Abdullah Gül: Alnıma silah dayadılar
Abone olAbdullah Gül, TRT'de yayınlanacak belgeselde üniversite yıllarını anlattı kantinde alnına silah dayandığını söyledi
TRT Belgesel kanalında bugün başlayacak “Büyük Doğu’nun
Atlıları” belgeselinde Gül, üniversitede okurken kantinde
sıkıştırılıp alnına silah dayandığını söyledi.
Yapımcılığını ve metin yazarlığını gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk’un
yaptığı belgeselde, aralarında Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail
Kahraman, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eski Milli eğitim
Bakanı HASAN Celal Güzel, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, tiyatro
sanatçısı Metin Akpınar, gazeteci-yazar Fehmi Koru’nun da bulunduğu
siyasetçi, akademisyen ve yazarlar MTTB dönemini anlattı.
KAYIP VE ÜZÜNTÜLÜ YILLAR
Belgeselde öğrenci olaylarının yaşandığı dönemleri anlatan Abdullah
Gül, “Bütün bu kavgadan dolayı neticede maalesef 5 bine yakın
üniversite gencinin kayıp edildiği bir ortam… Bu doğrusu bu çok
acı. Her zaman ben Cumhurbaşkanı olarak geçmişe baktığımda bu
yılları çok acıyla hissederim. Çünkü en çok yaptığımız iş derse
gitmekten çok arkadaşlarımızın cenazelerinin kaldırmaktı. Biz
kaldırırken diğer grupta aynı şekilde cenazelerini kaldırıyordu.
Böyle bir Türkiye idi. Maalesef, kayıp ve üzüntülü yıllar olarak
görürüm” diye konuştu.
KANTİNDE ALNIMA SİLAH DAYANDI
Üniversitede okurken kantinde sıkıştırılıp alnına silah dayandığını belirten Gül, şunları kaydetti: “Türkiye’nin en acılı yılları dediğim gibi üniversiteler işgal ediliyor. Üniversiteye giremiyorsunuz. Alnınıza silahların dayandığı dönemler bütün bu dönemler bu hepimize olmuştur. Benim de kantinde kıstırılıp alnıma silahların dayandığı dönemler arkadaşlarımızın halk mahkemeleri adı altında tırnaklarının söküldüğü dönemler… Bütün bunları acıyla doğrusu hissettiğimiz Türkiye’nin kayıp yılları olarak görüyorum. Bunun acısı bunu yapanlarda bunu yurtseverlik adına yapıyorlardı. Onlar şahsi çıkarları içerisinde değillerdi. Böyle bir gençlik vardı o zaman. Buna tabi ki her zaman dua ederiz o gün hayatını kaybeden arkadaşlarımızdan birisi çok rahat olabilirdik. Kaderimiz bizim böyle çizilmiş.”
HEPİMİZİN KENDİMİZE BİÇTİĞİ ŞEY DAVA ADAMI
OLMAKTI
Öğrenciyken kendisine dava adamı olmayı hedef seçtiğini belirten
Gül’ün anlatımları şöyle devam ediyor:
“O zamanki dönemlere bakarsanız, özellikle 1960’dan sonra
Türkiye’de çok yoğun bir sol propaganda başlamıştı... Sol akım
gelişiyordu. Bu akımlar öyle bir hale geldi ki diğer bütün
düşünceleri adeta bastırıp onları hem düşüncelerini empoze hem de
kendileri gibi düşünmeyenleri dışlayan ve fiili güç kullanan bir
hale gelmişti. Şimdi böyle bir ortamda Milli Türk Talebe Birliği
gerçekten büyük bir sığınak ve ocak oldu. Demin söylediği gibi
milliyetçi mukaddesatçı olarak tarif edilen daha geniş anlamıyla
vatansever, dini inançları güçlü, muhafazakâr, kendi geleneklerine,
kendi tarih şuuru bilinci içerisinde olan, kendi değerlerine her
zaman önem veren bir üniversite gençliğinin bir araya geldiği bir
topluluktu... Hepimizin kendimize biçtiği şey, dava adamı olmaktı.
Davamızda ülkemizi mutlu, güçlü ve özgür kendi düşüncelerimizin en
güzel şekilde yaşayabilir bir ortam.”
MTTB’de İcra Kurulu üyeliği, Tiyatro ve sinema Müdürlüğü
görevlerinde de bulunan Abdullah Gül öğrenci lideri olarak
Çanakkale Yürüyüşleri de tertip etti.