Abdullah Gül AB için umutlu
Abone olCumhurbaşkanı Gül, AB sürecinin kolay olmayan, uzun bir süreç olduğunu söyledi. Gül, bu süreç içerisinde başmüzakereci atandığını da kaydetti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB sürecinin kolay olmayan,
uzun bir süreç olduğunu belirterek, Türkiye'nin ulusal programını
ilan ettiğini, bu çerçevede başmüzakerecisini atadığını, bunların
yeni bir döneme girildiği için yapıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso
ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında,
Türkiye-AB ilişkilerini ve küresel güncel konuları ayrıntılı olarak
ele aldıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı düzeyinde AB'ye ilk ziyaretin söz konusu olduğunu
ifade eden Gül, ana muhalefet partisi başkanı Deniz Baykal'ın da
bir süre önce Brüksel'de temaslarda bulunduğunu, daha önce de
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'i ziyaret ettiğini,
Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinin tam üyelik hedefine
yönelik olarak sıkı ve ciddi bir şekilde devam ettiğini
söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, özetle şöyle konuştu:
''Bu süreç kolay bir süreç değildir. Uzun bir süreçtir. Yapılacak
birçok iş vardır. Türkiye ulusal programını ilan etmiş, bu
çerçevede başmüzakerecisini atamıştır. Bunlar, yeni bir döneme
girildiği için yapılmıştır. İç politikadaki yoğunluğa rağmen 30'un
üzerinde önemli kanun çıkarılmış, önemli reform süreçleri
yaşanmıştır. Türkiye, AB sürecinde daima güçlenerek çıkmaktadır.
Demokrasisi ve ekonomisi güç kazanmıştır. Bu süreç, Türkiye'nin
standartlarının AB standartlarına uyum sürecidir. Stratejik bir
süreçtir, Türkiye'de herkes bu konuda kararlıdır. Türk halkı da bu
sürece sahip çıkmaktadır. Bu, bu şekilde devam edecektir, kimsenin
şüphesi olmaması gerekir.''
Brüksel ziyaretinin, AB sürecinin yeni ivme kazanmasına yol
açmasını umduğunu belirten Gül, bu temaslarında, stratejik açıdan
önemli konulara da geniş çerçevede değindiklerini, Orta Doğu, Irak,
Afganistan, Kafkaslar gibi konuları da ele aldıklarını, Türkiye'nin
dış politikalarının ve güvenlik politikasının AB ile uyum
içerisinde olduğunu söyledi.
Gül, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO genel
sekreterliği adaylığı ve Türkiye'nin bu konudaki tavrı konusunda
soruları yanıtlarken, NATO'nun işlev ve başarısının önemine işaret
etti ve yetenekli bir isim üzerinde mutabakat sağlanacağını
kaydetti.
Gül ile çok kapsamlı görüşmeler yaptıklarını belirten AB Komisyonu
Başkanı Barroso da uzun vadeli stratejik çıkarlar açısından Türkiye
ile AB'nin birlikte çalışmalarının önemine değinerek, çok sağlam ve
güçlü ilişkilerin söz konusu olduğunu söyledi.
Müzakere sürecinin devam ettiğini, 10 faslın açıldığını,
Türkiye'nin reformlara hız vermesi gerektiğini kaydeden Barroso,
Kürtçe televizyon yayınlarının başlatılması, Egemen Bağış'ın
başmüzakereci olarak atanması gibi olumlu gelişmelere işaret etti
ve iki tarafın da daha fazla çalışması gerektiğini belirtti.
Siyasi partiler, basın özgürlüğü, kadın-erkek eşitliği gibi
alanlarda daha fazla reform yapılmasını istediklerini söyleyen
Barroso, Kıbrıs sorunun çözümünün de herkesin çıkarına olacağını
ifade etti.
Barroso, Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan ziyaretinin önemine de
değindi ve bu girişimin somut sonuçlarının önümüzdeki dönemde
görüleceğini düşündüğünü anlattı.
Barroso, bir soru üzerine, basın özgürlüğüne tam saygının AB
açısından çok önemli bir değer olduğunu, bazı sıkıntıların
gözlemlendiğini, bazı kaygıların iletildiğini söyledi.
AB Komisyonu Başkanı, müzakereler çerçevesinde enerji faslının da
açılması gerektiğini, Komisyon'un bu görüşte olduğunu, AB
Konseyi'ndeki bazı sıkıntıların aşılacağını ümit ettiklerini
belirterek, Çek Cumhuriyeti'nin dönem başkanlığı süresinde iki
fasıl daha açılabileceğini bildirdi.