Abdülkadir Selvi: Kılıçdaroğlu'nun MİT'i tuttu!
Abone olKöşe yazarı Abdülkadir Selvi, Kılıçdaroğlu'nun CHP içinde MİT'in yerleştirdiği isimler olduğunu iddia ederek bir taşla iki kuş vurduğunu ileri sürdü.
İNTERNETHABER.COM
Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak
gazetesinin 'sağlam' kulisli yazarlarından Abdülkadir Selvi,
bugünkü yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu topa
tuttu.
Selvi, Kılıçdaroğlu'nun en zaman sıkışsa 'MİT'e sarıldığını' ileri
sürerek, "Kemal Bey’in yine MİT’i tuttu" diyerek
giriş yaptığı yazısında Kılıçdaroğlu'nun CHP’de istifalar birbiri
ardına gelecek olduğu anlarda MİT'i suçlamaya başladığını
yazdı.
Selvi'ye göre, Kılıçdaroğlu'nun bu tavrının 2 temel sebebi var;
Dersim konusunda sıkışmış olması ve art arda gelen
istifaları durdurabilmek için 'Partiden ayrılanlar
MİT'çidir" yaftası vurma"
İşte Selvi'nin o yazısından çarpıcı satırlar:
(...)
"ZAMANLAMA MANİDAR"
Daha önce MİT yasası gündeme geldiğinde de CHP lideri benzer bir
çıkış yapmıştı. Kılıçdaroğlu’nun elinde Pensilvanya’da hazırlanan
bir dosya olduğu ortaya çıkmıştı. Şimdi ki zamanlaması da manidar.
Tam anlamıyla “Zaman ayarlı” bir çıkış yaptı CHP lideri. MİT
Yasası’nın Anayasa Mahkemesi’nde görüşüleceği bir sırada
Kılıçdaroğlu, MİT’i hedef alan bu çıkışı yaptı. Şimdi merak
ediyorum, bu kez elinde olan dosyayı kim hazırladı. Sahi Kemal Bey,
elinizdeki dosyayı size kim verdi? Pensilvanya mı yoksa onun da
amiri olan Amerika mı?
Kılıçdaroğlu’nun elindeki dosya nereden gelirse gelsin. Ben Kılıçdaroğlu’nun bu iddiasının ciddiye alınması gerektiğine inanıyorum. En fazla da MİT ciddiye almalı.
Eğer bir demokraside anamuhafet partisi devletin resmi
istihbarat kurumu tarafından izlenildiği ve kendisine MİT üzerinden
operasyon yapılacağına inanıyorsa, bu kaygıyı gidermek
gerekiyor.
MİT’ten bir yetkili Kılıçdaroğlu’yla görüşerek iddialara kaynaklık eden dosyayı talep etmeli varsa şifahi bilgileri almalı.
"MİT SAYESİNDE ORTADOĞU'DA, SAHADA
ARTIK BİZ DE VARIZ"
ARTIK Bu arada kaydetmeliyim ki, Hakan Fidan döneminde biz MİT’in
Kürtleri fişleyen değil, çözüm sürecini yöneten, IŞİD’in elindeki
Türk rehineleri kurtaran bir kurum olduğuna tanık olduk. Hakan
Fidan’la birlikte MİT dış operasyonlara yöneldi. MİT sayesinde
Ortadoğu’da artık sahada biz de varız.
Onun için paralel yapı ilk operasyonunu 7 Şubat tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik olarak gerçekleştirdi. 7 Şubat 17-25 Aralık darbe girişimlerinin habercisiydi. Asıl hedef Hakan Fidan değil, Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Bu ülkede darbelerin gelenekleri var. Her darbe bir sonraki darbe için ders oluyor. 27 Mayıs’tan bu yana darbecilerin ilk işi MİT’i ele geçirmek ya da By-Pass etmek oluyor.
Hem Erdoğan’ın darbeyi haber almaması için MİT’le bağlarını koparmak hem de MİT’i ele geçirmek için 7 Şubat’ta Hakan Fidan’ı hedef almıştı paralel yapı.
"Big Broder” kulağına üflediği andan itibaren, MİT, darbe dönemlerinde şimdiye kadar çift taraflı bir fonksiyon icra etti.
Hükümetlere darbeyi haber vermediği gibi, darbeye giden şartları hazırladı. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül bu konuda örneklerle dolu.
Elbette ki Kılıçdaroğlu’nun MİT’i hedef almasının da siyasi bir nedeni var.
CHP lideri bir taşla iki kuş vurdu.
1-Dersim’den dolayı yaşadığı sıkışmışlığı gidermek için karşı hamle yaptı. Bir ölçüde başarılı oldu.
2-CHP’den istifaların önünü kesmiş oldu. İstifa edecek olanlar, MİT’çi damgasını yememek için geri adım atma durumunda kaldı.
"KILIÇDAROĞLU'NUN MİT HAMLESİYLE
ANKARA'DA DOLAŞAN BAŞKA BİR SENARYO"
Kılıçdaroğlu’nun MİT hamlesiyle ilgili Ankara’da dolaşan başka bir
senaryo daha var.
Kaset darbesi ile Baykal’ı tasfiye ettikten sonra CHP’nin dümenine oturan, ”Üst akıl” 2015 seçimlerinde bir CHP-HDP ittifakını hedefliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın, ulusalcı kesimlerce kabul edilebilir bir performans sergilemesi bu projeyi güçlendirdi.
Nişantaşı medyası çoktan buna hazırdı. Ulusalcıların yoğun olduğu Ege ve Marmara’dan da Demirtaş’a oy çıkması, psikolojik engelleri ortadan kaldırdı. Birçok ulusalcı Selahattin Demirtaş’a oy verebileceğini açıkladı.
Cemal Bayık’ın, Selahattin Demirtaş’ın, Aysel Tuğluk’un ısrarla çözüm sürecine CHP’nin de dahil olmasını istemelerinin bir nedeni var.
"CHP'NİN AK APRTİ KARŞISINDA BİR
ALTERNATİF OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"
CHP’nin bu haliyle AK Parti karşısında bir alternatif olması mümkün
değil. CHP’yi yöneten üst akıl 2015 seçimlerinde AK Parti’nin önünü
kesmek için bu kez CHP-HDP ittifakını tezgahlıyor. Hedefleri AK
Parti’nin tek başına iktidarını önlemekten ziyade, Anayasa
değiştirecek bir çoğunlukla gelmesini engellemek. AK Parti bu ay
içerisinde yapılan 4 ayrı araştırma kuruluşunun raporuna göre yüzde
47-51 arasındaki güçlü konumunu muhafaza ediyor. Eğer Cumhurbaşkanı
Erdoğan-Başbakan Davutoğlu uyumu sandığa ayrı bir sinerji getirir
AK Parti Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşırsa, Başkanlık ya da
yarı Başkanlık sistemine geçilmesinden endişe ediyorlar. Bunu
engellemek için HDP’yi payanda yapmak istiyorlar.
Kılıçdaroğlu,”CHP, Kürtlerin ve Alevilerin partisi olarak gösterilmeye çalışılacak” diye bu senaryonun ipuçlarını verdi. CHP’de ilk operasyon yapıldı. HDP ile işbirliğine direnecek olan ulusalcılar ya istifa etti ya da etkinlikleri azaldı. Böylece CHP’de zemin hazırlandı.
Peki MİT bu işin neresinde?
Onu Kemal Bey’e sormak lazım.
Sahi çözüm süreci nedeniyle Öcalan’la görüşmeleri yürüttüğü için Hakan Fidan bu operasyonunun önünde bir engel olarak görülmesin.
Burası Ankara.