Abdullah Gül böyle bir Anayasa istiyor
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni Anayasa, başkanlık sistemi, siyasi gerginlik konularında çarpıcı açıklamalar yaptı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'yi önümüzdeki çağa
taşıyacak yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini söyledi. Gül,
Başkanlık sistemi ile ilgili çekinceleri bulunduğunu ifade etti,
Cumhurbaşkanı'nın süresi ile ilgili tartışmaya
girmedi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin kış oturumuna katılmak
üzere Strasbourg'a giden Gül, uçakta gazetecilerin sorularını
cevapladı. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal gibi yeni
anayasanın mutlaka kısa ve öz olması gerektiğini belirterek, "Ne
kadar detaylı olursa o kadar kısıtlama olur." uyarısını
yaptı.
KISITLAYICI DEĞİL ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA
"Bizim kısıtlayıcı değil özgürlükçü bir anayasamızın
olması lazım." diyen Cumhurbaşkanı, "Nasıl bazı ülkeler
var ki 100 yıl önce yazılan anayasaları hâlâ ayakta ve ufak rötuşla
gidiyor. Eğer o kadar detay olsaydı onlar da bugün böyle olmazdı...
Önümüzdeki çağı getirecek temel ilkelerini koyan bir anayasa
olmalı." ifadelerini kullandı. Gül, yöntem konusuna da dikkat
çekerek yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanması
gerektiğinin altını çizdi. Meclis'te uzlaşma sağlanması durumunda
referanduma gerek kalmayacağını ifade etti. Güney Afrika'nın model
alınması fikrine karşı çıkarak, "Biz Avrupa Konseyi'nin kurucusu
bir ülkeyiz. Kendi değerlerimiz de var. Bu örnekler doğru değil."
dedi. Görev süresiyle ilgili tartışmalara ise kesinlikle
girmeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün sorulara verdiği cevaplar şöyle:
NASIL BİR UZLAŞMA
Burada alınacak kriterler gayet açık olmalı. Çok detaylı da
olmaması lazım. Ne kadar çok detaylı olursa o kadar kısıtlayıcı
olur. Detay, özgürlük vermek için değil, kısıtlamanın bir aracıdır.
Bizim kısıtlayıcı değil, özgürlükçü bir anayasamızın olması lazım.
Önümüzdeki 100 yılın anayasası olması lazım. Gelecek yüzyılın
anayasası olması lazım. Nasıl bazı ülkeler var ki 100 yıl önce
yazılan anayasaları hâlâ ayakta ve ufak rötuşla gidiyor. Eğer o
kadar detay olsaydı onlar da bugün böyle olmazdı. Temel ilkelerini
koyan bir anayasa olmalı. Önümüzdeki çağı getirecek anayasa...
Anayasa'da hangi maddeler değişsin?
Tek tek şunu değiştirelim, şunu değiştirmeyelim dediğimiz andan
itibaren bu, işi çıkmaza sokuyor. Olacak işleri olmaz yapıyor.
Metotta hata yaparsak esasta kaybediyoruz. Metot konusunda epey de
ders aldık. Anayasalar ne kadar çok katılım, ne kadar çok herkese
hitap eden bir metotla yazılırsa kabulü de o kadar kolay oluyor.
Ben farklı partilerin ve farklı grupların böyle bir anayasa
konusunda temelde farklı düşündüğü kanısında değilim.
Seçime gidilirken partiler yeni anayasa ile ilgili temel
ilkelerini açıklamalı mı?
Bu acaba kutuplaşmayı artırır mı, olacak işleri olmaz yapar mı,
çekincem var açıkçası. Genel niyetlerini açıklasınlar. Neticede
bunu uzmanlar yapacak. Seçim sonrası ortam çok önemli. Anayasa
yapmak için seçim sonrası ortamı düşünmek gerekir.
Metot olarak Güney Afrika modelinden söz ediliyor...
Güney Afrika bize niye model olacak? Biz Avrupa Konseyi'nin
kurucusu bir ülkeyiz. Bizim tabii ki kendi doğru değerlerimiz var.
Bunlar varken oradan bu, buradan bu örnekler doğru değil.
Yöntem olarak herkesin katılacağı bir anayasa olmasını tercih
edeceğinizi söylediniz...
Bu, yapılacak işi imkânsıza götürüyor. Onun bir ayarı vardır. Yani
herkesin katkısını sağlayacağı, sürecin içinde olacağı bir durum.
Daha önceki dönemleri gördük. Yapılacak işi yapamaz hale getirip
kendimizi kilitleyecek hale de getirmemeliyiz.
Parlamento yeni anayasayı yapmaya yetkili olacak. Onu
referanduma mı sunacak?
O zaman Meclis'i gölgelersiniz. Eğer Meclis'te uzlaşı varsa
referandum gerekmez.
Bir anayasa değişikliğine gidilmezse iç sorunların daha
ağırlaşacağı endişesini taşıyor musunuz?
Türkiye, kendi kabına sığmıyor. Onun için parça parça anayasa
değişikliği yaptık. O değişiklikleri yapmasaydık o zaman dar bir
ceketin içinde olacaktık. Türkiye'nin bütün sorunlarının daha kolay
halli açısından, Türkiye'nin daha güvenli bekası açısından ben daha
iyi bir anayasayı gerekli görürüm. Tabii ki daha iyi bir anayasa
daha çok nefes aldıracaktır. Türkiye'nin yükünü de
azaltacaktır.
Askerî yönetimin giydirdiği deli gömleğini parça parça
çıkarmak yerine toptan değiştirmek mi?
Güzel bir benzetme. Ben Meclis'te de söyledim. O anayasanın yapılış
şekli, mantığı, hedefi, sistematiği, özlediği Türkiye farklı.
Anayasa'dan sonra çıkan bazı temel kanunlar var. MGK, MİT kanunları
gibi... Bütün bunlar hepsi Anayasa'nın devamı olarak hatta daha da
söyleyeyim, Türkiye çok partili sisteme geçerken, yine çok
partililer rüştüne ermemiştir diye çıkarılan yasalar var. Bunları
çekindiğim için söylemiyor değilim. Çok konuşulduğu için
söylemedim. Onun için değişiklikler yapıyorsunuz ama değişiklikler
yaparken anayasaların sistematiği, metodu, amacı bozuluyor. Kendi
içindeki yapısı bozuluyor. Nereden alırsan al tezatlar da içeriyor.
Onun için tertemiz bir anayasa... Türkiye'de partiler arasında
temel fark
SİYASÎLERE USLUP UYARISI
Seçim sonrası bir siyasi uzlaşma olur mu?
Niye olmasın? Türkiye'nin ihtiyacını karşılamak için bu anlayış
niye olmasın?
Seçime doğru giderken partiler arasındaki üslup farklarını
tehlike olarak görüyor musunuz?
Burada öyle bir tehlike var açıkçası. İkaz eden adam konumuna
düşmek istemem. Herkesin aklı başında çünkü. Fakat daha büyük
şeylere mani olabilir. Bazen dil yarası, kılıç yarasından daha çok
iz bırakıyor. Seçim sonrasını düşünmek lazım, Türkiye'yi yeni bir
anayasaya hazırlamak lazım. Herkes Türkiye'ye, bir çocuğun annesi
gibi davranmak zorunda.
Başkanlık sistemiyle ilgili çekincelerim var
Başkanlık sistemi için ne düşünüyorsunuz?
Bunların hepsi tartışılabilir. Her şey tartışılabilir. Ama her şey
tam bilinerek talep edilirse bu konuda bir şey demem. Tam detaylara
girilmeden 'şöyle böyle olur' denilirse olmaz.
Sanki bir çekinceniz var...
Şüphesiz ki çekincem var. Ama avantajları da, dezavantajları da
var. Fakat 'Bilerek biz bunu istiyoruz' diye karar verilirse...
AK Parti 367 üstünü aldı geldi. Ben başkanlık sistemini
uygun buluyorum, ona göre değiştiriyorum derse, referanduma
gidiyorum derse?..
Ben ona girmem. Bir şeyin gerçekleşmesine yardımcı olmak istiyorum.
Bunu kaçırmayalım.
İstanbul'da çıkıp dolaşmayı özlüyorum
İstanbul'da çıkıp dolaşmayı özlüyorum. Geçen bir grup avukat geldi.
Onlara 'Beyaz Saray'ın orada Marmara Kıraathanesi var (Beyazıt'ta),
Küllük'ün oradan gideceksin' dedim. Hepsi Washington'ı anladı. Oysa
ben İstanbul'u anlatıyordum. Arkadaş, 'Ben 1982 doğumluyum' dedi. O
zaman fark ettim, zamanın nasıl akıp gittiğini.
Görev süresiyle ilgili tartışmaya girmem
Beş mi, yedi yıl mı (Cumhurbaşkanı'nın görev
süresi?
Ona girmem.
Meclis Başkanı, "Seçim sonrası birinci öncelikli konu
cumhurbaşkanının görev süresidir. Bunu YSK değil, Meclis
belirlemeli." dedi...
Ben bu konuyla ilgili hiçbir şey söylemem. Usul, metot bazen esasın
önüne geçmemeli.