17 Aralık operasyonundan sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e
çağrı yapılıyor: “Lütfen bir şeyler yapın.”
Çağrı yapanların bir kısmı, gerçekten endişe duyanlar. Fakat
büyük çoğunluğunun asıl niyeti, çarşıyı biraz daha karıştırmak.
Çünkü cumhurbaşkanına “Bir şeyler yapın”
diyenlere “Peki krizi çözmek için ne
yapsın?” sorusu yöneltildiğinde, bir cevap
veremiyorlar.
Peki, Abdullah Gül ne yapmalı? Yolsuzluk iddialarını görmezden
gelip hükümetin yanında mı yer almalı?
Ya da Türkiye’nin sorunlarını kendi hesaplarına malzeme yapan
‘paralel yapı’nın tarzını, amacını görmezden gelip
hükümete karşı tavır mı almalı?
Çatışan taraflar öğüt alacak, uyarıları nezaketle karşılayacak,
ülkenin içine girdiği sıkıntıyı dert edip aklıselime yönelecek
durumda mı?
Her gün çözüm öneren yüzlerce makale yayımlanıyor. Bu önerileri
dikkate alan var mı?
Ne hükümetin ‘paralel yapı’yla mücadele
yönteminde bir mantık ve akıl var, ne de Cemaat’in yolsuzlukla
mücadele yöntem ve tutumunda.
Gül’ün bu kavgayla alakalı yapabileceği en fazla iktidara
uyarıda bulunmak ve ortamı yatıştırmaya çalışmak. Başka?
Yaşanan krizde arada kalan bir tek Gül değil. Tarafgirlikten
uzak ve mantıkla hareket eden birçok kişi benzer bir açmaz
içinde.
Hangimiz net bir şekilde birinden birine “tamam sen
haklısın” deyip diğerine karşı net tavır alabiliyoruz
ki?
Hepimiz bir ikilemde değil miyiz?
Hem yolsuzluklardan şikayetçiyiz, hem de kurumların defolarını
kendi hesabına kullanan Cemaat’in tutumundan.
“Cumhurbaşkanı devreye girsin” diyenlerin asıl
derdi, sanırım, Gül’ü yanlarına çekmek.
Çünkü AK Parti tabanından gelip bağımsızlığını ve kişiliğini
koruyan bir tek Abdullah Gül kaldı. İşte bu ‘özgül
ağırlığı’ cumhurbaşkanlığı makamıyla Erdoğan’ın karşısına
dikmek istiyorlar.
Gelgelelim, mevcut koşullarda Cumhurbaşkanı Gül de yıpranmaktan
korunamıyor.
Yaşadığımız olaylar; haklı, haksız herkesi yıpratıyor.
Abdullah Gül’ün asıl yapması gereken “Siyasi geleceğini
riske atmamak için sessiz kalıyor” ithamlarını boşa
çıkarmaktır.
Çünkü Gül için yıpratıcı olan, bir şey yapamaması değil,
“gelecek hesabıyla” bir şey yapmadığı algısının
yaygınlaşmasıdır.
Bana göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çok şey yapabilir.
Çünkü Gül’ün politik geleceğini sağlama almaktan daha önemli bir
misyonu var.
Muhafazakar blok hâlâ iktidarın tek alternatifi. Komplo
teorilerine itibar etmeyen, ayakları yere basan, Erdoğan’ın sebep
olduğu tahribattan en az etkilenen, özgürlükçü ve
‘öteki’ne saygıyı siyasi üslup edinen Gül’den
başka, toplumun dikkatini çekebilecek kimse kalmadı.
Gül’ün tereddütlü tavrı, durumu büsbütün açmaza sürüklüyor.
Bana göre değerleri korumak, Gezi ruhu ile barışık muhafazakar
siyasetin alanını diri tutmak Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanı
olmasından daha önemli.
Hatta, “Tayyip Erdoğan’ın yanında mı, arkasında
mı, önünde mi?..” gibi tartışmalardan bile daha
önemli.
Türkiye’nin şehirli bir siyaset tarzına ihtiyacı var.
Krizin ana kaynağı siyasetteki gecekondu kültürünün
kökleşmesidir.
Peki Gül neler yapabilir?
• Yıllardır benimsediği, AK Parti’ninkinden farklı
üslubu, daha belirgin hale getirecek beyanları sıklaştırarak
netleştirebilir.
• Özgürlüğü, demokrasiyi, iç barışı, ötekine saygıyı, makul ve
konuşulabilir olmayı cesaretle ve daha yüksek sesle
savunabilir.
• Hükümetin veyahut Cemaat’in; ülkenin ayarlarını bozacak, toplumu
geriye götürecek tutumlarına açık ve belirgin şekilde karşı durarak
barışçı bir toplumsal tutuma öncülük edebilir
• AK Parti ve Cemaat’in mahalle kavgası düzeyindeki tartışmasından
bunalan toplumun dikkatini farklı alanlara yönlendirip umudunu diri
tutacak yaklaşımlar getirebilir.
• Kanaat önderleriyle, yazarlarla, akademisyenlerle, bilim
adamlarıyla, sanatçılarla istişarelerde bulunarak; tartışılan
konularda toplumun ufkunu açacak umudunu artıracak düşünceler
üretebilir.
Liste pekala uzatılabilir. Gül’ün bunları yapması, hem Erdoğan’ı
daha kontrollü bir çizgiye çekecek hem de Cemaat’in hesaplarına
karşı toplumun sesini yükseltmesini sağlayacaktır.
Gelecekte nerede olacağımızı belirleyen, yaptığımız hesaplar
değil kaderimizdir.
Karakterimiz ise kaderimizi belirleyen en önemli
faktördür.
twitter.com/acikcenk