Abdullah Gül'den Baykal'a cevap
Abone olDeniz Baykal'ın önerisi Cumhurbaşkanı Gül'e soruldu. Abdullah Gül havaalanında o soruyu yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, anayasa değişikliği
paketiyle ilgili, ''Cumhurbaşkanı olarak konumum bu tip
tartışmalara girmeye müsait değildir'' dedi.
Abdullah Gül, Umman'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda
düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
''CHP'nin üç maddenin anayasa paketinden çıkarılarak
referanduma götürülmesi önerisine sayın Başbakan şartlı da olsa
yeşil ışık yaktı. Sizin bu öneriye yaklaşımınız nedir? Öneri için
TBMM Başkanı adres gösterildi, neden Cumhurbaşkanı
değil?'' şeklindeki soru üzerine, Gül, şunları
söyledi:
BU TİP TARTIŞMALARA GİREMEM
''Bu konuyla ilgili daha önce yaptığım çalışmaları hepiniz takip
ettiniz. Tafsilata girmek istemiyorum, ama şunu hatırlatmak
istiyorum; Cumhurbaşkanı olarak konumum, bu tip
tartışmalara girmeye müsait değildir. Cumhurbaşkanı olarak, ben şu
anda, konuyu takip ediyorum. Daha önce çeşitli
görüşmelerde bulunmuştum. Onları da aktaracağım yerlere
aktarmıştım. Dolayısıyla,konumumun gereğini yapmaya devam
edeceğim.''
Abdullah Gül, ''Size getirilmesi gerekmez miydi? Böyle tartışmalar
da yaşanıyor'' diyen bir gazetecinin sözleri üzerine de yasama
faaliyetlerinin ve partiler arası görüşmelerin hep siyasetin
konuları olduğunu söyledi. Bütün bunların birbirleriyle ilişki
içinde bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, ''Şu anda
bir yasama çalışması yapılıyor. TBMM'ye tasarılar sunuluyor. Onlar
konuşuluyor. Komisyonlara gidiyor. Burada değiştiriliyor
ya da değiştirilecek. Nihai şeklini alacak. Bunlar hep çoğulcu
demokrasilerde, demokratik sistemlerde konuşularak, tartışılarak,
partiler arasındaki diyaloglarla çözülecek konulardır. Demokrasinin
zaten bir gereği de budur. Benim şu anda Cumhurbaşkanı
olarak konumum, bu tür tartışmalara girmeme müsaade etmez''
diye konuştu.
GEREKTİĞİNDE UYARILARIMI YAPARIM
Abdullah Gül, bir gazetecinin ''Cumhurbaşkanı olarak, konumunuz
gereği, uzlaşma adına, Köşk'te yasama, yürütme organları
ile sivil toplum örgütleri temsilcilerine ev sahipliği
yaptınız. Bu görüşmeler sonrası gerilimlerin azaldığını,
düştüğünü gördük. Ancak, yeniden toplumda gerilimlerin yükseldiği
görülüyor. Sizce bu konuşmalar devam edecek mi, etmeli mi,
arzu ettiğiniz verimi sağlayabiliyor musunuz?'' şeklindeki
sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Ben gerektiğinde bu tip çağrıları yaparım. Bundan sonra da
yaparım. Gerektiğinde görüşlerimi paylaşırım, uyarılarımı
yaparım. Ben bunları izliyorum, ama şu bir gerçek ki maalesef
Türkiye siyasi hayatının bir geleneği olarak, siyasi yakın
tarihimize baktığımda, yakın tarihimiz çok partili sisteme
girdiğimizden bu yana maalesef çok sert tartışmalarla
geçiyor. Bu açıdan bunları takip ediyorum. Zaman zaman
çağrılarda bulunuyorum. Bazen sözle birbirimizi daha fazla
incitebiliyoruz. Bu konulara çok dikkat etmemiz gerekli.
Nihayetinde hepimiz bu ülkenin en değerli vatandaşlarıyız. Hepimiz
bu ülkenin iyiliği için uğraşıyoruz. Fikirler de söylenirken
muhakkak bunun için söyleniyor. Ama, birbirimizi kırmadan, yeri
geldiğinde herkesin böyle hareket etmesi herhalde halkımızın da en
çok beklentisidir.''
BEN BİR SİYASETÇİ DEĞİLİM
Bir gazetecinin, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'ın referandum önerisini 'şark
kurnazlığı' olarak niteledi ve Cumhurbaşkanı'nın siyasileştirilmek
istendiğini söyledi. Yargıdan gelen eleştirilerin de siyasi
olduğunu belirtti. Siz bu görüşlere katılıyor musunuz?''
sorusu üzerine, şöyle dedi:
''Ben bu sürecin başında birçok görüşme yaptım. Aldığım intibaları,
önem verdiğim konuları, aktarılması gereken yerlere aktardım.
Dolayısıyla sadece dinlemiyor, takip etmiyor, gözlemiyorum. Yeri
geldiğinde yapacağımı yapıyorum. Ama ben bir siyasetçi değilim.
Benim yapış tarzım farklı olur. Siyasetçilerin de haklı
olarak konuları ele alış tarzları farklı olur. Dolayısıyla
o konu ile ilgili bir şey söylemeyeceğim.''