Abdullah Gül'den bomba açıklamalar!
Abone olAbdullah Gül, NTV canlı yayınında gündemi değerlendirdi. Gül, paralel yapı operasyonları konusunda endişelerini dile getirirken, siyasete dönüş konusunda ise açık kapı bıraktı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görevdeyken paralel yapı
konusunda önlem alınması için uyarılarda bulunduğunu
söyledi.
AK Parti'nin başına gelip gelmeyeceği sorusuna "Şüphesiz
ki bir ihtiyaç söz konusu olursa o zaman bakarım." diye
yanıt verdi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün akşam NTV'de
gündeme ilişkin soruları cevapladı. Programın ilk bölümünde
Suriye'de yaşananları değerlendiren Gül, Suriye meselesinde
diyaloğun şart olduğunu, silahla çözümlenemeyeceğini ifade
etti.
Kendi Cumhurbaşkanlığı döneminde Suriye'deki meseleler üzerinde çok
fazla çalışıldığını; ancak bazılarının o dönemde Beşşar Esad'ın çok
çabuk gideceğini söylediğini ifade eden Gül, MGK'da da bu konuların
ele alındığını belirtti.
AK PARTİ'NİN BAŞINA GELİR MİSİNİZ?
Abdullah Gül'e "Siyasi kariyerinizi nasıl planlıyorsunuz? AK
Parti'nin başına gelir misiniz? Kritik anlarda ağırlığınızı farklı
bir şekilde koymayı düşünmediniz mi?" diye soruldu.
Siyasi kariyer konusunda Cumhurbaşkanlığı'ndan öte bir kariyer
olmadığını ve hayatının siyasetle geçtiğini söyleyen Gül şöyle
konuştu;
"Siyasi kariyer derseniz, Cumhurbaşkanlığı'ndan öte bir kariyer
yok. Siyasetle geçti hayatım. Cumhırbaşkanlığı'ndan sonra o günkü
şartlara baktım. Siyasetten resmen partili milletvekili olmadan da
siyasetle geçtiğini söyledim. İhtiraslı bir siyasetçi olmadım hiç.
Her şeyi 'muhakkak ben olayım' diye bir düşüncem
olmadı. İhtiras benim motivasyonum olmadı.
Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra bu şartlar içinde olmamın doğru
olmadığını söyledim. Tabi ki benim de gecem gündüzüm bunlarla
geçiyor.
Siyasi kariyer diyecek olursak, Cumhurbaşkanlığından öte bir
kariyer yok. Şüphesiz ki bir ihtiyaç söz konusu olursa o zaman
bakarım.
"TÜM ARZUM ARKADAŞLARIMIN BAŞARILI OLMASI"
Yeri geliyor, tavsiye ediyorum yeri geliyor bunları da
paylaşıyorum. Ben burada oturmuyorum. Ben dışarıda ve içeride bir
çok toplantılara katılıyorum, fikirlerimi açıklıyorum. Bunu yapmaya
devam edeceğim. Nihayetinde benim bu birikintilerim kendime
ait kalamaz ki! Bunları paylaşmak aynı zamanda vazifedir.
İleride ne olur buna bakmak gerekir. Ben siyaseti bir hırs ve büyük
bir makam ve mevki için yapmadım. Gerçekten bir ihtiyaç,
yapabileceğim bir şey söz konusu olursa buna bakarım. Bu mesele
kariyer açısından bakmamak lazım. Siyasete doymamak olarak bakmamak
gerekir buna. Benim tüm arzum arkadaşlarımın başarılı
olmasıdır.
"İLGİMİ KAYBETEDİM"
Siyasi hayatım Meclis'e girmemle başlamaz ondan önceki hayatım
lise, üniversite yıllarım hepsi vatan millet meselesi ile ilgili.
Dolayısıyla hayatımın neredeyse tamamı bu işlerle geçen bir insanın
kapattım ve siyaset, devlet millet meseleleriyle uğraşmıyorum
demesi mümkün değil şüphesiz. Bir sene aktif şekilde kamuoyu önünde
olmadım ama ilgimi kaybetmedim şüphesiz. Dışarıda bir çok
toplantılara davet edildim şeref misafiri olarak konuşmalar yaptım.
İçerde de yeni ofisler yeni düzeni kurmak kolay olmadı tabi.
Misafirlerim dostlarımla yine devlet millet meselelerini konuşmaya
devam ettik.
"GÜÇLÜ HÜKÜMET KURULMASINI FAYDALI
GÖRMÜŞTÜM"
Ben doğrusu güçlü bir hükümetin kurulmasını bugünkü Türkiye
şartlarında çok faydalı görmüştüm. Her iki taraftan da liyakat
esasına uygun insanlardan kurulan bir hükümet, yani bakanlar çok
partizan olursa koalisyon hükümetleri yürümez. Ama liyakat esaslı
insanlardan bakanlar kurulsa çok faydalı olurdu.
"KÜRT AİLELERİ DE AĞLIYOR"
Terörle ilgili şu anda Türkiye hiçbir haklı gerekçe gösterilemez.
Şiddetle terörün karşısında durmamız gerekiyor. Terör örgütünün ne
yaptığının farkında mı değil mi, nasıl kullanılıyor kim tarafından,
nasıl motive ediliyor bunlar çok sorgulanacak şeyler. Sadece Türk
ailelerinin ocağına ateş düşmüyor Kürt aileleri de ağlıyor. Burada
terörle mücadele sonuna kadar devam eder. Teröristin silahı
ne kadar güçlü olursa olsun devletin silahı daha güçlü
olur. Terörle mücadele eninde sonunda kazanılır. Ama
burada çok dikkat etmemiz gereken şey halk. Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarımızın içinde Kürt aidiyeti olan
vatandaşlarımızın aidiyetini zayıflatmamak gerekiyor.
Terörle mücadele ederken eğer Kürt vatandaşlarımızın bir şekilde
rencide edecek onların aidiyetini zayıflatacak bir şey olursa en
büyük tehlike ile karşılaşırız. Bugün bütün Kürt vatandaşlarımızın
bir siyasi şemsiye altında olmalarını da yanlış gördüm. Silahlı
adamla sonuna kadar mücadele edilir. Halkı Türkiye'den
uzaklaştırmamak lazım. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit
vatandaşıdır. Bazen yanlış söylemler, yanlış davranışlar farkına
varmadan başka gelişmelere yol açar. Ben daima hükümette olduğumda
da cumhurbaşkanı olduğumda da bütün vatandaşlarımızın aidiyetini
güçlendirici bağlığını güçlendirici ne gerekiyorsa yapmak gerekir.
Terörle mücadele o zaman başarılı olur. Bu bölgesel bir mesele
haline geldi. Herkes kendi problemini kendisi vaktiyle çözmesi
gerekir. Tabi ki dış politikanın neticeleri de terörün bugün bu
hale gelmesinde etkileri olabilir. Türkiye'yi bir şekilde rahatsız
etmek isteyenlerin bölgede de dışında da bu terör örgütünü nasıl
kullandıkları besledikleri bilinen gerçeklerdir. Yanımızda bel
kemiği kırılmış iki ülke var. Irak ve Suriye. Onun için çok
dikkatli olmak gerekiyor. Herkesin büyük bir dayanışma içinde
terörle mücadele konusunda güçlü durmak gerekiyor.
PARALEL YAPI OPERASYONLARI
Bu kavgalar çıkmadan önce birçok şeylere itiraz eden ve mani olan bir insandım hatırlarsanız. Hakim ve savcıların birçok uygulamalarını, kapılar arkasında yaptıklarım ayrıdır, ileride büyük sıkıntılar çıkaracağını söyleyen birisiyim ben. Ben kamu alanında, devlet içerisinde siyasete müdahalelerini yanlış ve karşı bulmuşumdur. Arkadaşlarımı da uyarmışımdır.
Öyle şeyler vardır ki devlet idaresinde her düşündüğünüzü aleni de konuşamazsınız. Demin söylediğim gibi bunların neticeleri vardır. Aklıma geleni herkesin önünde söylemeye başladığımda olmaz. Söylemesi gerekenleri, söylemesi gereken insanlarla bir araya gelmişimdir. Devlet idaresinin görevi bu.
Doğrusu bu çok etkiledi (AK Parti'yi). Böyle bir tuzağa düşmeden akıllı bir mücadele daha iyi yapılabilirdi kanaatindeyim.
KAYSERİ'DE BOYDAK'LARA OPERASYON
Boydak ailesi Kayserili biliyorsunuz.
Hayırseverlilikleri özellikleridir. Sadece bir cemaat değil tüm
vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır.
Şüphesiz hiçkimse dokunulmaz değil ama bir yolu var. Bir ciddi
mevzu varsa bunlar araştırılmalı. Bunları yaparken de incitmemek
gerekiyor. Yoksa tepkiler doğuyor. Meseleler onur meseleleri haline
geliyor. Yanlışı göstermek ve yanlıştan insanları uzaklaştırmak
gerekiyor. Mücadele akılcı olmazsa, daha çok birleştirici ve
dayanışma içine sokar.
Kayseri'de verginin yarısını onlar öder. Titiz davranmak lazım.
HÜRRİYET GAZETESİ PROTESTOLARI
Üzücü bir şeydir bunlar. Bunlar doğru değil. Bunların hepsi yanlış.
Türkiye'nin bunları yaşamaması, konuşmaması lazım. Bunlar herkese
çok zarar verir. Böyle bir Türkiye görüntüsü vermemek lazım.
Bunlara hiç fırsat vermemek lazım.Basın ve ifade özgürlüğü en
önemli meselelerdendir. Basın da dürüst olmalı. Basın olunca her
şey serbest değildir. Ama düşünce, ifade, basın hürriyeti bunun
zedelenmesi her şeyi etkiler.
BOYNUKALIN'IN TEHDİTLERİ
Çok üzüldüm ve yakıştıramadım. Akıl alacak bir şey değil. Olmayacak
şeyler bunlar.
GÜL VE ERDOĞAN BİR PROGRAMA KATILIR MI?
Bizim bir araya gelme problemimiz yok biliyorsunuz. Böyle bir şey
sözkonusu değil. Ama iki Cumhurbaşkanının oturup bir şey
konuşması... Daha geçen gördünüz bir arada olduğumuzu."
ÇOK TARTIŞILAN SEVER'İN KİTABI
Tüm Cumhurbaşkanlarının basın müşavirleri sonunda
kendi anılarını yazmışlardır. Süleyman Bey'in de Turgut Bey'in
de... Bunu normal görmek gerekir. Ben şüphesiz kendi şeylerimi
kendim yazarım. Benim çok arzulamadığımı ama 'yapma' diye bir yasak
koymamı da benden kimse beklemez. Burada önemli olan şey o kitapta
yalan, hakaret veyahut da bir saygısızlık da yok. Yanlış bir şey
belki olabilir. Benim yanımda çalışan bir kişi benimle ilgili olan
şeyleri yazmış.
Tabi ki 'Tayyip Bey'i neden anlatmamış 'diye sorular sorulabilir. Onun da cevap vereceği şey 'Ben Cumhurbaşkanı'nın Basın Danışmanıyım' olacaktır. Ben teşvik etmedim, istemedim. Tabi ki yanlış olmaması, polemik konusu çıkartmaması konusunda uyardım. Okuduğunuzda çok kıymetli şeyler de var. Irak Savaşı en büyük mesele. Kimsenin bilmediği şeyleri yazmış. Orada aslında AK Parti'nin bütün başarıları da var aslında.
Tayyip Bey'in danışmanı da bir kitap yazarsa bizleri yazmayabilir. Bunlara çok takılmamak lazım. Ne ben takılırım ne de Tayyip Bey.
"YENİ ANAYASA KAVGALI BİR DÖNEMDE OLMAZ"
Bir Anayasa hazırlattık. O zaman dedik ki 'Bize gerçekten demokratik ve evrensel anlamda çalışabilir bir anayasa'... Çok titiz çalıştılar ve bir taslak verdiler. Ben onun doğru olduğu kanaatindeyim. Arzu ederdim ki onu getirip masaya koyalım.
Devlet idaresinde belirsizlikler, kuralsızlıklar olmaz. Sıkıntılar olabilir. Bunları gidermek lazım. Canı kalmamış bir Anayasa mevcut şuanda. Cumhurbaşkanı'yken de bu yetkiler azaltılsın diye söyledim. Başkanlık sistemi tartışmaları oluyor. Fikrimi söyledim. Türkiye böyle bir tercih yapacaksa, bu o kadar önemli ki. Mevcut Anayasa'nın maddesini yıllar geçmesine rağmen değiştiremiyoruz. Sistem değişikliği konusunda çok açık bir şekilde yazılır, kuvvetler ayrılırsa... Ve bunlar kavgalı bir dönemde olmaz. Her şeyin uyum içerisinde olduğu dönemde olursa büyük bir destek de bulur. Ama her şeyin ikna edici bir şekilde ortaya konması gerekiyor.
"REJİM FİİLEN DEĞİŞMİŞTİR SÖZÜ"
Sayın Cumhurbaşkanı'nın sözlerini değerlendirip konuşmak polemik
konusu olur.
BÜLENT ARINÇ'IN KOALİSYON ÇIKIŞI
Bülent Bey bizim hareketimizin en önde gelen arkadaşlarımızdandır.
İçi dışı bir olan birisidir. Hesapları, farklı düşünceleri yoktur.
Oyunu olmayan, düşündüğünü söyleyen samimi bir arkadaşımızdır. Her
zaman kendisini takdir ederim.
GEZİ OLAYLARI
Hepimizin, herkesin bir psikolojisi var. Partilerin de psikolojisi var. Bu bir tuzak. Hükümet de parti de bunları aşacak bir güçte. O dönemde açıkça tavrımı söylemiştim. 'Londra'daki Paris'teki olaylara benziyor.' demiştim. Arap sokaklarındaki gibi sokaklara çıkmıyorlar demiştim. İlk günlerde kapatılabilirdi. İllegal örgütler ortaya çıktı sonradan. Çok açık söyledim fikirlerimi.
Ben olayları darbe girişimi olarak görmedim. 'Ağaçları kestirmeyelim' diyen insanlar güzel yönlendirilseydi böyle olmazdı. Ama sonra ağaçlar için yola çıkan insanlara yasadışı örgütler karıştı.
1 KASIM SEÇİMLERİ
Siyasi istikrar önemli. Önemli olan memleketin istikrarı. Tekrar 3.
seçim olmaz sanırım. Yeterince vakit kaybediliyor, onlara hiç gerek
kalmaz."