Abdullah Avcı hedefi çizdi
Abone olTürkiye A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı Türk futbolunun bugünü ve geleceğiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, futbol
kamuoyuna umut dolu mesajlar verdi ve hedefi gösterdi:
"2014'te Brezilya'daki Dünya Kupası için çok ümitliyim
ve çok inanıyorum. Bu ekip Brezilya'da olacak."
TRT Spor kanalında yayınlanan ''Basın Tribünü'' programına konuk
olan Abdullah Avcı'nın açıklamalarına, ''www.trtspor.com.tr''
internet sitesinde de yer verilirken, Abdullah Avcı, milli takımın
teknik patronluğuna gelmesinden itibaren başladığı çalışmaları ve
planlarını aktardı.
''Milli takımda görev aldıktan sonra hayatımda yoğunluk bayağı
arttı'' diyen Avcı, ''Genel yapılanmayla ile ilgili çalışmayı
başlattık. Bir haftadır 4-5 saatlik uykuyla yaşıyorum. Şu ana kadar
Süper Lig'de 6 maç izledim. Çalışmalarımızı yavaş yavaş düzene
oturtacağız'' ifadelerini kullandı.
Göreve geldiği pozisyonun önemine dikkati çeken Abdullah Avcı,
''Milli takımların teknik direktörü olmak çok önemli bir olay.
Tüm milli takımlardan sorumluyum. Her yaş gurubundaki
antrenörlerle beraber, aynı çatı altında çalışacağız. Milli
takımlarda bulunmak gururumu okşuyor. Sorumluluğum daha fazla
artıyor. Karşılığını istendiği gibi vereceğimizi düşünüyorum''
dedi.
BU EKİP 2014'TE BREZİLYA'DAKİ DÜNYA KUPASI'NDA
OLACAK
Milli takımda sevgi, saygı ve aile ortamı oluşması gerektiğinin
altını çizen Avcı, turnuva takımı olabilmek için doğru temeller
atacaklarını dile getirerek, şunları söyledi:
''2008'deki jenerasyonumuz bu elemelerde maalesef mesafe kat
edemedi. Jenerasyon olarak baktığımızda 1985 ve 1991 doğumlular
arasında 8-10 sene milli takımda oynayacak kadro var. Ufak tefek
değişikler olacak ama bunu zamanla göreceğiz. Önemli olan takım
ruhu ve birlikteliğini yaratmamız. Şu an yapmamız gereken, yaşanan
olayları geride bırakıp, nasıl kazanacağımıza bakmak. Tüm
oyuncularla iletişime geçtik. Sporcularla her şeyi açıkça
konuşacağız. Herkesle elini taşın altına nasıl sokacağını açık açık
konuşacağız. Takımdaki bazı oyuncular 2002'de, 2008'de yaşattıkları
başarılardan sonra neden birden önemsiz oldular. Bu oyuncuları
kazanmamız lazım. İletişimle bu işi çözeceğiz. Turnuva
takımı olabilmek için doğru temeller atacağız. Avrupa'nın
neresindeyiz? Almanya, İspanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi
değiliz. Eğitimleri doğru yapacağız. 2014'te Brezilya'daki Dünya
Kupası için çok ümitliyim ve çok inanıyorum. Bu ekip Brezilya'da
olacak. Biz buna inanıyoruz ama Türk futbolu olarak herkes buna
destek olmalı. Bir sistem içinde durursak ve turnuva takımı olursak
şampiyonalarda başarılı oluruz. 2014'te olup, sonrakilerde
olamazsak bir anlamı kalmaz.''
MİLLİ TAKIMA HAZIRLIK YAPMIŞ
Abdullah Avcı, kendisini geçmişte de A Milli Takım için
hazırladığını söylerken, şu ifadeleri kullandı:
''Beynimin bir tarafını milli takıma gidersem diye sürekli
hazırlıyordum. Adım sürekli geçtiği için Almanya maçından sonra
hiçbir milli maça yanlış anlaşılma olmasın diye gelmedim. 3-0
yenildiğimiz Hırvatistan maçını da tesiste personelle seyrettim.
Maçta izleyicilerin benim lehime bağırmalarını açıkçası
televizyondan izlerken duymadım. Maçta olan büyük oğlum bana
söyledi ve Hırvatistan maçında benim için bağırdıklarını öğrendiğim
anda telefonumu kapattım. İkinci Hırvatistan maçından sonra teklif
geldi. Kamuoyunun bana genel bir desteği vardı. Bu duygularla
hareket edilerek bana teklif getirildi.''
BİZİM TÜM OYUNCULARA KAPIMIZ AÇIK
A Milli Takım'a bazı oyuncuların alınmadığı, bazı oyuncuların
yasaklı olduğu gibi görüşlerin bulunduğunu söyleyen Avcı,
kendilerinin böyle bir uygulaması olmayacağını aktarırken, ''Bizim
tüm oyunculara kapımız açık. Önümüzde oynayacağımız özel maçlar
var. İbrahim Toraman'ın milli takıma alınmaması eleştiriliyordu.
İbrahim'in performansına bakacağız ve değerlendireceğiz. Milli
takımın kapısının bazı isimlere kapalı olması mümkün değil.
Göreceksiniz, maça göre, oynatacağımız sisteme göre bazı oyuncular,
alınmadığı zaman da bize saygı gösterecek. Şu an taraftarlarca
tepki gösterilen, eleştirilen bazı oyuncular Avrupa 3.'sü takımda
da vardılar. 2008'den bu güne ne değişti de şimdi küfrediliyor?''
şeklinde konuştu.
Avcı, yabancı kökenli oyuncularla ilgili görüşünün sorulması
üzerine, ''Biz 1985-86-87-88 dönemi oyuncuları
değerlendireceğiz. Bizi üst gruplarda heyecanlandıran bazı
oyuncular var. Onları da bekliyoruz. Öncelik hakkım bizden yetişmiş
oyuncudan yana. Devşirme oyuncuları ancak altyapılarda yetişmiş
iseler değerlendirebiliriz. Yaşı geçmiş oyuncuları kısa süreli
başarılar için değerlendireceğimi sanmıyorum'' cevabını
verdi.
Almanya'da çok büyük bir Türk futbolcu potansiyeli olduğunu ve bu
oyuncularla ilgili projelerini hayata geçireceklerini anlatan
Abdullah Avcı, TFF Riva Tesisleri'ni milli takım için önemli bir
konuma getirmek istediklerini söyledi.
HİDDİNK'İ HIRVATİSTAN MAÇLARI İÇİN
ELEŞTİREBİLİRİZ
A Milli Takım'ın yaşadığı başarısızlığın sadece eski teknik
direktör Guus Hiddink'e bağlı olmadığını anlatan Abdullah Avcı,
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Herkes bu başarısızlığın bir parçası. Bu eleştirilmeli.
Hırvatistan karşısında oyun anlamında bu kadar kötü olmamalıydık.
Ama Hiddink'i, 'Yanlış yaptı' diye Hırvatistan maçları için
eleştirebiliriz. İlk maçtaki 3-0'lık sonuç gerçekçi skor değil.
Milli takım o gün çok istiyordu ama ilk dakikalarda gelen gol
dengeleri bozdu. Biz bunların yaşanmaması için her şeyi yapacağız.
İletişim eksikliğinden, takım bir anda yapacaklarını yapamayacak
duruma geldi. Arda Turan sarı kartı görünce iyi bir
psikolojisi olmadığını düşündüm. 3-0'dan sonra bile o hareketin
doğru olmadığını düşünüyorum. Bu tür hareketler bitecek. Volkan'ı,
Emre'yi, Arda'yı, Mehmet Topal'ı konuşmayı bırakmalıyız. Geleceğe
bakmalıyız. Başarı bizi gelecekte bekliyor. Kişileri konuşarak
milli takıma zarar vermeyi bırakmalıyız. Hiddink profesyonelce
bakıp Hırvatistan maçının zorluğuna değindi. Azarbeycan ve
Kazakistan maçlarında da temkinli açıklamalar yaptı. Öyle rakiplere
karşı, 'Bunlar zor rakip' şeklinde ben açıklama yapmazdım. Bu
kendimizi küçültmek anlamına gelir.''
İMZA TÖRENİ VE PARA İÇİN NE DEDİ?
Kendisine yapılan imza töreni ile Hiddink'in imza töreninin,
kendisinin aldığı ücretle de Hollandalı teknik adamın ücretinin
karşılaştırılmasını doğru bulmadığını kaydeden Avcı, şöyle devam
etti:
''Hiddink'in imza töreni çok şatafatlı oldu, benimki sönük
oldu şeklinde söylemler duyuyorum. Bütün dünya onu tanıyor.
Abdullah Avcı'yı kim tanıyor? İmza törenimin Hiddink'in töreni gibi
olmaması normal. Ben ülkenin yetiştirdiği biriyim ve bu tarz
takıntılarım olmaz. Milli takım aşktır ve ben o aşkı yaşayacağım.
Hiddink çok büyük para aldığı ama benim ondan çok daha düşük bir
rakama imza attığım söyleniyor. Hiddink gibi biriyle
çalışıyorsanız, sözleşmesindeki maddelere katlanacaksınız. Ben para
konuşmadım, milli takım benim gibi insanlar için sadece Türk
futboluna hizmet demektir. Asgari ücretin düşük olduğu, bu kadar
geçim sıkıntılarının yaşandığı ülkemizde benim aldığım, az olarak
değerlendirilen ücretin konuşulması bile yanlış. Ayrıca milli takım
oyuncusu da prim pazarlığı yapmaz, karşılığını alır. Biz aile
ortamı yaratıp böyle tartışmalara son vereceğiz.''
YILDIZ DEĞİL YETENEKLİ OYUNCU
Kendisi için yıldız değil, yetenekli oyuncu olduğunun altını çizen
Abdullah Avcı, Real Madrid'de forma giyen Nuri Şahin'e özellikle
dikkati çekerek, ''Nuri, milli takımda uzun süre oynayacak
oyunculardandır. Real Madrid'de oynayan önemli bir Türk
oyuncusudur. Kesinlikle ondan faydalanacağız'' derken,
kendisini heyecanlandıran bir oyuncu olarak nitelendirdiği
Beşiktaşlı Mustafa Pektemek'in de Hakan Şükür'e benzeyen bir stili
olduğunu dile getirdi.
Avcı, milli takımda savunmanın merkezinin sıkıntılı olarak dile
getirilmesine değinirken, ''O bölge için hemen aklıma gelen
3-4 tane aday oyuncumuz var. Semih Kaya, Serdar Aziz, Serdar
Kesimal... Bu bölgede bir sıkıntı varsa çözeceğiz. Mevkisel olarak
bazı yerlerde sıkıntı olabilir. Sol bekte böyle bir sıkıntı
görünüyor olabilir. Genç iyiyse genç, yaşlı iyiyse yaşlı oynayacak.
Milli takımı, tecrübeli ve genç oyuncularla
harmanlayacağız'' dedi.
Öte yandan, kendisinin Galatasaraylı olduğunu ancak bulunduğu
görevde bunun hiçbir etkisinin olmayacağını vurgulayan Abdullah
Avcı, ''Büyük takımlarda hiç oynamadım. Bana hangi takımı tuttuğumu
sorduklarında, Galatasaraylı olduğumu söyledim. 21 yaşındayken 2.
Lig'de gol kralıydım. Karagümrük'te oynarken 4 büyükler beni
istiyordu ama ben kendimi bir anda Rizespor'da buldum. Beşiktaş'ta
futbola başladım ama Galatasaraylıyım. İçinde bulunduğum ortamlarda
işim gereği ben tarafsız kalmak zorundayım. Bir takımı tutup
sevebilirsiniz, ama renginiz işinizi yapmanıza asla engel olmaz,
olmamalı'' ifadeleriyle sözlerini tamamladı.