Abdullah Gül her şeyi açıkladı!
Abone olFinancial Times'a bir röportaj veren Gül Rasmussen konusuna açıklık getirdi. Afganistan'da askeri güçlerin başına Türkiye geçecek dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh
Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne atanması sırasında
Türkiye'nin itirazına çeşitli çevrelerden gelen yorumları
eleştirdi. NATO zirvesi ve Obama'nın ziyaretinden sonra ilk kez
hassas konulara açıklık getiren Cumhurbaşkanı Gül NATO konusunda
"Şantaj yapmadık, mantıksız talepte bulunmadık"
dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Financial Times gazetesine verdiği demeçte, bu
konuda bazı yaklaşımların farkında olduklarını ve bunu
kaygılandırıcı bulduğunu belirerek, "Bu çok tehlikeli ve
bizi rahatsız ediyor" dedi.
OBAMA'NIN GELMESİNDEN MEMNUN
Gül, röportajın başında ABD Başkanı Barack Obama'nın başkan
olarak ilk denizaşırı ikili ziyaretini Türkiye'ye yapmasından
duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
ABD'nin bir süper güç olarak yükümlülükler taşıdığını ancak
Türkiye'nin de bölgedeki önemli ülkelerden biri olduğunu hatırlatan
Gül, Afganistan'dan Balkanlara, enerji güvenliğinden Orta Doğu'ya,
terörizmden nükleer silahsızlanmaya kadar çeşitli konuların
yalnızca Türkiye'yi değil dünyanın tümünü ilgilendirdiğini
belirtti.
ERMENİSTAN KONUSU
Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan konusunda iki ülke arasında zaman
zaman ilişkileri normalleştirme çabaları bulunduğunu, ancak bu
çabaların Ermenistan ziyaretinin ardından hız kazandığını
anımsatarak, bu ziyaretin bir Türk Cumhurbaşkanı'nın ilk kez
Erivan'a gitmiş olması nedeniyle tarihi bir ziyaret olduğunu, o
zamandan beri de telefon ve diğer iletişim yollarıyla ilişkilerin
normalleştirilmesi konusunda karşılıklı kesin bir anlayışın
olduğunu ifade etti.
Gül, "İkili ilişkiler vasıtasıyla normalleşmeye yönelik iyi
bir anlayışa vardığımızı söyleyebilirim" dediği
konuşmasında, yaz döneminden sonra Kafkaslar'da yeni bir durum
olduğuna işaret etti.
"KAFKASLAR'DA EN BÜYÜK SORUN KARABAĞ
MESELESİ"
Kafkaslar İstikrar ve İşbirliği Platformu başlatıldığını hatırlatan
Gül, bu perspektiften Kafkaslar'daki en büyük sorunun
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ
meselesi olduğunu, bu sorunun çözülmesini istediklerini, böylece
Kafkaslar'da yeni bir havanın doğacağını söyledi.
Kafkaslar'daki bu problemlerin çözümü için büyük bir çaba
harcadıklarını dile getiren Gül, "2009'un fırsat yılı
olduğuna inandığını" ifade etti ve Minsk grubundan
başlayarak herkesi bir çözüme ulaşmak için çabalarını artırma
çağrısında bulundu.
TÜRKİYE, AFGANİSTAN'DAKİ GÜÇLERİN KOMUTASINI
ÜSTLENECEK
Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan konusunda ise, Türkiye'nin daha önce
iki kez ISAF komutasını üstlendiğini, şimdi de
Afganistan'daki güçlerin komutasını üstleneceğini
hatırlattı.
Afganistan'da askeri durumun yanı sıra sivil çabalara da dikkati
çeken Gül, Afganistan'ı ziyaretinde askeri duruma rağmen halkın
aklını ve gönlünün kazanılmayacağını gördüğünü, Kabil
sokaklarının çamur içinde olduğunu, asfalt için 100 milyon dolar
tahsis edildiğini, yolların onarımına başlandığını,
onlarcası kızlar için olmak üzere toplamda yüzlerce okul
açtıklarını kaydetti.
"TÜRKİYE'NİN KATKI KAPASİTESİ ÇOK GENİŞ"
Afganistan ve Pakistan devlet başkanları ile genelkurmay
başkanlarının Türkiye toplantılarını hatırlatan Gül, ayrıca
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın eşiyle yaptığı Afganistan
ziyaretlerine değinerek Afganistan'ın üç bölgesine de gittiklerini,
tecrit edilmiş halde askerleri ziyaret edip dönen liderler
olmadıklarını, bu olaylarda Türkiye'nin katkı kapasitesinin çok
geniş olduğunu belirtti.
Gül, tüm bunların barış ve istikrarı, ortak değerleri geliştirmek
için yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Afganistan'da komutayı üstlenince
asker sayısını artırıp artırmayacağı sorusuna karşılık,
"askeri ve sivil varlığın artırılacağı", askeri
yetkililerin konuyla ilgili çalıştığını söyledi. Gül, Türkiye'nin
yapacağı askeri katkının önemli olacağını vurguladı ancak
kesinlikle muharip güç olmayacağının altını çizdi.
NATO GENEL SEKRETERLİĞİ TARTIŞMASI
Abdullah Gül, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO
Genel Sekreterliği sürecinde yaşananlarla ilgili olarak da NATO
gibi bir savunma teşkilatında bu durumların karar mekanizmasında
ele alındığını ve bir karara varıldığını hatırlatarak, Türkiye'nin
1952 yılından beri NATO'nun aktif ve önemli katkı sağlayan bir
üyesi olduğunu, Soğuk Savaş sırasında Türkiye'nin kaynaklarını
Avrupa savunması için harcadığını, bunun takdir edilmesi
gerektiğini söyledi.
Rasmussen'in adaylığını diğer ülkelerle telefonda
görüştüklerini, bazı soruları olduğunu ve endişelerini
paylaştıklarını ifade eden Gül, şimdi geleceğe bakmak
gerektiğini, yeni genel sekreterin başarılı olması için birlikte
çalışmaları gerektiğini ifade etti.
Bu çerçevede çeşitli çevrelerden gelen bazı yaklaşımların farkında
olduklarını ve bunu kaygılandırıcı bulduğunu belirten Gül,
"Bu çok tehlikeli ve bizi rahatsız ediyor"
dedi.
NATO'ya katkıları çok daha küçük ülkelerin bile bazı önemli
stratejik konularda veto hakkı kullandığını ya da kararları
engellediğini belirten Gül, bu durumda bir ülke önemli ve hayati
katkı sağlayıcı ülkeyse, bazı endişeleri varsa bunların dinlenip
çözülmesi gerektiğini anımsattı.
"ŞANTAJ YAPMADIK, MANTIKSIZ BİR TALEPTE
BULUNMADIK"
Şantaj yapmadıklarını ya da mantıksız bir talepte bulunmadıklarını
vurgulayan Gül, Avrupa kültürü olan uzlaşmacılıkla modern, akılcı,
mantıklı bir şekilde davrandıklarına dikkati çekti.
Sonunda bir anlayışa varıldığını, belirli Avrupa ülkelerinden gelen
yorumlar karşısında şaşırdığını belirten Gül, bunun Avrupa ruhuna
uygun bulmadığını kaydetti.
KIBRIS KONUSUNDA BİZE JEST YAPILMALI
Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs'ın da parçası olduğu AB-NATO
işbirliğindeki güçlükler konusunda Türkiye'nin bir jestte bulunup
bulunmayacağına dair soruya, bu konuda bir jest yapılacaksa bu
jestin kendilerine yapılması gerektiğini, kendilerinin daha fazla
katkıda bulunduğunu, daha fazla stratejik katkı ve fedakarlık
yaptıklarını söyledi.
Gül, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde de NATO ve AB toplantılarında
bu sorunun en kısa zamanda çözülmesi gerektiğini anlattığını ifade
etti.
Dünyada büyük tehditler, sorunlar doğuracak büyük potansiyeller
olduğunu daha güçlü işbirliğine ihtiyaç duyulan zamanlar
olabileceğini anımsatan Gül, bu sorunun büyük konuları
kaçırabileceği ve büyük dayanışmayı engelleyebileceği konusunda
muhataplarını uyardığını hatırlattı.
Bu konunun AB içinde bir sorun olduğunu AB ve NATO'nun tam ve
sağlıklı bir işbirliğine sahip olmaması sorunu olduğunu belirten
Gül, bunun kendilerinin sorunu olmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs konusunda bir çözüm için çok ciddi
olduklarının altını çizerek, bu sorunu gerçekten çözmek
istediklerini ve 2004'te bunu kanıtladıklarını söyledi.
Kıbrıs konusunda kapsamlı bir çözüme ulaşma konusunda tam bir niyet
taşıdıklarını belirten Gül, bu nedenle KKTC cumhurbaşkanı Mehmet
Ali Talat'a tam destek verdiklerini, bu sorunun kısa sürede
çözülmesini arzu ettiklerini kaydetti.
"Sorun çözüldüğünde Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın tümü
tam bir işbirliğiyle AB içinde yeni bir dayanak olabilir"
diyen Gül, bunun gerçek arzuları ve vizyonları olduğunu ifade
etti.