Abdullah Gül'e o soru soruldu!
Abone olBir hükümet açıklama yapıyor, bir Genelkurmay... Herkesin aklında da tek bir soru var. O soru Gül'e soruldu. O da yanıt verdi...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CNN TÜRK'te gazeteciler Hasan Cemal
ve Cengiz Çandar'ın sorularını yanıtladı. Kurumlararası çatışma
yaşanmadığını söyleyen Abdullah Gül, yetki yorumlarında
farklılıklar olabileceğini belirtti. Gül, "2010'da darbe olur mu?"
sorusuna ise, "Asla söz konusu değil. Bunu düşünmek TSK'ya karşı
saygısızlık olur" yanıtını verdi.
"Tecrübe Konuşuyor" programının konuğu olan Gül, "Yanlış insanlar,
yanlış arzular olabilir ama böyle bir şey TSK'ya karşı saygısızlık
olur. Bundan sonra darbeler, muhtıralar söz konusu
olamaz" diye konuştu.
KURUMLARARASI ÇATIŞMA
Ankara'da kurumlararası çatışma olduğu yönündeki yorumlara
katılmadığını söyleyen Gül, "Bu söz konusu değil. Samimi olarak
söylüyorum. Bunu söyleyenler Türkiye'nin yakın siyasi tarihini hiç
yaşamamış gibi konuşuyor... Çeşitli yetki yorumlarındaki
farklılıklardan dolayı sorunlar olabilir, buna çatışma denmez"
dedi.
"Türkiye demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Referansımız Atatürk'ün söylediği muassır medeniyetlerüstüne
çıkmaktır" diyen Gül, "Buraya gelmek için 1980'den bu yana
anayasayı değiştirip standartlarımızı yükseltiyoruz. Bu
standartların yükselmesi sürecinde toplumun herkesiminde adaptasyon
sorunu yaşanıyor. Bunda herkesin payı var" dedi.
Cengiz Çandar'ın, "Diyelim ki çatışma yok. Olmaması
kurumlararasındaki eşgüdümü sağlamanızla mı oldu, yoksa bu süreçte
hukuk mu işledi?" şekilndeki sorusuna Cumhurbaşkanı Gül,
Türkiye sürekli bir şekilde standartlarını yükseltiyor. Bu
hükümetleri de aşmıştır. Bir çeşit reform süreci içindeyiz. Bunlar
yapılırken hatalar olabilir. Gidişata bakıldığında Türkiye'nin çok
güçlü bir ordusu vardır. Ordumuzla gurur duyuyoruz. Ben Türkiye'de
hukukun ve demokrasinin işlediğini, tüm kurumların hukuka bağlı
olduğu bir ortamın oluştuğuna inanıyorum" dedi.
Gül, "Siyasi tarihimizi bilen bir kişiyim. Bundan sonra
işimizi düzgün yapmamız lazım. Çok iyimserim bu lonuda.
Kurumların üstüne düşeni hakkıyla yaptığını düşünüyorum. Uygulamada
sorunlar olabilir. Aksaklıklarla uğraşmak hepimizin görevi.
Kurumları temsil edenler bir araya geliyoruz. Düzenli
görüşmelerimiz var biliyorsunuz" diye konuştu.
GÜL DARBE İDDİALARIYLA
İLGİLİ NELER SÖYLEDİ?
DARBE İDDİALARI
"Toplum askeri vesayet rejimi altında çalışmaktan sıkıntı duyuyor
artık. Sanki bu durumdan çıkılıyor şimdi. 2010'da darbe olmayacağı
rahatlığı içinde misiniz?" sorusuna ise Gül, "Bu asla söz konusu
değil. Bunu düşünmek TSK'ya karşı saygısızlık olur. Yanlış insanlar
yanlış arzular olabilir. Bundan böye darbeler muhtıralar söz konusu
olamaz" dedi.
KARAGAHTAKİ ARAMA
"Kozmik odadaki arama çok gürültü kopardı. Çatışmanın örneği gibi
görülmüyor mu?" sorusuna Gül, "Şüpheli bir davranış söz
konusu olmuş, bağımsız yargı çerçevesinde savcılar harekete
geçmiştir. Çatışma yok. Bir yasa değişikliğiyle bugüne
gelindiği için mevcut hukuk uygulanıyor bugün. Ama basın daha
sansasyonel olma konusunda ısrarcı. Çıkar çatışması yaşanıyor.
Yöneticiler sakin bir ortam isterken, medya hareketliliklten yana"
diyerek medyayı eleştirdi.
Hasan Cemal'in, "Ama rahmetli Bülent Ecevit'in açtıramadığı
kapıyı açmak önemli bir iştir, haberdir" sözü üzerine
Cumhurbaşkanı, "Gazeteci tabii ki olaylara farklı bakar. Ben buna
çatışma konusu kapsamında cevap veriyorum. Bunun kuralları
bellidir. Herkesin buna saygısı var. Ama bunu çatışma diye
yansıtırsak bu yanlış olur" dedi.
KÜRT AÇILIMI
Gül, Kürt açılımıyla ilgili "Güzel şeyler olacak" sözünün
hatırlatılması ve hala iyimser olup olmadığının sorulması üzerine,
"Türkiye giderek daha güzelleşecek. Problemlerini çöze çöze
gidecek. Buna inanıyorum. Vatandaşlarıma inanıyorum;
vatandaşlarımızın sağlam bir mayası var. Çevresine ilham kaynağı
olan bir ülke sorunlarını kendi kendine çözecektir. Terörle ilgili
tarihi bir fırsat olduğuna inanıyorum. Öcalan yakalandığında vardı
o fırsat, kaçırıldı. Teröre bu bölgede yer yok. Destekleyecek güç
yok" ifadesini kullandı.
DEVLETİN YANLIŞI OLDU
Gül, Kürt sorunu konusunda devletin yanlışı olup olmadığı yönündeki
bir soruya ise, "Şüphesiz ki hep oldu, niye saklayalım? Tüm
bunlardan ders almalıyız. Hepimiz bu ülkenin kurucu
unsuruyuz. Ayrı iki halk söz konusu değildir. Farklı gerçeklerimiz,
özelliklerimiz, zenginliklerimiz var. Reddetmek yanlış. Kimse öz
yurdunda kendini yabancı hissetmeyecek. Bunları cesur olarak ele
almak gerekir" yanıtını verdi.
DTP'NİN KAPATILMASI
Cumhurbaşkanı Gül, "Mensup olduğunuz 2 parti kapatıldı. Eski
partiniz 2 yıl önce kapatılmaya muhatap oldu. Demokrasi
standartları yükselen bir ülkenin lideri olarak DTP kapatıldı ve
siz 'Hukuka saygılı olmak gerekir' dediniz. Garipsendi" şeklindeki
soruyu ise, "Ben parti kapatmalarının ilke olarak doğru olmadığını
söyledim. Doğru olan şey suç işleyenlerin yanlışlarını düzeltmesi.
Şiddeti teşvik etmek yanlıştır. Ben 'karşıyım' dedim ama 'PKK bizim
varoluş gerekçemizdir diyen biri varsa mahkeme ne yapsın?' dedim.
Mahkemenin işine karışacak halim yok" diye yanıtladı.
Gül, "Bunun yolunu bizim bulmamız gerekiyor. Bu problemler
Türkiye'yi sarsıyor ve rahatsız ediyor. Çocukları sokağa dökmeler,
yıkıp dökmeler üzücü olaylar. Tüm bunlar ciddi biçimde ele
alınması, üzerine gidilmesi gereken konular. Terör hiçbir şekilde
mazaret gösterilmemeli" dedi.
AB İLE İLİŞKİLER VE RUM
PATRİĞİNİN AÇIKLAMALARI...
AB İLE İLİŞKİLER
"Türkiye AB'den uzaklaşıyor mu? Süreç yavaşladı" değerlendirmesi
üzerine Gül, "AB sürecini müzakere yapan bir ülkeyiz. Bu yol bizim
için iyi değilse hiç girmememiz gerekirdi. Devlet politikası haline
gelmiş bir şey artık AB ile ilişkiler. Türkiye'nin bütün alanlarda
ilerlemesi çok önemli. Sıkıntı konular da var, ama yapmanız
gerekenleri süratle yapmalısınız. Bu kararlılıktan vazgeçmemek
gerekir. Süreci hızlandırmak lazım" dedi.
Süreci yavaşlatan Kıbrıs, Heybeliada Ruhban Okulu ve Ermenistan ile
ilişkilerin normalleştirilmesi konularının hatırlatılması üzerine
Gül, "Ben bunları sadece AB ile ilişkilendirmiyorum. AB olmasa da
bunlar yine bizim sorunlarımız. Bunlar bizim aşmamız gerek konular
zaten. AB ile bağlantı kurulabilir. Kıbrıs'ta tüm iyi niyetimizle
referanduma gittik. Ama olmadı. AB bunu biraz istismar ediyor.
Bizim buna fırsat vermemiz gerek" dedi.
"ÇARMIH" TARTIŞMASI
Fener Rum Patriği Bartholomeos'un "Çarmıha gerilmiş gibi
hissediyoruz" sözleriyle ilgili Cumhurbaşkanı, "Türkiye vatandaşı
olanların yüzde 100'ü Müslüman değil. Azınlık statümüz de var. Ama
onların da temel hakları garanti altına alınmıştır. Sayıları az da
olsa askerlik de yapıyorlari vergi de veriyorlar. Onların herhangi
bir şekilde sıkıntı çekmesini istemem. Onların sorunlarıyla da
uğraşıyoruz. Bazen zorluklar ortaya çıkıyor. Türkiye'nin demokratik
standartlarında bir eksikliği varsa kaldı ki biz AB'ye üye olmaya
çalışıyoruz; 'Bize biraz zaman verin' diyebilmeliyiz'. Ümitliyim.
Diyalog ve iyi niyetle konuşabilmeliyiz" dedi.
ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER
Ermenistan ile geçen ay imzalanan protokollerin ardından "sessiz
bir diplomasi" yürütüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Çok aktif
ama sesiz bir diplomasi söz konusu. Donmuş problemleri ortaya
çıkarıyoruz. Burada metodolojiyi aleni yapmak zor oluyor. Bu işte
önemli zaman kısıtlamaları var. Bu işe çok gayert sarfediliyor.
Başta Rusya kilit ülke olmak üzere devrede. Mutfakta bir şeyler
pişiyor" demekle yetindi.
EKSEN TARTIŞMASI
Çok tartışılan eksen
tartışmasına da değinen Gül, "Bunu kabul etmiyorum. Çok yanlış bir
değerlendirme. Bunu iki yönlü olarak görüyorum. İlki
kıskançlık, diğeri ise ülkede ne olup bittiğinden habersiz
olmak. Eksene bakmak için, Türkiye ne yapıyor, nasıl
davranıyor, kendi içinde yasa çıkarırken neler yapıyor diye bakmak
lazım. Türkiye AB ile bütünleşme yolunda belki çok süratli değil
ama kararlı yürüyor. Orada bir hat vardı 2003-2004 ve 2005'te
fırsat kaçırılmış olabilir. Türkiye o zaman çok daha kolay bir
şekilde bütünleşebilirdi ödevini yapsaydı. Şimdi ise daha büyük bir
Türkiye var. Sorunları var. Şimdi işimiz daha zor" dedi.
2010'DA TÜRKİYE NASIL BİR YER OLACAK?
Programın son bölümünde ulusa Türkiye'nin 2010 yılında öncelikli
gündem maddelerini sıralayan Gül, "2010 yılı Türkiye için
daha iyi geçecek, daha parlak bir gelecek olacak. 2010'da
Türkiye'nin ekonomik krizden çıkacağını görüyoruz. Siyasi konular
durulacak, her şey yerli yerine oturacak. Daha sabırla
çalışmalıyıız. Kötüye yormadan güzel şeyler için uğraşmak gerek.
Terörle mücadele en önemlisi. Türkiye'nin gücünün itibarının
artarak devam edeceğine inanıyorum. Sorunlarımızı ihmal etmiyorum.
İşsizlik en önemlisi. Kişinin kıyameti gibi... Çok büyük bir
mücadele gerektiriyor" dedi.
GÜL DE BİR SORU SORDU
Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, Cengiz
Çandar ve Hasan Cemal'e "Ben de size bir soru sorayım.
Basının genel trendini nasıl görüyorsunuz? Ben açıkçası bir
bize bakıyorum, bir de dışarıya... Bizde tamamen siyaset
var. Ne sanat ne kültür hiçbir şey görmüyorum. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz" diye sordu.
Hasan Cemal, "Basından memnun değilsiniz anladığım karadıyla. Türk
basınına yönelik genel değerlendirmenizi paylaşıyorum ama 2009'un
basın özgürlüğü yılı olmasına rağmen bizim de şikayetlerimiz var.
Gazetecilere açılmış 3000 dava, 4000 soruşturma var. Bu konuda
hükümet hemen harekete geçmeli" dedi.
"Tecrübesini konuşturdu bak. Benim soruma yanıt
vermedi" diyen Gül'e Çandar yanıt verdi: "Siz Türkiye için
nasıl iyimserseniz biz de medya için iyimser olmaya çalışıyoruz.
Türkiye nasıl değişim içindeyse, medyada öyle."