Abdullah Gül aday değilim diyecek mi? Dostu yazdı

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yakınlığı ile bilinen Fehmi Koru kendine ait sitede "AK Parti ile MHP’nin birlikteliği.. Abdullah Gül’ün adaylığı.. Daha başka ne var?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Gül'ün yakın dostu Fehmi Koru aracılığıyla zaman zaman ince mesajlar verdiği biliniyor. Bugünkü yazı da hem başlığı hem içeriği itibariyle o şekilde yorumlandı.

Fehmi Koru 'Abdullah Gül'ün adaylığı' başlıklı yazısının girişine bir fotoğraf yerleştirerek ilk mesajı vermiş. Fotoğrafta Abdullah Gül ortada otururken, bir yanında Recep Tayyip Erdoğan diğer yanında Bülent Arınç bulunuyor. Fotoğraf AK Parti olarak yola ilk çıkıldığı dönemlerden. Dün Erdoğan gruptaki konuşmasında 'Bu beraberliği, bu dayanışmayı zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Bu trenden düşenler, düştükleri yerde kalırlar' demişti. Fotoğraf da bu sözlere yanıt niteliğinde görünüyor.

ABDULLAH GÜL'Ü ENGELLEMEK İSTİYORLAR

Fehmi Koru yazısının başında Erdoğan ve Bahçeli'nin çıkışlarının Abdullah Gül ve çevresi tarafından nasıl algılandığının özetini yapıyor. Koru şöyle yazıyor;

-'Her siyasi davranışın arkasında makul bir sebep aramak gerekmeyebilir, ama şu sıralarda tanığı olduğumuz gelişmelerin fazla zorlanmadan farkına varılabilecek bir sebebi bulunuyor: Eğer öyle bir niyeti varsa Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığına yeniden adaylığını koymasını engellemek…

NİYET GÜL HEMEN ŞİMDİ AÇIKLASIN

AK Parti genel başkanı sıfatını da taşıyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Gül’ü hedef alıyor’’ diye yorumlanan çıkışları ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıkça aynı hedefe yönelik sözlerinin amacı bu. Gül aday olmasın ve bunu daha sonraya bırakmadan, derhal, hemen, şimdi açıklasın…

GÜL 'ADAY DEĞİLİM' DİYECEK Mİ?

Fehmi Koru yazının finalinde imalarla dolu satırlarla 'her an herşey' olabilir diyerek bu noktayı açık bırakıyor. 'Siyasetin matematiği' diyerek şunları yazıyor;

-Tek sorun, siyasetin matematiksel kesinlikle başı hoş olmayan doğasıdır. Matematikte ‘2+2’ her zaman ‘4’ ettiği halde, siyaset her zaman aynı sonucu vermiyor. Evdeki hesap çoğu kez çarşıya uymuyor siyasette.

AK Parti ile MHP’ye farklı gerekçelerle katılmış olan kişiler ve onların içinde yer aldığı kitleler, tepede meydana gelen buluşma ve anlaşmayı liderler gibi içselleştirebilirlerse elbette sorun çıkmayabilir; ancak ya o kişiler ve kitleler bu ‘kutlu yürüyüşü’ o yürüyüşü başlatanlar kadar benimsemeye hazır değillerse ne olacak?

Daha da önemlisi, bu birliktelik görüntüsüyle etkilenmesi ve —verdiği bir karar varsa— onu değiştirmesi beklenen rakip/ler ‘‘Yola devam’’ derlerse? Ya ‘yerli ve milli duruşa’ daha uygun birliktelikler oluşursa? Elbette bunlar, herbiri birden fazla kişiyi ve onların içinde yer aldıkları kitleyi ilgilendirdiği için, bugün cevaplanabilecek sorular değil. Şimdi oluştuğu görülen AK Parti-MHP cephesinin hesaplarına uygun da gelişebilir siyaset…
Peki, ya farklı gelişirse?