirilebilir. Dün de değindiğim gibi, Gül
seçeneğinin yeniden gündeme gelmesinde, bölgemizdeki altüst
oluşların doğurduğu ve doğurabileceği riskler de belirleyici rol
oynayabilir. Dolayısıyla Gül eğer AKP Genel Başkanı olmak istiyorsa
ki istiyor olması herhalde kimseyi şaşırtmaz, bir sonraki kongreyi
beklemesi gerekecek.
Üç dönem kuralı kalkar mı?
Erdoğan defalarca bu kuralı kaldırmayacaklarını söyledi. Ancak
kendisinden sonra AKP’de işlerin nispeten daha zorlaşacağı
düşünüldüğünde pekala "olağanüstü şartlar" gerekçe
gösterilerek bu kuralda bazı esnemeler yapılabilir. Tabii bunun
için de kongrenin genel seçimlerden önceye alınması gerekecektir.
Yine de Erdoğan’ın bu kuralı kaldırtmamak için şartları sonuna
kadar zorlayacağını düşünüyorum.