Abdullah Gül'den kesin tavır
Abone olRadikal Gazetesi'nden Murat Yetkin'e konuşan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'yi sarsan skandalla ilgili konuştu. Abdullah Gül, bu konudaki kararlılıklarını dile get
Gül: Her şey açık olacak Murat Yetkin Dışişleri Bakanı Gül,
Çakıcı skandalı için ilk kez konuştu: Artık hiçbir şey kapalı
kapılar ardında kalmayacak Yargıtay, MİT ve Çakıcı davası
çerçevesinde patlayan skandala ilişkin olarak hükümet cephesinden
ilk açıklama Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül'den geldi. Dün Radikal adına sorularımızı yanıtlayan Gül,
tartışmaların hükümeti rahatsız ettiğini ama Türkiye'de artık
hiçbir konunun kapalı kapılar ardında saklanamayacağını söyledi.
Gül, yargıya yansımış bir konu üzerinde ayrıntıya girmek
istemediğini belirtti. Ancak sözleri hükümetin tartışmaya bakış
açısını, siyasetini yansıtıyor. Önce Gül'ün sözlerini aktaralım:
"Bu tartışmalar bizi tabii ki rahatsız ediyor. Ama kimseyle ilgili
peşin kanaatimiz yok. Tabii bu defa işler biraz farklı gelişiyor.
Yargıtay ilk defa böyle bir soruşturma başlatıyor. Konu yargıya
yansıdı. Başbakan da gerekli bilgiyi aldı. Çark işliyor. Önceki
yıllarda pek çok yanlış, kapıların ardında kalırdı. Artık gizli
kalmıyor. Türkiye giderek şeffaflaşan, demokratik, idari
kriterlerini yükselten bir ülke. Kapalı kapılar ardında kalan
konular, artık açıkça tartışılıyor, saklanamıyor. Gizli kalmaz.
Açıklık kazanacaktır." Hükümet, belli ki Adalet Bakanı Cemil Çiçek,
kendisine hafta başında iletilen dosya üzerindeki ayrıntılı
okumasını tamamladığında konu hakkında daha kapsamlı bilgiye sahip
olacak. Ancak o aşamada da Gül'ün özetlediği siyasi bakış dışında
ayrıntıya girmesi, en azından şu aşamada beklenmemeli. Hükümet
yargı ve istihbarat bürokrasisi arasında, yeraltı dünyası ile
kurulmuş temaslar üzerinde çıkan tartışmayı belli bir mesafeden
izlemeyi tercih ediyor. Bunun birkaç nedeni olabilir. Birincisi,
yasal zeminin fazla elvermemesi. Adalet Bakanı'nın dava dosyasını
okuyabiliyor olması, Çakıcı-Yargıtay temasında, Yargıtay Genel
Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın soruşturulması için
izninin gerekmesi sayesinde. Dosyada Yalçınkaya'nın adı, Emniyet
istihbaratının İstanbul DGM'sinden aldığı izinle yaptığı telefon
kayıtlarında, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın yazlık evinin
tamirini üstlenen Hakkı Süha Şen dolayısıyla geçiyor. Başbakan
Tayyip Erdoğan, Gül ve Çiçek, şu anda yapacakları ayrıntılı bir
açıklamanın 'Hükümet yargıya müdahale ediyor' şeklinde algılanıp
dillendirileceğinin farkında. İkincisi, yıllardır yargı ve güvenlik
bürokrasisiyle kimi zaman başı derde girmiş, uzak durmaya çalışmış
bir siyasi ekip olarak AKP hükümeti, bu yıpratıcı tartışmaya
muhatap görünmek istemiyor. Kimse bunu açıkça dile getirmiyor, ama
AKP'de bir 'Karışmayalım, yesinler birbirlerini' anlayışı
seziliyor. Üçüncüsü, bir mini Susurluk sayılabilecek bu skandalda,
devlet yapılanması içinde bulunmaması gereken ilişkileri
kurumlaştıran kişilerin ayıklanması için bugün 1996-1997 döneminden
daha uygun yasal ve siyasi zemin var. Bir yandan AB reformlarının
getirdiği yargı imkânları, diğer yandan hükümetin 'bürokrasinin
bekası adına' bazı usulsüzlüklere göz yumma eğiliminin olmaması söz
konusu. Gül'ün 'Kapalı kapılar ardında kalmayacak, çark işliyor'
lafı biraz da bu yüzden önem taşıyor. 'MGK'nın sivilleşmesi önemli'
Gül, MGK Genel Sekreterliği'ne ilk kez bir sivilin, Atina
Büyükelçisi Yiğit Alpogan'ın atanmasının, Türkiye'de kararların
hükümet değil, başka yerlerde alındığı tartışmalarına son vereceği
görüşünde. Gül, bu adımın atılabilmiş olmasında askerin verdiği
desteğin özellikle altını çiziyor. Değerlendirmesi şöyle: "Bu,
önemli bir olay. Daha önce şöyle bir görüntü vardı: 'Türkiye'de bir
hükümet, bir de gölge hükümet vardır. Kararlar hükümetten önce
başka yerde alınıyor' diye düşünülüyordu. Şimdi bu değişiyor, sivil
siyaset, sivil idare güçleniyor. MGK Genel Sekreterliği değil,
YÖK'teki, RTÜK'teki Genelkurmay temsilciliklerinin kaldırılması da
bu sürecin parçasıydı. Bu süreç olsun, diğer reform kanunlarının,
düzenlemelerin çıkmasında olsun Türk Silahlı Kuvvetleri'nden büyük
destek gördük, büyük katkı verdiler. Aslında sadece Silahlı
Kuvvetler de değil. Evet, lokomotif, hükümet olarak biz olduk ama,
toplumun bütün kesimlerinden, sivil toplumdan, medyanın çoğundan
reformlara destek aldık. Böylesi bir iç destek, diğer AB adayı
ülkelerin hiçbirinde görülmüş bir şey değil." Yazı: Murat Yetkin
Kaynak: Radikal